Yaşadığımız çağ, üretim açısından Endüstri 4.0, sosyal yaşam olarak da Toplum 5.0 olarak adlandırılıyor.
Nedir Endüstri 4.0 diye sorduğumuzda genellikle; teknolojik devrim, bilgi çağı, bilgisayar çağı, internet çağı gibi cevaplar almaktayız. Oysa bu cevaplar Endüstri 4.0'ın değil, bir önceki dönemin karakteristik özellikleridir.
Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0 tamamen bir siber devrimdir ve üç sanayi devrimi boyunca ürettiğimiz tüm fiziksel sistemlerin akıllı hale dönüşmesidir. Akıldan kastettiğim; öğrenebilen, düşünebilen, kendini yönetebilen ve karar verebilen bir zekâdır.
Elbette bu yeni çağa damgasını vuran en önemli unsur yapay zekâdır. Geleceğin üretimi ve sosyal yaşamımızın temelini yapay zekâ şekillendirecek.
Yapay zekâ ve siber devrimin donanımları ise çipler, sensörler, bilgisayarlar, laptoplar ve mobil telefonlardır. Bu donanımlar olmadan yeni çağı yaşamak mümkün değildir.
Yakın zaman kadar, gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş olan ülkeleri yakalaması oldukça zordu. Zira, geçmişteki sanayi devrimlerini en başından yaşayarak ve üretim biçimlerini geliştirerek bu yarışa girmeleri gerekmekteydi. Yani, Endüstri 1.0 ve 2.0'ı yaşamadan Endüstri 3.0 düzeyine gelebilmek mümkün değildi.
Yeni çağ gelişmekte olan ülkelere ciddi fırsatlar sunuyor. Zira bu yeni çağın üretim biçimini yazılım ve yapay zekâ belirlemektedir. Donanımın temelinde ise çipler ve sensörler var. Gelişmekte olan ülkeler, gençlerinin önünü, yazılım, yapay zekâ ve yeni nesil üretim sistemleri konularında açabilir ve teşvik edebilirlerse, gelişmiş ülkeleri yakalamaları mümkündür.
Bu konuda geç kalan ülkeler ise yeni bir tür uluslararası kölelik sisteminin parçası olmaya mahkûmdurlar.
* * *
Ülkemiz, savunma sanayi ve insansız hava araçları konusunda ciddi gelişmeler kaydetmiştir. Ancak bu gelişmeler tüm üretim sistemlerine yaygınlaştırılmadıkça yeterli olmayacaktır.
Yeni çağda gelişmiş ülkeler seviyesine çıkabilme şansını yakalamak için, öncelikle gençlerin yeni teknolojileri, yeni yazılım tekniklerini ve yapay zekâ araçlarını kullanmaları teşvik edilmelidir.
Hâlihazırda bilgisayar ve mobil telefonlara uygulanan vergiler şunlardır:
- Kültür Bakanlığı Payı (yüzde 1)
- TRT Bandrolü (yüzde 12)
- Özel Tüketim Vergisi ( yüzde 50)
- Katma Değer Vergisi (yüzde 20)
Döviz kurundaki artışları da göz önüne aldığımızda gençlerin bu cihazları alabilmesi her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Günümüzde laptop, bilgisayar, printer, mobil telefon gibi donanımlar birer hobi aracı olmaktan çıkmış, üretim ve sosyal yaşamın en önemli araçları haline gelmişlerdir. Yazılımlara ve paket programlara yüksek miktarda lisans bedelleri ödemekteyiz. Bu yazılımlar ve paket programlar olmadan donanımların kullanımı da önemli ölçüde sınırlanmış olmaktadır.
Şayet yeni çağın bir parçası olmak ve gelişmiş ülkeler düzeyini yakalamak istiyorsak, devletimiz, bilgisayarlara, laptoplara, mobil telefonlara, yedek parçalarına, yazılım ve paket programlarına uygulanan tüm vergileri makul bir seviyeye çekmek zorundadır.
Seçim döneminde, üniversite öğrencilerine verilen, bir kereye mahsus olmak üzere, satın alacakları donanımlardaki vergileri sıfırlama sözü henüz hayata geçmedi. Bu gecikme bir fırsat bilinip, söz konusu vergi muafiyeti tüm vatandaşlar ve kurumlar için geçerli hale getirilmelidir.
Teknolojik cihazlar hızla geliştiği ve sürekli bir yenilenme içinde olduğundan, vergi muafiyetlerinin süresiz ve sınırsız olması ülkemizin gelişmesi için son derece önemlidir. Artık bu yeni teknolojiler ve yazılımlar günlük ihtiyaç maddeleri kadar zaruri hale gelmiştir.
Bunları yaygın olarak kullanamayan ülkelerin, gelişmiş ülkeler sevilerine gelmeleri mümkün değildir. Mücevherata ve yatlara gösterilen kolaylık ve ayrıcalıkların teknolojiye de gösterilmesini umuyorum.
Hayri Cem kimdir? Hayri Cem 14 Şubat 1959 yılında İstanbul'da doğdu. Eğitimini sırasıyla aşağıdaki okullarda sürdü: Namık Kemal İlkokulu, Darüşşafaka Lisesi, Şişli Lisesi, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler fakültesi (lisans), İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi (Yüksek Lisans). 1984 yılında Türkiye'nin ilk piyasa araştırma şirketlerinden olan Bileşim International Araştırma Şirketini kurdu. 1989 yılında Türkiye'nin ilk elektronik TV İzleyici Ölçüm Araştırmalarını yapan AGB Anadolu'yu kurdu. 2000 yılında Bileşim Medya şirketini kurdu. Zaman içerisinde hisselerini AGB, Nielsen ve GfK şirketlerine sattı. 2007-2015 yılları arasında uluslararası Nielsen araştırma şirketinin Gelişmekte Olan Ülkeler CEO'su oldu. Emekli olduktan sonra Anadolu Üniversitesi ve Maltepe Üniversitesinde Medya Planlama, Araştırma Yöntemleri ve Dijital Dönüşüm dersleri vermektedir. |