Dr. Richard Lawton Thurston ve Vietnam Planlama ve Yatırım Bakanı Nguyen Chi Dung
Yaklaşık iki hafta önce Vietnam'ın Planlama ve Yatırım Bakanı Nguyen Chi Dung, Dr. Richard Lawton Thurston ile özel ve uzun bir görüşme yaptı. Vietnam'ı geleceğe hazırlamak üzere yapılan çok sayıda temastan, çalışmadan birisiydi.
Bu görüşme Vietnam basınında geniş yer aldı. Nedeni şu: Vietnam 1990'lardan bu yana teknoloji ve elektronik temelli sektörler ve bunlar için gereken eğitim ile geleceğe hazırlanıyor.
Bu konuların temel taşları olan yarı-iletken üretimi ve son dönemde yapay zekâ konularında yoğun çaba harcıyor. Bunlar birbirini besleyen iki konu. Dr. Lawton bu konudaki çalışmalara ve çabalara önemli katkı yapar diye düşünülüyor.
Vietnam'ın hedefe varmak için yürüdüğü yol, bir başka Doğu Asya ülkesi Tayvan'dan da geçiyor. Daha doğrusu Tayvan daha erkenden, 1980'ler sonundan bu yana geleceğini hazırlarken benzer çalışmalar yapıyor. Önceliği de çağdaş iyi eğitim.
Vietnam Tayvan'ın deneyimlerinden yararlanmak istiyor, işbirliği olanakları arıyor. Başlıkta adı geçen TSMC şirketi ve Dr. Thurston, aşağıda açıkladığım gibi, bu bağlamda kritik önemde görülüyorlar.
(Belirteyim; Tayvan'ın resmi, devlet adı Çin Cumhuriyetidir. Ancak Çin Halk Cumhuriyeti Tayvan'ı ayrı bir devlet, ayrı bir ülke olarak tanımıyor.)
Bu yazıda amacım, Tayvan ve Vietnam'ı yeni teknolojiler, elektronik üretim ve bunlara yönelik eğitim bağlamında ele almak. Böylece bu iki ülkenin geleceğe nasıl hazırlandığına da bakmış oluyorum.
Yazının sonunda Türkiye değerlendirmesi de yapıyorum. Türkiye'yi yönetenler ülkeyi geleceğe nasıl hazırlıyor, nasıl bir çaba içindeler? Bu sorunun yanıtı maalesef çok acıklı; ülkeyi geleceğe hazırlamıyorlar, geçmişe sürüklüyorlar.
Aslında bu yazıyı T24'e dört gün önce gönderdim. Ancak dikkatli editörümüz Aylin Kaplan yazı dosyasında birkaç kaynaktan İngilizce cümleler kalmış olduğunu söyledi. Kendisine çok teşekkür ederim. Yazıyı düzeltip geri göndermem uzun sürdü.
İyi ki de uzun sürmüş. Çünkü bu arada 11 Temmuz'da yapılmış olan TÜSİAD YİK (Yüksek İstişare Konseyi) toplantısında yapılmış konuşmaları okuyabildim. Bu konuşmalarda "ülkemizi geleceğe hazırlamak" sözü aynen vardı. Yazının sonunda bu konuşmalara da kısaca değineceğim.
Tayvan ve TSMC
Önce sözünü ettiğim Dr. Thurston kim, sorusuna yanıt vereyim. Kendisi, uzun yıllar boyunca önce ABD'li TI (Texas Instruments), sonra Tayvanlı TSMC (Taiwan Semiconductor Manufacturing Company) şirketlerinde üst düzey yöneticilik yapmış.
Dr. Thurston bir iş hukukçusu, planlayıcı ve örgütleyici.
TSMC'den ayrılmadan önceki son görevi kıdemli yönetim kurulu başkan yardımcısı. Mühendis değil ama elektronik, yarı-iletken ve entegre-devre üretimi ve organizasyonu konusunda önde gelen bir uzman. Bu konuda üniversitelerde ders vermiş. TSMC'yi Japoya'da temsil etmiş, oradaki yatırımı denetlemiş.
Dr. Thurston'un görev yaptığı TSMC ve TI şirketleri, yarı-iletken, mini-yonga (micro-chip) ve entegre-devre sektöründe önde gelen üreticiler. İlerlemeden, kısaca kavramları açıklamam yararlı olacak.
Yarı-iletkenler; mini-yonga ve entegre-devre yapımında kullanılan, elektrik akımlarını sağlayan çok hassas ve temel malzemeler. Genellikle silikon gibi maddelerden yapılıyorlar. Giderek daha çok silikon kullanılıyor.
Mini-yongalar ve entegre-devreler ise yarı-iletkenlerin belli bir tasarımı ile bilgisayar, cep telefonu, televizyon başta olmak üzere her elektronik alette ve makinalarda kullanılan vazgeçilemez parçalar. Bunlar benzeşiyor, ama kullanım yerleri farklı.
Hatırlayalım, Covid-19 salgını sırasında bu parçalar yeterince bulunamadığı için örneğin ulaşım araçları üretiminde büyük aksamalar oldu.
TSMC, yarı-iletken, mini-yonga ve entegre-devrenin genellikle sipariş üzerine üretimini yapıyor. Asıl ürettiği, en temel malzeme olan yarı-iletkendir. ABD'li Nvidia ve AMD gibi şirketler sadece tasarım yapıyorlar. Bunlar TSMC gibi şirketlere sipariş verip, yarı-iletken üretimi yaptırıyorlar.
Diğer yandan G. Koreli Samsung, ABD'li Intel ve TI gibi şirketler hem tasarım, hem üretim yapıyorlar. Bu bakımdan daha geniş faaliyet alanları var.
Örneğin Samsung, kendi ürettiği cep telefonu, bilgisayar ve diğer elektronik ürünler için yarı-iletken, mini-yonga ve entegre devre tasarlıyor ve üretiyor. Bu nedenle bu sektörde toplam satışları en yüksek şirketlerden biridir.
TSMC yarı-iletken yapımında ve sipariş üzerine üretim yapan şirketler içinde dünyanın en büyüğü. Diğer üretici (tasarımcı olmayan) şirketlerin de büyük çoğunluğu Tayvan, G. Kore ve Çin'de bulunuyor.
ABD'deki büyük şirketlerin daha çok tasarım yapıyor olmaları ve üretim için Doğu Asya ülkelerine sipariş vermeleri, ABD yönetimini mutsuz ediyor.
Yönetim, Trump ile daha vurgulanan bir yaklaşımla, arz güvenliği endişesiyle de, yarı-iletken, mini-yonga ve entegre devre üretiminin ABD'de artmasını ve talebin çoğunu karşılamasını istiyor. Bu amaçla önemli üretim teşvikleri veriyor.
ABD yönetimi, TSMC'nin ABD'de üretim tesisi açmasını bu nedenle istedi, şirkette en büyük paya sahip Tayvan hükümeti üzerinden TSMC'yi zorladı. Hükümet bu konuda "TSMC'yi ABD'ye hediye etti" şeklinde büyük eleştirirler aldı. ABD yatırımının 2025'te bitmesi bekleniyor. The Economist (6 Mart 2023).
2023'te Tayvan'ın toplam ihracatı 432,4 milyar dolar idi, bunun yaklaşık yüzde 40'ı ülkedeki yarı-iletken sektörünün ihracatından geldi. Sektör ihracatının yüzde 84'ünü de TSMC yaptı. (Ministry of Finance, Republic of China, 2024 ve Trend Force, 2023 ve 2024 sayıları). Sektör aynı yılda GSYH'ya da yüzde 15 katkı yaptı.
Dikkat çeken bir gelişme, TSMC'nin piyasa değerinin iki hafta önce Temmuz başında 1 trilyon doları aşması oldu. Bloomberg (8 Temmuz 2024). Bir süre önce de sektörün diğer bir büyüğü Nvidia'nın piyasa değeri 3 trilyon doları aşmıştı.
TSMC nasıl dünya lideri bir teknoloji şirketi oldu, nasıl kuruldu? Şöyle: 1986'da Tayvan hükümeti bir Endüstriyel Teknoloji Araştırma Enstitüsü kurulmasına karar veriyor. Enstitü başkanlığına Morris Chang getiriliyor.
Chang'dan, hükümetin tam desteği ile, bir yarı-iletken ve mini-yonga üretim sanayisi kurması da isteniyor. "Ülkeyi geleceğe hazırlamalıyız." Chang; Intel, Philips ve TI gibi sektördeki birçok yabancı şirketten pay karşılığında sermaye katkısı istiyor. Ancak katkı alamıyor. TSMC (2024).
Bunun üzerine hükümet, başlangıç sermayesinin yüzde 48'ini vermek yanında ülkenin sanayicilerinden bu projeye katkı yapmalarını istiyor. Bazıları gönülsüzdür ama katkı geliyor. Hükümet ayrıca yeni şirkete vergi kolaylıkları da sağlıyor.
Hükümetin önemli bir katkısı şudur; yeni oluşacak şirkete ve sektöre iyi eğitilmiş uzmanlar ve işgücü sağlama garantisi vermiştir. TSMC üretime başladıktan sonra bazı aksamalar olduysa da kâr edeceği anlaşılmıştır.
Dr. Thurston, TSMC'de 2002-2014 döneminde değişik üst düzey görevler yapmış, şirketin uluslararası piyasalara çıkması için önemli destek vermiştir.
Vietnam, yarı-iletkenler ve yapay zekâ
Vietnam Planlama ve Yatırım Bakanı Dung, toplantıda Dr. Thurston'a şu bilgileri veriyor: Vietnam'ın yarı-iletken sanayiini geliştirmek için her türlü devlet desteği verilecektir, bu bağlamda bir eğitim seferberliği de başlatılmıştır.
Bu seferberlikle 2030 yılına kadar 50 bin yarı-iletken uzmanı ve tasarım mühendisi eğitileceğini, bu konularda gerekirse ABD eğitim sisteminden yarar sağlanacağını açıklıyor. Vietnam Investment Review (6 Temmuz 2024)
Ek olarak, 18 standart yarı-iletken laboratuarı ile ulusal düzeyde paylaşıma açık 4 adet uzmanlara yönelik yarı-iletken laboratuarı oluşturulmakta olduğunu açıklıyor. Bu oluşumlar için kurumsal yapının da düzenlendiğini belirtiyor.
Yarı-iletken ve AI sektörlerinin dış teknolojik destek almak için hazır olduğunu belirtiyor. Ardından, Dr. Thurston'dan TSMC ile teknolojik ilişkilerin geliştirilmesi için yardım etmesini istiyor. Vietnam Investment Review (6 Temmuz 2024).
Bakan Dung, Dr. Thurston'dan bu konuda Vietnam'a danışmanlık yapmasını istiyor. Bu isteğe olumlu yaklaştığı anlaşılan Dr. Thurston, Vietnam'ın AI geliştirme konusunda değişik teknolojik aşamaları geçmesi gerektiğini açıklıyor.
Bakana, algılama (sensor) teknolojisi, hafıza teknolojisi, büyük veri derleme ve veri işleme teknolojilerinden birisine veya ikisine yoğunlaşmasını öneriyor.
Vietnam bu sektörleri geliştirme konusunda iki konuya vurgulama yapıyor. Birincisi teknoloji için gereken insan gücünün iyi bir eğitimle sağlanması. İkincisi teknoloji konusunda her nereden olursa yardım ve destek almaya hazır olunması.
Vietnam hükümeti, TSMC'den deneyim ve teknolojji desteği almak için Tayvan hükümeti ile de görüşmelerini sürdürüyor. TSMC'nin Japonya'da yaptığı, ABD ve Almanya'da yapmakta olduğu yatırımların benzerini Vietnam da istiyor.
Geçmişe sürüklenen Türkiye
Türkiye'de iktidar ülkeyi geleceğe nasıl hazırlıyor? Hazırlama yöntemi şöyle: Örneğin eğitim sisteminin öncelikli derdi "müfredat" değişikliği adı altında genç beyinlere daha çok ezberleme malzemesi vermek, hem de anlamadığı Arapça dilinde.
"Müfredat", matematiği kısmış, fen bilimlerinde bazı konuları çıkarmış, teknoloji zaten yok. Ezberlemek için dinî metinler var. Daha önce de belirtmiştim, medreselerden ve ÇEDES projesiyle medreseye dönüştürülen bazı okullardan gençleri geleceğe hazırlamayı bırakalım, geçmişe götürmeye çalışıyorlar.
Bu okullardan yazan gençler diyor ki, dünya ve yeni teknolojiler konusunda soru sorduğumuzda şu yanıtı alıyoruz: "Soru sormayın, ezberleyin."
Türkiye'nin nereye sürüklendiği bellidir. Bu sürüklenmeye iktidarda görev alanların ve iktidarla iş tutup alış-verişte bulunanların itiraz etmemesi ayrı bir acıdır. Yatırımlar mı dediniz? Büyük bölümü gayrimenkule, betona, üstüne pasaport da verilerek geliyor.
Ülkenin geleceğe hazırlanmadığını, zorla geçmişe ve karanlığa sürüklendiğini elbette büyük çoğunluk görüyor. Örneğin, TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras (11 Temmuz 2024) şöyle diyor:
"Türk sanayi ve hizmet sektörlerinin dünyada rekabet edebilmesi için siyasi görüş ve inanç bazlı eğitime değil, bilim ve bilgi bazlı eğitilmiş, çağa uygun becerilere sahip işgücüne ihtiyaç var."
"Bu açıdan baktığımızda, Mayıs ayında açıklanan yeni Maarif modelini maalesef ülkemizi geleceğe hazırlama kapasitesinde görmüyoruz." Bu model, "geri bildirimleri dikkate alma konusunda da sınıfta kalmıştır."
TÜSİAD YK Başkanı Orhan Turan (11 Temmuz 2024) açıklıyor: "Cumhuriyet değerlerine, bilimselliğe ve çağdaş eğitim normlarına uygunluk konusundaki eleştiriler giderilmeden uygulamaya alınacak bir müfredatın, çocuklarımızın geleceğine ve kalkınma hedeflerimize katkı sağlamayacağına inanıyoruz."
Kaynaklar
Bloomberg (8 Temmuz 2024) TSMC Hits dolar 1 Trillion in Market Value on Relentless AI Rally
Ministry of Finance, Republic of China (2024) Statistics, Foreign Trade
The Economist (6 Mart 2023) "Taiwan's dominance of the chip industry makes it more important"
Trend Force (2023 ve 2024 sayıları)
Vietnam Investment Review (6 Temmuz 2024)
Ercan Uygur kimdir?Türkiye'nin önde gelen ekonomistleri arasında yer alan Prof. Dr. Ercan Uygur, 1969'da ODTÜ'yü bitirdi. Mezuniyetinin ardından Devlet Planlama Teşkilatı'nda (DPT) 'uzman yardımcılığı' sınavına girdi. Ancak, Uygur'un da aralarında olduğu sınavda başarılı olan üç kişi göreve başlatılmadı. Uygur, daha sonra sınavına girdiği Maliye Bakanlığı'nda göreve başladı. Bir yıl sonra iki yıllık lisansüstü öğrenim bursu için OECD'ye yaptığı başvuru, davet edildiği mülakatın ardından kabul edildi. İngiltere Warwick Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimi aldı. Doktorasını East Anglia Üniversitesi'nde yaptı; bu sırada bir yıl 'ekonometri' dersi verdi. 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) İktisat ve Maliye Bölümü'ndeki 'ekonometri' kürsüsünde asistanlık sınavına girdi; aynı yıl bu kürsüde göreve başladı. Doçentlik çalışmaları için 1981'de dokuz aylık Norveç Hükümeti bursu ile bu ülkeye gitti, Prof. Dr. Leif Johansen ile çalıştı. Türkiye'deki doçentlik sözlü sınavının yapılacağı gün, 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanunu ile iki jüri üyesi, Prof. Dr. Tuncer Bulutay ve Prof. Dr. Nuri Karacan üniversiteden uzaklaştırılınca yapılamayan jüri toplantısı yedi ay sonra gerçekleştirilebildi. 12 Eylül 1980 darbesini izleyen süreçte üniversiteden uzaklaştırılan Türkiye'nin önde gelen iktisatçılarından Prof. Bulutay'ın "Bizleri temsilen Mülkiye'de kalacaksın" dediği Uygur, 1983'te 'doçent' unvanını aldı. 1988'de Fulbright bursu ile ABD'ye gitti, Prof. Dr. Lawrence Klein ile LINK projesinde çalıştı. 1989'da 'profesör' unvanını aldı. 1994-2012 döneminde Koç Üniversitesi'nde yaz dersleri verdi. Mülkiye'den 2010 sonunda erken emekli oldu. Mülkiye'de öğretim üyesiyken şu kurumlara danışmanlık yaptı: - İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (1986-1994) - Wharton Econometric Forecasting Associates (1988-1991) - T. C. Merkez Bankası (1988-1993 ve 1997-1998) - Devlet İstatistik Enstitüsü, TÜİK (1990-1996) - ILO / Uluslararası Çalışma Örgütü (proje danışmanı, 1990) - T. C. Hazine Müsteşarlığı (proje danışmanı, 1992-1993 ve 1997-1999) - Dünya Bankası (proje danışmanı, 1999, 2002, 2009, 2010-2011) - Birleşmiş Milletler ECE (proje danışmanı, 1999-2000) - Third World Network (2009) Yeni Yüzyıl gazetesinde köşe yazarlığı (1995-1998), Mülkiye'de İktisat Bölümü Başkanlığı (1996-2008), Ankara Üniversitesi Bilim Kurulu üyeliği (2002-2010), Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanlığı (2003 -2019), Ekonomi-Tek dergisi editörlüğü (2012-2020), Uluslararası Final Üniversitesi Rektör Yardımcılığı ve İİBF Dekanlığı (2016-2021) yaptı. 2011'de Uluslararası Ekonomi Birliği (IEA) Danışma Kurulu üyeliğine seçildi, bu görevi halen devam ediyor. 2012'de Kyoto Ödülü Danışma Kurulu üyeliğine davet edildi; editörlüğünü yaptıkları dahil olmak üzere Türkçe ve İngilizce 12 kitabı yayımlandı, 50'nin üzerinde bilimsel makale yazdı. Eylül 2021'den itibaren, Mülkiye'den öğrencilerinin kurup yönettiği T24'te köşe yazısı yazıyor. Prof. Dr. Ercan Uygur, 38 yıllık üniversite hayatını; 18 Mayıs 2017'de davet edildiği Mülkiyeliler Birliği Çarşamba Söyleşileri'nde Prof. Dr. Tuncer Bulutay'ın konuşması için koyduğu başlıkla özetliyor: "ODTÜ'de Öğrenci, Mülkiye'de Hoca…" |