Son ayların en sıcak konularından biri Metaverse olunca, ister istemez, herkesin de ilgisi bu konuya yoğunlaşıyor. Platformla ilgi en çok merak edilen ise hayatımızı nasıl değiştireceği.
Metaverse platformları henüz yaşamımızı derinden etkilemeye ve değiştirmeye başlamadı. Şimdilik ayağımızı alıştırmaya çalışıyorlar. Bir yandan da, teknolojik sıkıntılarını gidermeye çalışıyorlar. Çünkü henüz gerekli alt yapı ve donanımı oluşturabilmiş değiller.
Önceki yazılarımda metaverse'ler arasında ortak bir alt yapı olmadığından, elimizdeki dijital değerlerin metaverse'ler arası dolaşımında sıkıntı olduğunu yazmıştım. Bir diğer sıkıntı ise kullanılan Sanal Gözlüklerin (VR gözlüklerin) hantal ve kullanışsız olması.
Şimdi gelelim bu platformların hayatımızı nasıl değiştireceğine…
Zuckerberg'in de tanımladığı gibi, günümüzde mobil internet ile yapabildiğimiz her şeyi ve daha fazlasını, bu yeni sanal evren içerisinde, üç boyutlu olarak yapabilmemiz hedeflenmektedir.[1] Bu hedefe ulaşılırsa neler olur, hayal etmeye çalışalım.
Şimdi gözleriniz kapatın ve düşünün; günde kaç kez maillerinize, WhatsApp mesajlarınıza, daha da önemlisi sosyal medyaya bakıyorsunuz?
Bunların dışında, dijital dünyada yaptığınız diğer işleri de hatırlayın. Mesela online alışverişleriniz, film izlemeleriniz, TV ve diğer medya organlarını takip etmeleriniz…
İşte metaverse'in hedeflediği bu düzen oluşursa, şimdi mobil telefonlarımızdan ya da bilgisayarlarımızdan internete ne sıklıkta giriyorsak metaverse'e de o sıklıkta gireceğiz.
Bu hedefin gerçekleşebilmesi için kullanıcıların büyük kısmının Sanal Gerçeklik gözlüklerine sahip olması gerekir. Ancak bu gözlükler oldukça pahalı; iyi gözlükler 8 -10 bin TL civarında satılıyor. Pahalılığının yanı sıra kullanışsız. Bildiğiniz üzere VR gözlüklerinin önde gelen markası Oculus'u Zukerberg satın almıştı. İddialara göre, bu gözlüklerin satışlarının istenilen seviyeye gelmemiş olması Zukenberg'i harekete geçirdi ve metaverse paltformunu olgunlaşmadan gündeme getirdi. Böylece Oculus satışlarını artırmayı hedefledi, deniliyor.
Metaverse platformlarının büyük bir kısmı ekran görüntüsü formatında yayın yapıyor. Amaçlanan metaverse ortamına ulaşılması için gözlüklerin daha hafif, cebe sığar hale getirilmesi şart. Hatta bir adım daha ileri gideyim; şayet günlük hayatımıza paralel olarak mataverse'in içinde yaşayacaksak VR gözlükler yetersiz kalacaktır. Zira VR gözlükleri kullanırken reel dünyadan tamamen kopuyorsunuz.
Günlük işlerinize paralel olarak kullanacaksınız, AR (Artırılmış Gerçeklik) gözlüklerine ihtiyaç duyacaksınız. Yani bir yandan sokakta yürürken, bir yanda da gelen mesajlarıma bakayım derseniz, bunu sadece AR gözlükleri ile yapabilirsiniz. AR teknolojisinin VR'dan ayrılan en önemli özelliği, VR'ın aksine gerçek görüntülerin üzerine sanal görüntüleri oturtmasıdır. Ancak bu gözlüklerin de fiyatı 75-86 bin TL arasında değişmektedir.
İşte tam da bu aşamada Elon Musk devreye giriyor. Burnunuzun ucuna yerleştirilmiş bir TV ekranı varken metaverse'ten ne kadar zevk alabilirsiniz, diyor. Böylece, VR gözlüklerinin gelecekte metaverse evrenine girişte yeterli olmayacağını söylüyor.[2]
Bununla da kalmıyor, gelecekte AR gözlüklerinin de çözüm olmayacağını iddia ediyor. İstediğiniz kadar mükemmel bir metaverse'e girin, yemek yiyemezsiniz, seks yapamazsınız, hissedemezsiniz, diyor. Bunun karşılığında insanları en çok mutlu edecek sanal ortamın beyinlerine takacakları çiplerle gerçekleşeceğini söylüyor.
Neuralink adlı şirketinin amaçlarından biri de bu ve bu yolda bir hayli yol aldılar.
Şimdi size metaverse ortamını daha iyi anlayabilmeniz için üç ayrı film önereceğim. Bu filmleri seyrettikten sonra, bizlere sunulan sanal ortamlarda yaşamın nasıl olduğunu daha net anlayacaksınız.
VR teknolojisi ile metaverse - Ready player one
Zukerberg'in Oculus gözlükleri ile yaratmayı hedeflediği evreni Steven Spielberg canlandırmış. Film 2045 yılından bir kesit sunuyor. Bir oyunun içinde geçen hayatı anlatan filmde, kimlerin gerçek, kimlerin ise sanal karakterler olduğunu bile anlamakta zorlanıyorsunuz.
VR gözlükleri kullanarak, bir metaverse içinde yaşamın nasıl olacağını çok iyi anlayabileceğiniz bir film.
AR teknolojisi ile metaverse - Free guy (gerçek kahraman)
Yönetmeni Shawn Levy olan bu filmi seyrederken, AR gözlükleri kullanarak Metaverse dünyasında nasıl yaşayabileceğinizi hayal edebilirsiniz.
Bu filmde, sanal dünyada oynanan bir oyunun gerçek dünyaya yansımaları da anlatılmaya çalışılmış. Bu film de metaverse evrenini anlamanıza yardımcı olacaktır.
Beyin çipleri ile metaverse - Surrogates (suretler)
Yönetmeni Jonathan Mostow olan bu film de, insanların hayatlarını robotik suretleri vasıtasıyla, evlerinden çıkmadan, uzaktan yaşamaları anlatılıyor. Bu filmi izlerken, Elon Musk'ın hayal ettiği dünyanın anlatıldığı izlenimine kapıldım. Tamamen Musk'ın anlatmaya çalıştığı gibi olmasa da, onun ideallerine çok yakın bir dünya anlatılıyor. Bruce Willis'in baş rolde oynaması da filmi çekici hale getiriyor.
* * *
Tembellik etmez, bu üç filmi seyrederseniz, gelecekteki mateverse yaşamınız hakkında çok geniş bir fikre sahip olursunuz.
İyi seyirler…