Sosyal medya çıktığından beri iyice güçlenen “yanlışları düzeltme” refleksinize yenilip hemen, “Hayır, ötemazi değil; ötenazi!” demeyin!
“Ötenazi”, yani, dışardan yardım alarak kendi hayatına son verme, onu biliyoruz. Burada “ötemazi” kelimesi bilinçli olarak kullanılıyor.. Nedenini birazdan açıklayacağım!
Geçenlerde bir grup akademisyenle sohbet ediyorduk. Söz, İsrail’in çağrı cihazlarını ve cep telefonlarını uzaktan patlatılan cep bombaları haline getirmesine geldi.
Bu yolla daha neler yapılabileceğini konuşmaya başladık.
Pazarlama yöntemleri
Pazarlama profesörü bir arkadaş:
“Eminim, buna benzer birçok şey icat edilmiş ve piyasaya sürüleceği zamanı beklemektedir. Siber uzaya egemen dev teknoloji firmalarının inceden inceye hesaplanmış, algoritmik pazarlama takvimleri vardır. İcat edilen yeni bir marifeti bekletir, zamanı gelince kullanırlar ya da İsrail gibi iyi müşterilerine kullandırırlar. Kim bilir daha neler neler vardır!” dedi.
Bu piyasayı yakından izleyen bir başka arkadaş söze katıldı:
“Evet, ben de duymuştum. Sanırım buna ‘aşamalı girim’ diyorlar; pusuya yatıp en uygun anı bekliyorlarmış. Bazen, bu anı kendileri yaratıyorlarmış. Bombaysa bomba, salgınsa salgın. Kovid pandemisinin arkasında bile bu firmaların bulunduğu iddia edildi, biliyorsunuz!”
Pazarlamacı arkadaş onu destekledi:
“Evet, ürün çeşidi ve zamanlama konusunda çok hassaslar,” dedi. “O kadar ki, bu makinelerle her şeyi yapabilirsiniz, kahve hariç diyenlere cevap olarak üstünde ‘kahve’ yazan düğmeler olan cihazlar bile varmış. Bastığınızda ne çeşit kahve istediğinize dair seçenekler çıkıyormuş!”
“Yok deve! Nasıl, cepte mi kaynatacakmış suyu?” diye itiraz etti tarihçi arkadaş.
Güldüler.
“Yok yahu, öyle değil,” dedi pazarlamacı arkadaş gülmesi bittikten sonra. “Düğmeye basınca en yakın Starbucks’tan havalanacak olan dron getirecekmiş kafe latteniz..”
Her yerde hazır ve nazır
Homurdanmaları duyan pazarlamacı arkadaş efelendi:
“Bilimin ne kadar ilerlediğini unutmayalım, “dedi. “Son 50 yılda en fazla ilerleme gösteren bilim dalı pazarlamadır. En fazla araştırma yapılan alan odur, çünkü sponsoru çok. Evet, hakkınızda her şeyi biliyorlar. Tercih ettiğiniz donun rengine kadar. Çişinizin rengi değiştiğinde niçin ertesi gün gelen reklamlar da değişiyor sanıyorsunuz? Çünkü biz pazarlamacılar algoritmik formüllerimizle bir çeşit tanrı gibiyiz, size yardım için her yerde hazır ve nazırız! Ölüm anında bile!”
“Nasıl yani?” dedi tarihçi arkadaş.
“Anladığıma göre, ölümü bile kolaylaştırmak istiyorlarmış; kendinizi öldürmek isterseniz basacağınız düğmeye bile yer bulmuşlar. Birkaç model sonrasında yer alacakmış. Bakarsınız I Phone 17’de bile olabilir! Ötemazi düğmesi. Yani geçmişi mazi haline getirip sizi öte dünyaya gönderen düğme! Basıyorsunuz, güm!”
“Kuru kafa mı koymuşlar düğmenin üstüne?” diye sordu birisi alay edercesine.
“Hayır, herkese kendi dinine ve kültürel durumuna göre seçenek veriyorlarmış. Örneğin Kuzey Avrupalılara plajdaki güneş resmi koyuyorlarmış! Ayrıca kelimenin sonundaki ‘nazi’ ekini atarak yükselen aşırı sağ ile mücadele ettiklerini savunabileceklerini düşünüyorlarmış!”
“Ne oluyormuş o düğmeye basınca?”
“Sırat köprüsü gibi, sizi sınavdan geçiren bir dizi soru çıkıyormuş; örneğin sevgiliniz sizi terk ettiği için ötemazi istiyorsanız, ‘Üzülme, dünyada başkaları da var, ya da Fenerbahçeliyseniz “Ümidini kesme gelecek yıl şampiyon olacaksınız!” türünden avutucu cevaplar veriyorlarmış.”
“Bedava mı?”
“Yok canım, bu hizmetin de bir bedeli varmış. Hayat bir ticaret, kim müşteri kaybetmek ister! Tüm çabalarına rağmen ikna edemezlerse ekrana dokunup son sözlerinizi kaydetmenizi istiyorlarmış. Ve onu da yaptıktan sonra bir daha soruyorlarmış:
“Son kararınız mı?”
‘Evet, son kararım’ derseniz ötemazi düğmesi yanıp sönmeye başlıyormuş. Fonda da Beethoven’in cenaze marşı duyuluyormuş.”
“Sonra?”
“Sonrasını bilmiyoruz! Öte mazi!”
NOT: BİR ZAMANLAR KARA MİZAH DİYE BİR TÜR VARDI. ARTIK GEREK KALMADI.