Osmanlı döneminde Rumca “Tatavla” adıyla bilinen, nüfusunun çoğunluğunun Rum olduğu semt, erken Cumhuriyet döneminden bugüne Ermeni cemaatinin de yoğun olarak yaşadığı bir yer. 1929’da aldığı “Kurtuluş” isminin hikayesi Anadolu’dan bağımsız değil! Türkiye’de semt, mahalle, apartman ve insan isimlendirmelerinin büyük bir politik alt okuması olduğu bir gerçek. Ordu’da Türk Sokak’dan başlayan, Zafer Sokağa bağlanan ve Kurtuluş Sokak’la devam eden Zafer-i Milli Mahallesi’nin yani Ermeni Mahallesi’nin köklü geçmişini, devlet aklının rövanşist isim değişiklikleriyle hafızalardan silme hamlesi utanç verici. Aynı devlet aklı, 1970’lerin sonunda da “Kurtuluş” isminin bir sol örgütü çağrıştırması dolayısıyla tekrar isim değişikliğine gitmek istemişti.
Binlerce insanın, 1915 Ermeni Tehciri’nde yaşanan akıl tutulmasının bir süre sonra sona ereceğini ve evlerine döneceklerini düşünerek, sesini çıkarmadan, tüm geçmişini, birikimini, evlerini, mezarlarını ardında bırakarak çıktığı ölüm yolculuğunda yaşanan acılar sonrası bu neyin zaferi anlamak mümkün değil! Vali Mustafa Malay zamanı (1996-1997) Kurtuluş Sokak ismi yerel tarihçi “Sıtkı Çebi Sokak” adını aldı. Ermeni Mahallesi’nin 1930’lu yıllarına baktığımız, kot farkı sebebiyle solda tek kat olarak gördüğümüz yapı, aslında iki katlı ve üstüne daha sonra bir kat daha çıkılmış. Orası da yıllarca Sıtkı Amca’nın kitaplığı ve çalışma odası oldu. Arşivinin de büyük kısmı bendedir. Sıtkı Amca’nın baba evinin de Ermeni Mahallesi’nde olmasına rağmen, buranın geçmişi, komşuları ve tanık olduğu yüzlerce şeyi pas geçmiş olması, Ordu tarihine dair böylesine meraklı ve üretken biri için imkansız. Bu suskunluk bilinçli bir tercih. Rusların Trabzon'u işgali sonrası (18 Nisan 1916) Çebi ailesi gibi Ordu’ya göç eden çoğu ailenin yerleştirildiği Ermeni (1915 sonrası Ermeni Mahallesi zaten boşaltılmıştı.) ve Rum Mahallerinde ki sosyolojik yapının ve dönemin koşullarının, gelenlerde şekillendirdiği düşünce yapısı ve milliyetçi konumlanmanın alt okuması daha yapılmadı.
Bu fotoğraf yurtdışından geldi ve arkasına yazılmış olan bilgilendirme notu çok değerli. Ordu Ermeni Mahallesi’nde 100’ün üzerindeki yapının, yapılan sözlü tarih görüşmeleri ve binlerce fotoğraftan hangi Ermeni ailelere ait olduklarını tespit edip, Google Map’de üzerinden konumlandırıyorum. Hangi Ermeni aileye ait olduğunu öğrenemediğim iki-üç yapı kalmıştı ve birisi Sıtkı Çebi’nin evi idi, diğeri ise hala öğrenemediğim Nihat Akten’in evi.
Fotoğrafın solunda gördüğümüz tek katlı yapının sahibi Sarkis Takvoryan. 1915 Tehciri sonrası yapı, Ordu’nun Mesudiye ilçesinden, Milletvekili Ata Bodur’nun Amcası Şükrü Bodur’a geçiyor. Sıtkı Amca’nın evin alt katına kiracı olarak gelişi evlendikten, 1955 yılında sonra oluyor. Sağ önde görülen kapısı açık, pencereden bir kadının baktığı ev ise Küpcü Ermeni Hasan’ın baba evi. Hasan Avcı Ordu’da vefat etti. Mezarı kent mezarlığında. Mezar taşında “Ruhuna Fatihâ” dahi yazıldığı için anlamaz mezarlığa gelenler Ermeni olduğunu. 30’un üzerinde böyle mezar var Ordu Çakalçıkmaz Mezarlığı’nda bu da ayrı konu! Ermeni Hasan’ın çocukları İspanyol Murat’ı ve Talin (Yıldız) Abla’yı eskiler bilir. Talin Abla (Turşucuyan) hayatta ve İstanbul Kurtuluş’da yaşıyor, Ordu’da da Kurtuluş Sokak’da yaşadığı gibi!
Talin yani Yıldız Abla ile ilgili çok güzel bir hikaye dinlemiştim, hem biraz soluklanalım; 1939 Erzincan Depremi’nin olduğu gece sallanan Ordu Ermeni Mahallesi’nde, evleri birbirine bitişik, Hamile bir Ermeni ve bir Türk kadını depremle birlikte yükselen stresten doğum sancıları aynı anda başlıyor. Ebe bir evden diğerine koşturuyor ve çok güzel iki kız çocuğu dünyaya geliyor. O gece gökyüzünde yıldızlar o kadar parlak ki, kızların ikisine de Yıldız ismi veriliyor. Kaderleri bir, isimleri de bir olsun, kardeş gibi büyüsünler deniliyor ki öyle de oluyor. Birisi Ermeni Hasan’ın Kızı, Diğeri Fatsalı Faruk Gür’ün annesi. 1942 yılında çıkan Varlık Vergisi sonrası yollar ayrılıyor. Faruk Abi 30 yıl sonra annesi Yıldız Teyze’yi İstanbul’da kader birliği yaptığı Yıldız’ın (Talin Abla’nın) yanına götürüyor ve buluşuyorlar.
Tek katlı evin hemen ilerisinde fotoğrafta kadının konumlandığı yerin önünde görülen 2 katlı yapı da Ermeni Evi. Rıfat Furtun’un yıllarca oturduğu yer. O evin tam karşısında Handan Çiknovaryan’nın (Demokrat Handan) Baba evi duruyor. Onun arkasında Bakırcı Sarkis Deveciyan’ın tek katlı evi duruyor. Deveciyanların evinin karşısında Kurukahveci Melik Kaya Arzan’ın daha sonra Terzi Karabet Dertliyan’ın çocuklarına geçen evi de duruyor. Eski fotoğrafta Sarkis Takvoryan’ın Evi ile Rıfat Furtun’un evi arasında görülen boşlukta bugün 2 yapı var. Pembe renkli yapı çok el değiştirdi ve bugün butik otel oldu. Bu yapılar kısmen yeni 1954 tarihli. Rıfat Furtun oğlu Şükrü Furtun için yaptırılıyor. En arkada, uzaklarda görülen ev ise, Hacılar Yokuşu’nun ortasında (Bugün Furtun Sokak) konumlanan Furtun Konağı, eski Ordu Belediye Başkanların’dan (1894-1896) - (1898 – 1902) Süleyman Felek Konağı’nın bahçesi ile de sınır teşkil ediyor.
Not: Ordu’ya elektrik, 1 Nisan 1930’da, Vali Ali Kemali Aksüt zamanında geldi. Fotoğrafta elektrik direklerini görüyoruz ama daha kablolar ortada yok. Yani, 1930 öncesi yada o zamanların Ordu Ermeni Mahallesi’ne bakıyoruz.