Hayri Cem

22 Aralık 2024

Geleceği tehdit eden 20 teknoloji

Kontrolsüz olarak geliştirilecek olan süper yapay zekâ uygulamalarının, değişik ölçeklerde, insanlığa zarar verme olasılığı elbette vardır. Bu yüzden, küresel ölçekte yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Ama bu tehlikeye bakarak yapay zekânın insanlığa sağlayacağı faydaları da görmezden gelemeyiz

Uzun yıllardır geleceğin teknolojileri hakkında yazıyorum. Gördüğüm bir sorunu özellikle ön plana çıkarmak isterim, o da teknolojinin bir felsefe olduğu fikri. Çünkü teknolojiyi bir felsefe olarak okuyamazsak, iş biraz “gelecek dedikodusuna” dönüyor. Robotlar şunu yapacak, yapay zekâ üstümüzden geçecek (!), işlerimiz güçlerimiz olmayacak, perişan olacağız vs. vs. türü vesveselerle karşı karşıya kalıyoruz.

Bunun olmasına izin vermemek için “geleceği felsefe olarak okumak” ve onu bir “epistomolojiye” yüklemek gerekiyor. Bu yazıda da onu yapmaya çalışacağım.

Beni bu makaleyi yazmaya teşvik eden ise, bu yıl sekizincisi yapılan Akdeniz Bilişim Zirvesi oldu. Zirvenin bu yılki teması, ilham verici konukları ve konularını dikkate alarak, “geleceği tehdit eden 20 teknoloji”yi, sıralayacağım.

Ama önce size biraz Akdeniz Bilişim Zirvesinden (ABZ) bahsedeyim:

Türkiye’nin en büyük bilişim zirvelerinden olan ABZ, bu yıl yine 2 bin kişiye yakın konuk ağırladı. Her yıl düzenlenen Akdeniz Bilişim Zirvesi, teknolojinin hızla değişen dünyasında bir araya gelmek, öğrenmek ve ilham almak için iyi bir fırsat. Bu yılki zirve, dijital dönüşümün iş dünyası üzerindeki derin etkilerini keşfetmeyi amaçlıyordu.

Teknoloji, hızla evrilmekte ve dijitalleşme artık her sektöre nüfuz etmektedir. Bu süreç, Akdeniz bölgesindeki şirketler için büyük fırsatlar sunuyor, ancak beraberinde önemli zorlukları da getiriyor. Zirve boyunca, dijital teknolojilerin işletmelere nasıl entegre edileceği, dijital yeteneklerin nasıl geliştirileceği ve teknolojik yeniliklerin iş süreçlerine nasıl dahil edileceği konusunda yol gösterici bilgiler sunuldu. Yapay zekâ, büyük veri, bulut bilişim ve internet nesneleri gibi teknolojilerin işletmelerde nasıl etkin kullanılabileceği üzerine özel oturumlar düzenlendi.

Zirvede ayrıca, dijital dönüşümün etkilerini maksimize etmek ve olası riskleri minimize etmek için stratejik planlama ve yönetim teknikleri üzerine derinlemesine tartışmalar yapıldı. Teknoloji liderleri ve uzmanları, dijital teknolojileri başarıyla entegre etmenin yollarını, karşılaşılan zorlukları ve bu sürecin etik ve güvenlik meselelerini ele aldılar.

Dijital dönüşüm projelerinde başarılı olmak için gereken liderlik becerileri ve kültürel değişim yönetimi de gündemdeydi. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ’lerin) dijital dönüşüme ayak uydurabilmeleri için gereken destek mekanizmaları ve teşvikler, zirvede önemli bir konu başlığı oldu.

Akdeniz bölgesindeki KOBİ’er için dijital dönüşüm, rekabetçiliklerini artırmak ve sürdürülebilir büyüme sağlamak adına kritik öneme sahip. Zirve, bu işletmelerin dijital ekonomiye entegrasyonunu kolaylaştıracak politika önerileri ve iyi uygulama örneklerini de sundu. Son olarak, dijital dönüşümün sosyal boyutları, iş gücü üzerindeki etkileri ve geleceğin iş modellerine olan yansımaları üzerinde duruldu. Teknolojinin insan merkezli kullanımı, etik standartlar ve veri koruma politikaları gibi konular, dijital dönüşüm sürecinin başarılı ve sürdürülebilir olmasını sağlayan temel unsurlar olarak ele alındı.

Burada, zirvenin yaratıcısı, küratörü Emrah Kozan çok özel bir beyin. Bu tasarımı hayal ettiğinde onun büyüklüğünü, etki alanını da hayal etmiş olacak ki, zirve tüm Türkiye’den fevkalade sayıda konuk ağırladı. Diğer taraftan Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz’a da bir gönderme yapmak gerekiyor. Antalya Teknokent zaten uzay havacılık, savunma sanayii, bilişim, yazılım, tarım, turizm ve sağlık alanında son yıllarda hayata geçirdiğimiz yeni projeleriyle Türkiye’nin en iyi Teknokentleri arasında vizyonunu ortaya koymuş durumda. Akdeniz Bilişim Zirvesinin düzenleyicisi olarak da önemli bir işlev görüyor. İkisinin de eline, aklına sağlık.

Konukları tebrik ederiz, en çok da her yaştan katılımcıyı. Herkes harikaydı. Akdeniz Bilişim Zirvesi, katılımcılara dijital dönüşüm yolculuklarında karşılaşacakları zorluklara hazırlıklı olmalarını ve bu süreçten en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak için tasarlanmıştı. Hakkını da verdi.

Geleceği tehdit eden 20 teknoloji!

Malumunuz, geleceğin teknolojileri dediğimiz tüm teknolojiler, bir değer zinciri. Hepsi birbirine bağlılar. Geleceğin bugünden baktığımızda en ileri saç ayakları; yazılım (algoritma), sensör ve çipler olarak görünüyor. Bu üçlü geleceğin teknolojilerinin kalbidir.

Yukarıda saydığımız üçlünün en büyük zaafı, hack’lenme riskleridir. Henüz, hack’lenemeyecek bir yazılım, çip ya da sensör bulunmamaktadır.

Buradan yola çıkarak, geleceğin, hack’lebilir tüm teknolojilerinin, az ya da çok, yaşamımızı tehdit edebileceğini söyleyebiliriz. Önemli olan bu teknolojilere kimlerin sahip olduğu, kimler tarafından kullanıldığıdır. Şayet iyi insanlar tarafından kullanılırlarsa dünya bir cennete dönüşebilir. Aynı şekilde, bu teknolojileri kötüler kullanırlarsa da dünya bir cehenneme dönebilir.

Bu çıkarsama, yalnızca geleceğin teknolojileri için değil, geçmişten günümüze gelişen tüm teknolojiler için geçerlidir. En basit örneği uçaklarıdır; geçmişte aylar süren yolculukları saatlere indirgeyen bu teknolojik gelişme aynı zamanda Hiroşima’ya atom bombası atılmasında da kullanılmıştır.

Bu açıdan bakınca hiçbir teknolojiyi elimizin tersi itmemeli, onları insanlığın yararına kullanmanın yollarını aramalıyız. Bunu yaparken de potansiyel tehlikelerini de göz ardı etmemeliyiz.

Bana göre geleceği tehdit eden teknolojilerin başında yapay zekâ gelmektedir. Dolayısıyla, bu tehlikeleri bizzat yapay zekâya sormayı daha yararlı buldum. Bakalım, yapay zekâ geleceğimizi tehdit eden teknolojileri nasıl sıralamış:

1. Yapay zekâ

Geleceğin teknolojilerinin tamamı yapay zekâ kullanacağından kendisi başlı başına bir tehdit. Yapay zekâ ile ilgili düşüncelerimi sona bırakarak, yapay zekâ vasıtasıyla zarar verecek diğer teknolojik tehditleri sırasıyla paylaşayım:

2. Siber güvenlik tehditleri

Tehdit: Kritik altyapıların çökertilmesi.
Örnek: Elektrik şebekelerine yapılan saldırılar.

Tehdit: Sağlık sistemlerine saldırı.
Örnek: Hastane verilerinin fidye yazılımlarıyla kilitlenmesi.

3. Otonom silah sistemleri

Tehdit: Yanlış hedeflere saldırı.
Örnek: Yanlış verilerle bir sivili terörist olarak tanımlayan drone saldırısı.

Tehdit: Savaşların daha ölümcül hale gelmesi.
Örnek: İnsan müdahalesi olmadan karar veren ölümcül silahların yaygınlaşması.

4. Derin sahtekarlık (deepfake)

Tehdit: Siyasal manipülasyon.
Örnek: Liderlerin sahte açıklamalarıyla toplumu yanıltmak.

Tehdit: Bireylerin itibarsızlaştırılması.
Örnek: Kişilere ait sahte videoların internette yayılması.

5. Kuantum bilgisayarlar

Tehdit: Şifreleme sistemlerinin kırılması.
Örnek: Bankacılık sistemlerinin çökertilmesi.

Tehdit: Gizli bilgilerin ele geçirilmesi.
Örnek: Devlet sırlarının yabancı güçler tarafından elde edilmesi.

6. Biyoteknoloji ve genetik mühendislik

Tehdit: İnsan genetiğinin kötüye kullanılması.
Örnek: Genetik üstünlük temelli toplum ayrımları.

Tehdit: Yeni biyolojik silahların geliştirilmesi.
Örnek: Genetiği değiştirilmiş virüslerin yayılması.

7. Kripto para ve blockchain teknolojisi

Tehdit: Kara para aklama.
Örnek: Anonim kripto işlemleriyle yasa dışı ticaretin artması.

Tehdit: Ekonomik istikrarsızlık.
Örnek: Ani piyasa çöküşleriyle bireylerin büyük kayıplar yaşaması.

8. Büyük veri ve gözetim sistemleri

Tehdit: Sosyal kontrol mekanizmaları.
Örnek: Çin’deki sosyal kredi sistemi.

Tehdit: Veri ihlalleri.
Örnek: Kişisel bilgilerin çalınıp satışa sunulması.

9. Nanoteknoloji

Tehdit: Biyolojik sistemlerin zarar görmesi.
Örnek: Nanopartiküllerin çevreye zarar vermesi.

Tehdit: Güvenlik açıkları.
Örnek: Nanobotların kötü amaçlı yazılımlarla hacklenmesi.

10. Sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR)

Tehdit: Bağımlılık ve gerçeklikten kopma.
Örnek: Gençlerin eğitim ve sosyal hayattan koparak VR dünyasında yaşaması.

Tehdit: Mahremiyet ihlali.
Örnek: AR gözlüklerinin kişilerin özel alanlarını kaydetmesi.

11. Uzay madenciliği

Tehdit: Ekonomik dengesizliklerin artması.
Örnek: Büyük şirketlerin uzay kaynaklarını tekelleştirmesi.

Tehdit: Çevresel bozulma.
Örnek: Uzaydaki ekosistemlerin yok edilmesi

12. Sosyal medya algoritmaları

Tehdit: Kutuplaşmayı artırma.
Örnek: Farklı gruplar arasında çatışmalara neden olan içeriklerin öne çıkarılması.

Tehdit: Sahte haber yayılımı.
Örnek: Yanıltıcı sağlık bilgileriyle halk sağlığının tehlikeye atılması.

13. İnsan takviyeleri (cyborg teknolojisi)

Tehdit: Etik sorunlar.
Örnek: İnsan vücudunun ticari amaçlarla değiştirilmesi.

Tehdit: Toplumsal eşitsizlikler.
Örnek: Sadece zenginlerin biyonik organlara erişebilmesi.

14. Biyoçipler ve insan izleme teknolojileri

Tehdit: Toplum üzerinde otoriter kontrol.
Örnek: İnsanların her hareketinin izlenmesi.

Tehdit: Hacklenebilirlik.
Örnek: Biyoçiplerin kişisel bilgileri çalmak için hacklenmesi.

15. Klonlama

Tehdit: İnsan doğasının değiştirilmesi.
Örnek: İnsan kopyalarının etik dışı kullanımı.

Tehdit: Biyolojik karmaşa.
Örnek: Klonların genetik kusurlar taşıması.

16. Uzay silahları

Tehdit: Savaşların uzaya taşınması.
Örnek: Uzay araçlarına yönelik saldırılar.

Tehdit: Uydu iletişim sistemlerinin çökmesi.
Örnek: Küresel GPS sisteminin bozulması.

17. Karbon yakalama teknolojileri

Tehdit: Yanlış çözümlere odaklanma.
Örnek: Fosil yakıt kullanımını azaltmak yerine karbon yakalama teknolojilerine güvenilmesi.

Tehdit: Çevresel bozulma.
Örnek: Yakalanan karbonun yanlış depolanması sonucu çevre felaketleri.

18. Yapay zekâ tabanlı sosyal manipülasyon sistemleri

Tehdit: Kitleleri manipüle etme.
Örnek: Seçim süreçlerini etkilemek için AI tabanlı propaganda kullanılması.

Tehdit: Toplumun kutuplaşması.
Örnek: İnanç grupları arasında düşmanlığı artıran içeriklerin yayılması

19. Dron teknolojisi

Tehdit: Terörizmde kullanım.
Örnek: Silahlı dronlarla saldırı düzenlenmesi.

Tehdit: Mahremiyet ihlali.
Örnek: Özel mülklerin dronlarla izlenmesi.

20. Nükleer enerji ve füzyon teknolojileri

Tehdit: Silahlanma yarışı.
Örnek: Füzyon teknolojisinin yeni nesil nükleer silahlar için kullanılması.

Tehdit: Çevresel felaket riski.
Örnek: Nükleer santrallerdeki kazalar veya radyoaktif sızıntılar.

Şimdi yapay zekâ konusuna girebiliriz. Teknoloji uzmanları üç tür yapay zekâ tasnifi yapmaktadırlar:

1. Dar yapay zekâ (ANI- Artificial Narrow Intelligence)

2. Genel yapay zekâ (AGI- Artificial General İntelligence)

3. Süper yapay zekâ

Dar yapay zekâ, bir alanda eğitilen ve geliştirilen yapay zekâlar için kullanılan ifadedir. Şimdiye kadar insanoğlu tarafından geliştirilen ve bazı oyunlarda insanı yenen türler dar yapay zekâ olarak adlandırılır.

Dar yapay zekâlar yüklendiği iş dışında başka işler yapamaz. DeepBlue ve AlphaGo oyun yazılımları insanı yenen dar yapay zekâ örnekleridir. Bu yazılımlar, bir yandan insanlarla oyun oynarken, diğer yandan da kullanıcısının takvimini düzenleyip, randevularını organize edemez ya da banka borcunu ödeyemez. Bilgi ve kabiliyeti sınırlı olan bu yapay zekâlar, ağırlıklı olarak arama motorları, tercümanlık, mobil uygulamalar ve tekrarlanan işlerde kullanılmaktadır. Hal böyle olunca yeterli veri ve iş akışına sahip her işletmenin kendisi için geliştirdiği yapay zekâsı olabilir ve bu yapay zekâlar birbirinden habersiz ve bağımsız çalışmalarına devam edebilirler.

Genel yapay zekâ, insan beyni gibi sinir ağlarına sahip ve bu ağlar sayesinde, dar yapay zekâları birbirine bağlayan ve iş yapmalarına olanak sağlayan sistem için kullanılan ifadedir. Dar yapay zekâdan en önemli farkı, insan gibi düşünme, anlamlandırma ve bir fikri hayata geçirme özelliğine sahip olmasıdır.

Genel yapay zekâ, aynı zamanda kodsuz yapay zekânın yaygın kullanılmasını sağlayacak teknolojidir. Çünkü yapay zekâ yönetimini kullanabilen profesyoneller, genel yapay zekâ aracılığı ile gün içindeki randevularını, performans takiplerini, çalışan görevlendirmelerini, market alışverişlerini, içecekleri kahveyi, yiyecekleri yemeği, banka ödemelerini, tahsilat talimatlarını, doktor randevularını, sanatsal etkinliklerini kısa bir vakit ayırarak gün içinde plana dökebileceklerdir.

Gelelim süper yapay zekâ kavramına. İnsan beyninin temel çalışma prensip ve fonksiyonlarına göre çalışan, ancak insan beyni ve düşünce sisteminden daha üstün özelliklere sahip yazılım ve algoritmalar olacağı öngörülmektedir. Süper yapay zekânın kendi algoritmalarını oluşturmasının yanı sıra kendi donanımlarını da yaratabileceği varsayılmaktadır.

Dar yapay zekâ türleri günümüzde başarı ile kullanılmaktadır. Genel yapay zekâ denemeleri de hızla sürmektedir. Bu günlerde ilk örneklerini (ChatGPT) kullanmaya başladık bile. Süper yapay zekâ ise henüz sadece fikir aşamasındadır. Ne zaman gerçekleşeceği ise bilinmemektedir. Ancak, teknoloji ve yazılım dünyasındaki gelişimin hızına bakarak, çok uzak olmayan bir gelecekte hayata geçeceğini tahmin etmek zor değil.

Süper yapay zekâ, henüz tasarım aşamasına bile ulaşmamışken, pek çok komplo teorisine ilham kaynağı olmuştur. Bu teorilerin ortak noktası, kontrolden çıkacak olan süper yapay zekânın, insan soyunu yok edebilecek güce sahip olabilme ihtimalidir. Bu teorileri savunanların büyük bir kısmı, Stephen Hawking’in bu konuda söylediklerinin bir kısmını alıp, kendilerine dayanak noktası yapmaktadırlar. Oysa Hawking, bu konuda kesin hükümlerde bulunmayıp, iyi ve kötü olasılıkları ortaya koymaktadır.

Hawking “Etkili yapay zekâ yaratmadaki başarı, uygarlığımızın tarihindeki en büyük olay olabilir. Ya da en kötüsü. Sadece bilmiyoruz. Bu nedenle, yapay zekâ tarafından sonsuz bir şekilde yardım edilip edilmeyeceğimizi veya onun tarafından görmezden gelinip, bir kenara atılıp atılmayacağımızı veya onun tarafından makul bir şekilde yok edilip edilmeyeceğimizi bilemeyiz” dedikten sonra, şimdiden, AI yaratmanın ve kullanmanın kurallarının konulmasına dikkat çekmektedir. Günümüzde tüm ülkelerin kabul ettiği, nükleer silahların sınırlandırılmasına benzer bir anlaşmanın yapılmasını önermektedir.

Kontrolsüz olarak geliştirilecek olan süper yapay zekâ uygulamalarının, değişik ölçeklerde, insanlığa zarar verme olasılığı elbette vardır. Bu yüzden, küresel ölçekte yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Ama bu tehlikeye bakarak, genel yapay zekâ ve süper yapay zekânın insanlığa sağlayacağı faydaları da görmezden gelemeyiz.

Hayri Cem kimdir?

Hayri Cem 14 Şubat 1959 yılında İstanbul'da doğdu. Eğitimini sırasıyla aşağıdaki okullarda sürdü: Namık Kemal İlkokulu, Darüşşafaka Lisesi, Şişli Lisesi, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler fakültesi (lisans), İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi (Yüksek Lisans).

1984 yılında Türkiye'nin ilk piyasa araştırma şirketlerinden olan Bileşim International Araştırma Şirketini kurdu. 1989 yılında Türkiye'nin ilk elektronik TV İzleyici Ölçüm Araştırmalarını yapan AGB Anadolu'yu kurdu. 2000 yılında Bileşim Medya şirketini kurdu. Zaman içerisinde hisselerini AGB, Nielsen ve GfK şirketlerine sattı. 2007-2015 yılları arasında uluslararası Nielsen araştırma şirketinin Gelişmekte Olan Ülkeler CEO'su oldu.

Emekli olduktan sonra Anadolu Üniversitesi ve Maltepe Üniversitesinde Medya Planlama, Araştırma Yöntemleri ve Dijital Dönüşüm dersleri vermektedir.