Haluk Şahin

01 Mart 2022

Ukrayna'da hakikat-sonrası savaş

Savaşın baş hedefi Kiev'de yaşayanların bile ne olup gittiğini tam olarak anlayamadığı söyleniyor. Çünkü orada yarı yalanlarla yarım doğrular kafa kafaya tokuşmakta

Yalanlarla doğrular savaşmıyor. Yarı yalanlarla yarım doğrular savaşıyor.

Savaşta ilk zayiatın "hakikat" olduğu öteden beri söylenir. Gerçekten savaş sansür getirir, olgular saklanır ya da "düşman"a zarar verecek şekilde bozulur, çarpıtılır.

Hakikatin ortaya çıkması bazen on yıllar alır. İkinci Dünya Savaşı hakkında hâlâ yeni şeyler öğreniyoruz.

Putin'in Ukrayna'ya girmesiyle başlayan son savaşta durum eskisinden de karışık. Bu savaşa tarihin ilk 'hakikat-sonrası' (post-truth) savaşı diyebiliriz. Çok kullanılan iletişim araçlarının başında sosyal medya mecraları geliyor. Facebook, Twitter, Instagram, TikTok benzerleri ve karşıtlarıyla.

Gizli servisler, troller, botlar, casuslar fazla mesai yapıyor.

Savaşlar ve araçlar

Egemen iletişim araçları savaşlara da damgalarını basarlar.

Derler ki, komik jest ve mimikleri olan Hitler televizyon çağında yükselemezdi; televizyon, ABD'nin Vietnam'daki yenilgisinin nedenlerinden biridir; yerinden canlı yayın gösterisiyle Körfez Savaşı CNN'in Savaşı olmuştur; Arap ülkelerindeki büyük kalkışma Twitter sayesinde kabarmıştır…

Bu kez Ukrayna'da taraflar, yani Rusya ile ABD dijital iletişim teknolojileri ile kapışıyorlar. Bunların damgasını vurduğu son on yıl, "hakikat sonrası (post-truth)" dönemi olarak biliniyor. Olguların değil, algıların öne geçtiği, gerçeklerin profesyonelce eğilip büküldüğü, yalanların, uydurmaların çoğaltılıp dijital mecralarla yayıldığı bir dönem…

Ukrayna halkı şu anda yalnızca bomba değil, yalan haber yağmuru altında.

Rusların trol fabrikatörü olduğu biliniyor; Amerika, doğrulara değil tıklamalara adanmış sosyal medya şirketlerinin patronu…

Savaşın baş hedefi Kiev'de yaşayanların bile ne olup gittiğini tam olarak anlayamadığı söyleniyor. Çünkü orada yarı yalanlarla yarım doğrular kafa kafaya tokuşmakta.

Son yıllarda sık sık sözünü ettiğim "Şaşkınlık Çağı"nın bir görünümü bu da.

Varsayımlar çöktü

İfade özgürlüğünü savunan Aydınlanma döneminin düşünürleri savlarını iki varsayım üzerine bina etmişlerdi: insan aklı ve doğru bilgi.

John Milton, kendinden emin, şöyle yazmıştı:

"Bırakın doğru ile yanlış er meydanında kapışsın! Er geç kazanan doğrular olacaktır!"

Şimdi insanlar sormaktalar:

"Peki ama doğru nasıl bir şeydi?"