Kar ve buz uçaklar için aşırı tehlikeli olabilir. Kanatlardaki buzlanmanın çözülmemesi dolayısıyla kalkıştan hemen sonra gerçekleşen uçak kazaları var. Kanatlardaki buzlanma uçağın havada kalması için gereken kaldırma gücünü yok ettiği ve gerekli manevraların yapılmasını imkânsız hale getirdiği için tehlikeli. Ayrıca alçalma esnasında pist görüşünün kaybolması, iniş sonrasında frenleyememe, kayarak pistten çıkma faktörler uçuş güvenliği tehlikeye atıyor. Bunlara ek olarak pistlerde birikmiş kar, uçağın tekerleklerinde sürtünmeye neden olduğu için kalkış sırasında uçağı yavaşlatır ve pist boyunca kalkış için gerekli hıza erişmesini engelleyebilir.
Bu hava koşulları uçuş güvenliğini etkiler ve uçuş operasyonunun aksamasına sebep olur. Bu nedenle pistleri kardan temizlemek, buzlanmadan arındırmak, kalkış ve iniş sırasında güvenliği sağlayabilmek ve uçuş kesintilerini önlemek bir havalimanı için hayati operasyonlardır.
Bir havalimanında uçakların hareket alanlarını temizlemenin üç yöntemi vardır; mekanik kar temizleme, kimyasal kullanarak ve termal yöntemlerle pistleri buzdan arındırma.
Mekanik temizlik pistlerde yağış olur olmaz başlar, kar temizleme araçları bir zincir oluşturur ve karı hareket alanlarının dışına atar. Mekanik kar temizleme araçları karı atsa da yüzeydeki buzu ortadan kaldıramaz. Buzlanma durumunda alternatif yöntemlerden birinin uygulanması gerekir.
Bu durumda kimyasal buz temizleme yöntemi devreye girer. Bu operasyon donmuş yüzeylere buz çözücü kimyasallar yayan araçlar tarafından gerçekleştirilir. Kimyasallar buzu yumuşattıktan sonra, yüzeyin tekrar donmasını engellemek için ortaya çıkan çamurun mekanik olarak pistten hızlı bir şekilde temizlenmesi gerekir.
Termal yöntemlerle buzdan arındırma ise pistin buzla kaplanmasını önleyen yeraltı ısıtma sistemleri kullanılarak yapılır. Bu yöntemi ısıtmalı pistler olarak tanımlamak mümkün. Bu yöntemle pistlerin ve taksi yollarının uzunluğunda piste gömülü iletken malzemeler ağı veya bu kanallara sıcak su sağlayan borular aracılığıyla ısı üretilir ve tüm alanlara yayılır. Böylece pistin yerden ısıtmalı bir kalorifer sistemi gibi hep sıcak kalması sağlanır. Ancak yüksek maliyet ve ısıtılmış yüzeylerden gelen eriyik suların atılması zorluğu bu yöntemin hâlâ kullanılması zor ve pahalı bir yöntem olarak kalmasına sebep oluyor. Sadece kurulum için yapılan bazı tahminler, dünyanın büyük ve en işlek havalimanları için yaklaşık 200 milyon dolar. Bu da yılda bir hafta sorun yaşayacak bir havalimanı için rasyonel bir yatırım değil. Arkansas Üniversitesi'nin bu alanda yaptığı önemli teorik çalışmalar henüz vücut bulmuş değil.
Mekanik yöntem, hareket alanlarının temizlenmesinde en az maliyetli ve çevre dostu yöntem olduğu için her zaman diğer iki yönteme göre tercih edilmeli. Kalan iki alternatif arasında, kimyasal yöntem, termal buz gidermeye kıyasla daha düşük maliyetlerle yapılabildiği için tercih sebebi oluyor.
FAA (Amerikan Havacılık İdaresi) zorlu hava koşulları ile mücadele için bazı temel prensipleri tanımlamış ve bunu tavsiye niteliğinde yayınlamış.
- İyi koordine edilmiş bir kar ve buz kontrol planı geliştirilmesi ve kış gelmeden önce test edilmesi
- Havalimanı işletmecisi ile hava trafik kontrol birimleri arasında, pistlerin yüzey durumunun değerlendirilmesi, yüzeyin güvenliğini bozan faktörleri azaltmanın ne zaman gerekli olacağına ve hava koşullarının ne zaman pistin derhal kapatılmasını gerektireceğine dair bir anlaşma yapılması.
- Tüm paydaşlara havalimanı tanıtma eğitimi sağlanması.
- Ekipman operatörlerinin elinde güncel havalimanı diyagramı, haritası olduğundan emin olunması, böylelikle hem hızlı müdahale edilmesi hem de görüşün azaldığı durumda yerdeki kazaların önüne geçilmesi.
- Her araçta uygun doğru radyo frekanslarının bilindiğinden ve yayınlandığından emin olunması.
- Pistlere ve taksi yollarına sadece pistler havalimanı operasyonları tarafından ‘açık' ilan edildikten sonra kar ve buz kontrol araçlarının çalışmasına izin verilmesi bu temel prensipleri oluşturuyor.
Balchen/Post ödülü
40 yılı aşkın bir süredir, Amerikan Havalimanı Yöneticileri Derneği (AAAE) tarafından güvenli operasyonlara imkân veren olağanüstü kar ve buz temizleme ekiplerine sahip havalimanları ödüllendiriliyor. 1976 yılında, Arktik keşiflerine öncülük eden, havacılık alanında seçkin bir kariyere sahip olan Albay Bernt Balchen'in onuruna Balchen Ödülü kuruldu. Ödülün ismi, 1996'da Uluslararası Havacılık Kar Sempozyumu'na verdiği 30 yıllık özel hizmetten dolayı Wiley Post, Jr.'ı onurlandırmak için Balchen/Post Ödülü olarak değiştirildi.
Ödül, kar ve buz kontrol planları, ekipmanların hazırlığı; personelin eğitimi, genel güvenlik bilinci; havayolları, kamu ve diğer havalimanı paydaşları ile zamanında iletişim; fırtınada temizleme, pistlerde ve diğer yüzeylerde kar ve buz kontrol planlarının etkinliği gibi kriterleri değerlendiriyor. ABD'de Denver – DEN havalimanı, yılda 200.000'den fazla uçuş operasyonu ile büyük ticari havalimanları kategorisinde birinci. Denver Havalimanı Manhattan adasından, San Francisco şehrinden ve Miami şehrinden daha büyük bir havalimanı. Bu büyüklükte bir alanı kardan ve buzdan arındırmanın zorlukları açık.
Önemli merkezlerden biri olan Münih Havalimanında temizlenmesi gereken iki pistin yanı sıra çeşitli taksi yolları ve diğer alanlar düşünüldüğünde kardan temizlenmesi gereken yüzey, yaklaşık 700 futbol sahası büyüklüğünde.
Vardiyalı olarak, 200 çalışan tarafından kullanılan 200 araç kar operasyonları için kullanılıyor. Gerekli işgücü, Münih Havalimanının personelinin yanı sıra, çevre bölgelerden gelen çiftçiler ve nakliyecilerden oluşturuluyor. Münih Havalimanı'nın düzenli personeli çoğunlukla idari görevlerden sorumlu. Büyük makineler kullanmaya alışkın olan çiftçiler ve nakliyeciler, kar temizleme araçlarının işletilmesinde sorumluluk üstleniyorlar. Bu etkin organizasyon, Münih Havalimanı'nın iki pistten her birini 30 dakikada temizlemeyi mümkün kılıyor.
JFK Havalimanı Kış Operasyonları sorumlusu, altı büyük kar temizleme aracı ile pistin kardan arındırılmasının 45 dakika sürdüğünü ve yol boyunca litre fiyatı yaklaşık 2 USD olan sıvıdan yaklaşık 60 ton sıvı kimyasal atıldığını söylüyor. Sorun şu ki 45 dakikalık temizleme tamamlandığında, kar yağışı ve buzlanma problemi devam ediyorsa kar nedeniyle çoğu zaman başa dönmek gerekebiliyor. Bu da sonuç alacağınızdan emin olmadığınız bir temizleme işleminin maliyetine katlanmak demek. Yani pisti açık tutmak, bazen havalimanı işletmecisi için bu değişken maliyete katlanıp katlanmama kararı da olabilir.
Yılda 15 santim kar alan bir havalimanı muhtemelen 100 parça karla mücadele aracına yatırım yapmaz. Bilinen koşulların dışında aşırı hava şartları ile karşılaşıldığında bu havalimanı önemli bir süre kapalı kalabilir. İstanbul havalimanı bu durumuna örnek. Havalimanı alanının seçiminden başlayan yanlışlıklar dizisi, gerekli ekiplerin ve ekipmanların temini, operasyon planlamaları ve kar öncesi hazırlık gibi pek çok hatayı barındırabilir. Ayrıca havalanmak amacıyla körükten ayrılan bir uçağın 500 metre ötede kara saplandığını ve yolcuların saatlerce tahliye edilemediğini biliyoruz. Uçağın piste varamaması ve havalanmaması ölümcül bir kazanın yaşanmaması için verilmiş sadaka.
Sonuç olarak Heathrow Havalimanı Güvenlik Başkanı Ian Witter'ın dediği gibi "Hazırlıklı olmak demek doğru ekibe sahip olmak, en iyi kaynaklara ve bilgilere erişmek" demek. Havalimanlarında kar yağışıyla başa çıkmak için kapsamlı ekipmana ve eğitimli ekiplere ihtiyaç olduğu gibi zamanında karar verebilmek ve zamanında karar verebilmek için doğru tahminlere ihtiyaç var. Bunların hepsini doğru yapabilmek içinse iyi yetişmiş insan gücüne sahip olmak ve liyakat kritik.