Uçak içinde nefes aldığımızda, taze hava ve kabin içindeki havanın bir karışımını soluruz.
Uçaklarda teneffüs ettiğimiz hava, tavandaki hava kanallarından kabin içine verilir. Solunmuş olan hava da zemine yakın noktalarda bulunan havalandırma kanallarından geri emilir. Emilen havanın yarısı uçaktan dışarı salınırken, diğer yarısı filtrelerde süzülerek tekrar kabin içine verilir.
Uçak içindeki hava genel olarak iki ila üç dakikada bir yenilenir. Bu hareketlilik marketlerde ve diğer kapalı alanlarda oluşan sirkülasyondan çok daha yüksek. Bu da virüs taşıyıcısı olan, kendisi herhangi bir hastalık belirtisi göstermeden gündelik hayatına devam eden bir yolcunun diğer yolcular için riskli olabileceği gösteriyor.
Uçaklarda itiş gücünü sağlayan motorlar tarafından emilen hava, yolcunun nefes alabileceği şekilde basınçlandırılır ve uygun ortam sıcaklığına getirilir. Basınçlandırma, uçağın çok önemli bir fonksiyonudur çünkü uçağın seyrettiği irtifada hava incedir. İnce hava uçağın sürtünmeden daha az etkilenmesi açısından faydalı olmasına rağmen, kaliteli bir nefes açısından gereken oksijen miktarı açısından yetersizdir.
Dışarıdan emilen hava, uygun basınç ve sıcaklık koşullarına getirildikten sonra kabine verilir. Kabin içindeki hava ise düzenli olarak iki HEPA (high-efficiency particulate air) filtreden emilir ve dışarıdan alınan temiz havayla karıştırılır.
Kabinden çekilen havanın yeniden devir daim sistemine sokulmayacak miktarı uçağın arkasında yer alan kanaldan dışarıya bırakılır.
Maske takan bir yolcunun uçak içinde hapşırdığı durumda, maskenin yanlarından dışarı çıkan hava parçacıkları, diğer yolcuların soluduğu havayla birleşerek, uçağın koridoruna doğru hareket ederler. Bu durumda kabin içinde hareket eden viral parçacıklar içeren hava, bir şeyler atıştırmak ya da bir şeyler içmek için maskesini çok kısa süre de olsa çıkarmış yolcu için risklidir.
Kabin içinde filtrelerden süzülen hava, her ne kadar dışarıdan alınmış temiz hava ile karıştırılmış olsa bile, özellikle yolcuların birbirine çok yakın olması sebebiyle önemli riskler barındırır.
Ayrıca uçak koridoru boyunca hareket eden yolcu ve kabin ekibi havanın dolaşımı etkiler ve partiküllerin dolaşımını hızlandırabilir.
Uçak kabinin dışındaki riskler neler?
Havanın uçak içinde nasıl hareket ettiği ve havalandırmanın nasıl yapıldığı maalesef güvenlik denkleminin tek parçası değil.
Yolcular uçuş öncesi terminal içinde restoranlar, kafeler, bekleme alanları gibi yerlerde otururken ve güvenlik sıralarından geçerken de virüse maruz kalabilirler.
Tatil zamanlarında havalimanlarında oluşan aşırı kalabalıklar, diğer yolculularla aramıza mesafe koymayı imkânsız hale getirebilir.
Terminal içi restoranlara gitmek risklidir, çünkü bu alanlarda maskeler çıkarılır ve yemek süresinde yolcunun kolunda aksesuar olarak bekler. Risk sebebiyle şehir içindeki yeme-içme yerlerinin kapatılması önlemi bir anda havalimanlarında anlamsız hale gelir.
Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışma birçok havalimanının hava sirkülasyonu için doğru tasarlanmadığını söylüyor. Yakın tarihlerde inşa edilmiş havalimanları yeni veya ek filtreleme sistemleri kurmuş olsalar bile, yolcular arasındaki mesafe, havalimanının hacmi, yeme-içme alanlarının yerleşimi, bekleme salonları, uçağa transfer yapılan otobüsler ve güvenlik uygulamaları hala çok kritik faktörler olarak önümüzde duruyor.
Enfeksiyon önleme konusunda uzman olan epidemiyolog olan Saskia Popescu, "Zorluk sadece bir uçakta değil, havalimanını ve tüm yolculuğu düşünün." diyor. Ülkemizde en kısa uçuşun İstanbul-Ankara hattında olduğunu düşündüğümüzde bile uçuş öncesi, uçuş esnasında ve sonrasında yolcunun uçaktan boşaltılma süresini düşündüğümüzde en az 2 saatlik bir süre demek. Restoranda 15 dakikalık bir yemek yeme süresinin bile riskli olduğu ve bu sebepten işletmelerin kapandığı bir dünyada, 2 saat önemli bir risk. Kıtalararası ya da okyanus aşırı uçuşlarda bu riskin tartışılmayacağı açık.
Ne yapmalıyız?
- Uçak yolculukları, seyahat mesafesini ve süresini dikkate aldığımızda son alternatif olmalı. Mecbur olmadıkça uçmayı unutun.
- Havalimanı restoranlarında, kafelerinde yemekten ve içmekten kaçının.
- Uçağa tok olarak binmeyi alışkanlık haline getirin. Böylelikle uçakta yeme ve içme ihtiyacı olmayacaktır.
- Maskenizi hiçbir sebeple, hiçbir zaman çıkarmayın.
- Maskenizin kalitesinden emin olun.
- Uzun uçuşlarda maskenizi 2-3 saatte bir değiştirmeyi ihmal etmeyin.
- Maskesini burnu dışarıda kalacak şekilde takmış veya maskesini düzgün kapatmamış yolcu gördüğünüzde, uçuş ekiplerini uyararak yolcunun maskesini düzgün takmasını sağlayın.
- Uçak tam dolu değilse, yolcunun az olduğu bir bölgeye geçmek için kabin ekibinden destek alın.
- Hasta olduğunu düşündüğünüz bir yolcu varsa, bu yolcudan uzak bir koltuğa yerleşmeye çalışın.
Amerikan Hastalık Önleme ve Koruma Merkezi, uçak yolculuklarında virüs bulaşmasının kolay olmayacağını söylese bile, keyfi yolculuklar için alınması gereken bir risk olduğunu söyleyemeyiz.
Konuyla ilgili olarak daha fazla okumak isteyen okur aşağıdaki detaylarda derinleşebilir.
- Airbus; Boeing; Rainald Löhner, George Mason Üniversitesi Akışkanlar Dinamiği Merkezi
- The New York Times, "How Safe Are You From Covid When You Fly?" Mika Gröndahl,Tariro Mzezewa, Fleisher – Jeremy White 17 Nisan 2021