Hayri Cem

03 Şubat 2023

Millet İttifakı Mutabakat Metni’nde dijital dönüşüm

Millet İttifakı'nın açıkladığı 240 sayfalık, Ortak Politikalar Mutabakat Metninde dijital dönüşüm konusunda bazı önemli eksiklikler bulunuyor. Örneğin çip ve sensör üretiminin bir devlet politikası haline getirilmesini metinde görmek isterdim

Millet İttifakı'nın açıkladığı 240 sayfalık, “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”ni dikkatlice incelemeye çalıştım. Elbette kendi konum olan dijital dönüşüm perspektifinden bakmaya çalıştım. İlgili bölümleri, yazının sonunda sizlerle paylaşıyorum.

Metni demokrasi perspektifinden incelediğimde, bazı temel konularda eksiklik olduğunu gördüm. Bu konulardan öne çıkan üç başlık;

Bu eksikleri temel eksiklik olarak görüyorum. Ancak masada oturan partilerin profiline ve dünya görüşlerine baktığımda da, her konuda ortak bir politika üretmelerini beklemenin tüm partilere insafsızlık olacağını kabul ediyorum.

Öncelikle sorun otokrasi tehlikesine son vermek ve demokratik hakları yeniden tesis etmekse bu metin güzel bir başlangıç olabilir.

Geçmişte “Yetmez ama Evet” diyenlere şiddetle karşı çıkmıştım. Bu kez bu metin için, “Yetmez ama Evet” diyorum.

Gelelim dijital dönüşüm konusuna:

Metinde, yazılımdan yapay zekâya, kripto paradan blockchain’e kadar dijital dönüşümün temel taşları ele alınmış ve bunların değişik sektörler ve alanlarda nasıl uygulanacağı kurgulanmış. İlgili bölümleri merak edenler yazımın devamındaki alıntılardan takip edebilir.

Metindeki bu politikaların yeterli olduğunu söyleyemem. Bazı önemli eksiklikler bulunmakta. Örneğin çip ve sensör üretiminin bir devlet politikası haline getirilmesini metinde görmek isterdim. Zira çip ve sensörler, günümüzde dışa bağımlılığın önemli parçalarıdır. Kendi çip ve sensörlerini üretemeyen ülkeler, dijital ürünlerin üretiminde dış kaynaklara bağımlılıktan kurtulamayacaklardır.

İkinci dışa bağımlılık konusu ise ülkemizde kullanılan bilgisayar işletim sistemleridir. Ülkenin büyük çoğunluğu Windows ve MacOS işletim sistemlerini kullanmaktadır. (MacOs’un bileşenleri açık kaynak olmasına rağmen, çoğu bileşeni açık kaynak değildir.) Bu işletim sistemleri kapalı kaynak kodu ile yazıldığından, sistemin arkasında ne olduğunu kimse görememektedir. Bu da bir yandan bilgi güvenliği konusunda bir tehdit oluştururken bir yandan da ülkemizin çok yüksek miktarda lisans parası ödemesine neden olmaktadır.

Türkiye’de kapalı işletim sistemine rakip olarak TUBİTAK Pardus işletim sistemini oluşturmuştur. 2003 yılında başlayan çalışmalar sonucunda Pardus’un ilk sürümü kullanıma sunulmuştur. Yakın zamanda ise Pardus’un 19. sürümü piyasaya çıkartılmıştır.

İdeal olanı, Pardus’un TUBİTAK önderliğinde, üniversitelerle işbirliği halinde geliştirilmesi idi. Üniversiteler açık kod sistemini kullanmadıklarından ve eğitimlerinin bir parçası haline getirmediklerinden böyle bir girişimin içinde yer alamamışlardır.

Pardus projesi Türkiye için son derece önemli, hayati bir projedir. Ancak bu işletim sistemi, maalesef, ülkemizin resmi işletim sistemi haline getirilememiştir. Oysa böyle bir adımla, bir yandan Türkiye'nin dijital verilerinin güvenliği ülke içinde sağlanabilirken, bir yandan da yüzlerce milyon dolar lisans ücretinden tasarruf edilmiş olur.

Son olarak da, eğitimde dijital dönüşümle ilgili bölümleri yetersiz bulduğumu söylemeliyim. Eğitimde dijital dönüşümün temel taşı donanımla başlar. Tüm öğrencilerin birer bilgisayar ya da tablet sahibi olması sağlanmadan eğitimde dijital dönüşümden bahsetmek çok zayıf kalır.

Bir zamanlar mevcut iktidarın başlattığı, Fatih Tablet Projesini heyecanla karşılamıştık. Ancak proje hayata geçmedi. Altılı Masa’nın bu projeyi gündemine almamış olmasını büyük eksiklik olarak görüyorum.

İçinde bulunduğumuz Endüstri 4.0 devrimi aslında gelişmekte olan ülkeler için bir şanstır. Zira önceki sanayi devrimlerine uyum sağlayabilmeniz için, bütün sanayi devrimlerinin tüm aşamalarını yaşamanız gerekiyordu. Endüstri 4.0’ın temeli ise, yazılım, yapay zekâ, çipler ve sensörlerden oluşmaktadır. Elbette başka bileşenleri de vardır.  Gelişmekte olan ülkeler bu konularda yatırım yaptıkları sürece Endüstri 4.0 trenini yakalayabilirler.

Mevcut iktidarın bu konuda yaptığı iyi işler olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim. E-devlet uygulaması dünya standartlarının çok üstünde bir uygulamadır. Pek çok gelişmiş ülkenin halen kağıt-kalemle yaptığı işleri bu uygulama sayesinde dijital ortamda, oldukça verimli bir şekilde yapmaktayız. Ancak mevcut iktidar, dijital dönüşümün odağını savunma sanayi olarak belirleyince, istihdam ve toplumsal refah konusunda atılması gereken dijital dönüşüm adımları unutuldu. İHA’ların, SİHA’ların Endüstri 4.0 açısından ciddi atılımlar olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim.

Altılı Masa’nın mutabakat metnine bu açıdan baktığımda iyi bir başlangıç olarak kabul ediyorum. Niyet dijital dönüşüm ise, bu konuda ciddi adımlar atılmaya başlanır ise devamı da gelir diye düşünüyorum.

Bu nedenlerden dolayı, tüm eksikliklerine rağmen, bu mutabakat metnini destekliyorum. 

Ortak Politikalar Mutabakat Metninde yer alan dijital dönüşüm politikaları 

II. Kamu yönetimi

IV. Ekonomi, finans ve istihdam

Finans sektörü politikaları

İstihdam ve işsizlikle mücadele politikaları

Bilim, ar-ge, yenilikçilik, girişimcilik ve dijital dönüşüm

Tersine beyin göçü

Araştırma-geliştirme ve yenilikçilik

Girişimcilik

Dijital dönüşüm

VI. Sektörel politikalar 

Tarım

Sanayi ve teknoloji

Savunma sanayi

Enerji

Ulaştırma

Lojistik ve gümrükler

İç ticaret

Kobiler

Yeni nesil hizmet sektörleri

Turizm

Kültür 

Hayvan hakları

Kentleşme 

Bölgesel, kentsel ve kırsal kalkınma

VII. Eğitim ve öğretim

İlköğretim

Ortaöğretim

Yükseköğretim

Özel eğitim, özel yetenekli öğrenciler, yaşam boyu eğitim ve okullar

VIII. Sosyal politikalar 

65 yaş ve üzerindeki vatandaşlarımız

Aile ve çocuk

Kadın

Gençlik

Spor

Uyuşturucu ile mücadele

IX. Dış politika, savunma, güvenlik ve göç politikaları 

Siber güvenlik

Göç