Ergin Cinmen

07 Aralık 2022

İstiklal Caddesi...

Bombalama eylemi ile nasıl bir ilinti kurulmuşsa; simit satılamayacak, pantomim yapılamayacak, bir kenarda oturup gitar çalınamayacak, hanutçuluk da yapılmayacaktır. Bununla da kalınmayacak "benzerlerine" de kesinlikle izin verilmeyecektir!

Hukuk devletlerinde idare, her türlü işlemlerinde kamu yararı gözetecek ve hukuka bağlı kalacaktır.

İdari kararlara karşı yargı yolu açıktır. Anayasanın 114. Maddesi böyle diyor.

Yani Osmanlı Valisi ile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin valisi arasında böyle bir fark var. Kuyucu Murat ve Mehmet Paşalar asayişi sağlamak için kuyuları kullanırken Türkiye Cumhuriyeti Valisi hukuku kullanacaktır.

Yalnız İstiklal Caddesi uygulamaları değil, yasaklanan onlarca toplantı ve gösteri yürüyüşünün ve konserlerin gerekçesiz Valilik kararlarıyla yasaklanması bu ülkede yaşayan insanların en temel hak ve özgürlüklerini yok saymakla eşdeğerdir.

"Alçak" olduğu kadar da "tuhaf" olan İstiklal Caddesi saldırısı sonrası çok daha tuhaf olan İstiklal Caddesi'nin yeni hali Valimiz tarafından şu fermanlarla düzenlendi.

 2022/1 Sayılı "Genel Emir"de aynen şöyle deniyor:

" - Herhangi bir amaçla cadde üzerindeki işletmeler tarafından caddeye masa, sandalye, pano, seyyar tabela vb. konulmasına,

- Stant kurulmasına,

- Sergi açılmasına,

- Seyyar satış yapılması ve satış tezgâhı konulmasına,

- Sosyal, kültürel veya ticari etkinlikler düzenlenmesine,

- Toplu veya bireysel sokak müzisyenliği ve performans gösterileri yapılmasına,

- Hanutçuluk faaliyetlerine,

- ve " benzerlerine"; kesinlikle izin verilmeyecektir.

"Benzerleri" kelimesinin içini artık siz doldurun.

Yani bombalama eylemi ile nasıl bir ilinti kurulmuşsa; simit satılamayacak, pantomim yapılamayacak, bir kenarda oturup gitar çalınamayacak, hanutçuluk da yapılmayacaktır. Bununla da kalınmayacak "benzerlerine" de kesinlikle izin verilmeyecektir!

Yani bundan sonraki olası bombalama eylemleri yukarıda yazılı önlemlerle engellenecekmiş!

Emir şöyle de devam edebilirdi: "Taksim istikametinden Tünel istikameti yönünde gidenlerin rayın sağ tarafından; Tünel'den taksim istikametine doğru gidenler ise rayın sol tarafını kullanacaklardır. Aksi yolu kullananlara kesinlikle izin verilmeyecektir."

Bu saçmalık, giderek sokak yaşamına da kendi yaşam tarzlarına uydurmanın adımlarından biri değilse büyük akılsızlık olduğu ortadadır.

Her bir simitçinin, her bir pantomimcinin, her bir sokak gitarcısının veya kemancısının veya "benzerlerinin" Valiliğin bu tuhaf kararlarına karşı dava açmasını bekleyemeyeceğimize göre özellikle İstiklal Caddesi'nin tam da ortasında bulunan İstanbul Barosunun; yasaklanan konserlerin bulunduğu il barolarının bu gidişe karşı yargı yolunu kullanmaları veya adli müzaheret yoluyla vatandaşlara kullandırmaları gerekir.

Aksi takdirde sıra onlara doğru da geliyor gibi…