Önümde yeni yayımlanan, dumanı üstünde bir gazetecilik raporu var. İsmi: “Gazetecilik ve Teknoloji Trendleri ve Tahminleri 2025”
Reuters Institute ve Oxford Üniversitesi tarafından hazırlanan bu rapor, isminden de anlaşılacağı üzere 2025’te gazeteciliğin nereye gideceğini, dijital trendlerin gazetecilik faaliyetlerini hangi açılardan ve ne derece etkileyeceğini öngörmek amacıyla hazırlanmış.
Gazetecilik ve Teknoloji Trendleri ve Tahminleri 2025
Araştırma için 51 ülkeden 326 haber medyası yöneticisiyle görüşülmüş. Ülkeler arasında ne yazık ki Türkiye yok ama İngiltere, ABD, Fransa, Almanya, İspanya, İtalya, Brezilya gibi haber geleneğinin gelişmiş olduğu ülkelerden gazete yöneticileri çalışmaya katkı sağlamış.
Görüşülenlerin 65’i yayın yönetmeni, 63’ü CEO veya üst yönetim, 53’ü ise dijital inovasyon birimi yöneticisi olarak çalışan isimler. Geri kalanlar arasında editörler, iş geliştirme ve reklam departmanlarının yöneticileri yer alıyor.
Ayrıca çalışmada veri analitik şirketi Chartbeat’in 2000’i aşkın haber sitesinden topladığı veriler kullanılmış.
Araştırmanın sonuçlarını madde madde aktarayım istiyorum. Bana en ilginç gelenlerden başlayarak sıralayacağım sonuçları. Başlayalım.
- Araştırmanın bana kalırsa en çarpıcı iki sonucundan biri haber mecraları için sosyal medyadan trafik yaratmanın giderek imkânsız hale gelmesi. Özellikle Facebook ve X/Twitter bu açıdan “çökmüş” görünüyor.
Facebook’tan sağlanan trafikte son iki yılda yüzde 67 düşüş yaşanmış. Onu yüzde 50 düşüşle X takip ediyor. İşin ilginç kısmı Instagram’da da yüzde 26 düşüş var.
Öyle görünüyor ki sosyal medya mecraları kullanıcıların link’lerle “dışarı kaçmasını” engellemek için ellerinden geleni yapmaya devam edecek. Dijital medyanın artık link olmadan bu mecralara özel içerikler ürettikleri ve yine markalarla bu mecralara ait “advertorial” çalışmaları yaparak gelir elde ettikleri bir sisteme geçmesi gerekecek.
- Haber trafik kaynakları açısından ilginç bir sonuç: Arama motorları, özellikle Google’ın rakamları algoritma değişikliğine bağlı şikâyetlerin aksine bir düşüş göstermiyor.
Dünya basınında da bu konuda şikâyetler olduğu raporda dile getirilmiş fakat sonuçlar -belki de henüz- bunu yansıtmıyor. Fakat gazete yöneticilerinin yüzde 74’ünün bu konuda endişelendiğini görüyoruz.
Bu arada Google App ve Chrome Mobil’de kullanılan ve size özel içerikleri arama ekranının altında size sunan Google Discover (keşfet) yeni bir trafik mecrası olarak öne çıkıyor. Dikkatle takip etmekte fayda var.
- Bence raporun en çarpıcı kısmı yapay zekâ meselesinin gazeteciliğe yansımalarıyla ilgili. Burada yürünecek çok yol olduğu anlaşılıyor.
Öncelikle güncel haberleri sunan yapay zekâ modelleri yavaş yavaş haber kaynaklarıyla içerik anlaşmaları yapmaya başladı. Mesela OpenAI, ChatGPT Search için News Corp’la (WSJ, New York Post, The Sun, The Times…) 250 milyon dolarlık bir anlaşma yaptı.
Raporda Reuters, Le Monde, AP, Financial Times’ın da benzer anlaşmalar imzaladığı bilgisi de yer alıyor.
Yani daha anlaşılır ifade edecek olursak, haber üreticileri için yeni bir gelir modeli oluşuyor. Evet, haberler belki bir süre sonra yapay zekâ uygulamaları aracılığıyla son kullanıcıya ulaşacak ama buna karşılık yapay zekâ uygulamaları da habercilerle içerik anlaşmaları yapmak durumunda kalacak.
OpenAI, Apple, Amazon gibi devlerin kendi yapay zekâ uygulamaları için medya şirketleriyle anlaşmalar yapmak zorunda kalmaları bir yana bir de yapay zekâ ve haber alanında gelir paylaşımı modelini öngören yeni girişimler var. Perplexity ve ProRata gibi yapay zekâ girişimlerinde anlaşmalı haber mecralarının içerikleri tüketildiği oranda mecralara gelir gelecek. Yani bir tür “haberin Spotify’ı” gibi düşünün…
- Yukarıda anlattıklarıma bağlı olarak haber mecraları açısından bizim öngördüğümüzden çok farklı bir sonuç çıkıyor ortaya: Haberciler bu yıl en büyük yatırımı ve mesaiyi OpenAI ve Perplexity gibi yapay zekâ mecralarına harcayacaklar. Anlaşılan o ki, mecralarla yapılacak anlaşmalar “hayat kurtarıcı” bir gelir modeli olarak görülüyor dünya medyasında.
- Yapay zekânın şimdiden haber merkezlerini tamamen veya büyük ölçüde değiştirmeye başladığını söyleyen yöneticilerin oranı yüzde 87.
Peki, haber merkezlerinde ne amaçla kullanılacak bu yapay zekâ? Katılımcıların yüzde 96’sı haber editleme, etiketleme, çeviri gibi “arka plan” işlerde yapay zekânın çok önemli rolü olacağını düşünüyor.
- Yüzde 80’i kişiye özel ana sayfa ve haber sunumu, yine kişiye özel haber alarmları gibi servislerde etkili olacağını inanıyor. Yüzde 77’si ise haberlerin özetlenmesi, grafik ve video oluşturma, görsel üretme, başlık atma gibi editoryal işlerde de yapay zekânın işlevsel hale geleceğini düşünüyor.
- Video hâlâ yükselişte. Habercilerin Youtube, TikTok ve Instagram yatırımları bu yıl da devam ediyor. Özellikle 2025’te ana akım mecraların da “kısa format videolara” yükleneceği öngörülüyor. Fakat burada kısa formatın reklam alma açısından problemli olduğu ve yayıncıların gelir beklentisini karşılamadığı da belirtilmiş.
- Sesli mecralar da yükseliyor. Fakat ilk akla geldiği üzere sadece podcast’ler değil, yapay zekâ desteğiyle hazırlanan sesli haberler ve haber özetleri de artık revaçta. Ayrıca sadece abonelikle erişilebilen podcast’ler ve yine sadece sesli haberlerden oluşan aplikasyonlar da üyelik paketlerine dahil ediliyor.
Özellikle haberleri yapay zekâ aracılığıyla sesli hale getirmek bu yıl bütün yayıncıların bir numaralı önceliği olarak göze çarpıyor. Haberleri yapay zekâya özetletmek, yine yapay zekâ aracılığıyla başka dillerde yayın yapmak ve kişiselleşmiş sohbet bot’larıyla haberleri etkileşimli şekilde aktarmak da bu yıl için önceliklendirilen işler arasında.
- Gelelim gelir modellerine… Ülkemizin aksine dünyada abonelik/üyelik mecraların birincil gelir kaynağı konumunu koruyor. Burada çarpıcı veri, reklam/banner gösterme ve sponsorlu içerikten elde edilen gelirlerin 2020’den bu yana bir düşüş içine girmiş olması.
Buna karşın sponsorlarla düzenlenen etkinlikler, yukarıda bahsettiğim yapay zekâ dahil platformlardan elde edilen gelir ve bağış/yardım kalemlerinde artış görüyoruz.
Ayrıca yayıncılar New York Times’a benzer bir modelle ilerleyerek ürün çeşitliliğini artırmayı ve tüm bu ürünlere abonelikle tam erişim sağlamayı hedefliyorlar. Ürünler de spor, yeme-içme, oyun veya eğitim gibi başlıklarda özel uygulamalar veya içeriklerden oluşuyor.
- Ve influencer’lar… Burada da yükseliş sürüyor. Araştırmalar özellikle gençlerin haber markalarından çok haber yüzlerine yönelmeyi sürdürdüğünü gösteriyor. Youtube, TikTok, Instagram ve diğer mecralardan içerik üretenlerin arasına katılan gazetecilerin sayısı her gün artıyor ve 2025’te de bu trendin devam edeceği görülüyor.
Raporda bu içeriklerin zamanla kendi içlerinde birer şemsiye yapı altında toplanabileceğine dikkat çekiliyor. Aynı şekilde bu yeni sosyal medya habercilerinin temsil edileceği menajerlik yahut reklam ajansı benzeri yapıların da 2025 içinde yaygınlık kazanabileceği vurgulanıyor.
Haber merkezlerinin kendi ekran yüzlerini keşfetmesi/öne çıkarması ve haberleri kendi marka isimleri yerine kendi “influencerlaryla” dağıtma sokması bekleniyor.
- Son olarak raporda sesli ve yapay zekâ destekli sohbet bot’larının gelişimiyle birlikte haberi okumak, dinlemek veya izlemek yerine bizzat haberle konuşmaya başlayabileceğimiz vurgulanıyor.
Karışık geldiyse şöyle örnekleyelim (yine rapordan): Örneğin Time dergisinin “Yılın Kişisi” haberinde haberi sesli dinleme, özetleme gibi seçeneklerin yanında “Konuş Benimle” seçeneği de bulunuyor. Bu sayede haber, muhabirin -klonlanmış- sesinden aktarılırken bir noktada muhabiri durdurup habere dair bir detayı sorabiliyorsunuz ve yanıtı da yine muhabirin sesinden alıyorsunuz.
Sonuç
Evet, biraz uzun oldu ama biraz referans niteliği taşıyan böyle bir raporu tam anlamıyla özetlemek istedim. Benim çıkardığım sonuçlar ise şunlar: Artık haber sitelerinde “banner” göstererek elde edilen gelir, ilk sıralardaki önemini kaybediyor.
Twitter ve Facebook’u “tık/trafik almak” için kullanmaya çalışmanın eski anlamı kalmıyor.
Özel içeriklerle abonelerden gelir elde etme ve etkinlik, tek seferlik yayınlar gibi ek işlerle yeni bir iş modeli yaratma dönemi başlıyor. Türkiye gibi habere para vermenin lüks görüldüğü bir ülkede işimiz zor anlayacağınız.
Ayrıca yapay zekâ tüm habercilik modellerini değiştirecek. Özellikle haberi bir ek fonksiyon olarak kullanıcılarına aktaran büyük yapay zekâ modellerinin telif ödemeleri sağlandığında bu yeni bir gelir kapısına dönüşecek.
En sonda aktardığım “haberle konuşma” kısmının bu işin geleceği olacağını düşünüyorum. Haberdeki bilgilerden sadece istediğimiz kadarını istediğimiz zaman alabileceğimiz bir modele doğru ilerliyoruz.
Son olarak, tek bir mecradan (tek bir uygulama, tek bir web sitesi vs.) yayın yapma dönemi bitiyor. Kullanıcılara yemek tarifleri, spor, magazin, oyunlar… artık her ne ise, içeriği birden fazla mecradan iletip tüm bunlara erişimi tek bir abonelikle satma dönemine giriyoruz.
Eray Özer kimdir?Eray Özer ODTÜ'de psikoloji okudu, sosyoloji hatmetti. Akabinde Bilgi Üniversitesi'nde yüksek lisans, Anadolu Üniversitesi'nde ise tez aşamasına takılan bir doktora ile akademik hayattan bir türlü elini eteğini çekemedi. Hatta iki yıl boyunca Kadir Has Üniversitesi'nde sosyoloji dersleri verdi. Meslek hayatına Radikal Gazetesi'nde başladı, kısa süreli televizyon haberciliği deneyiminin ardından Doğuş Dergi Grubu'nda devam etti. Son olarak ise Cumhuriyet hafta sonu eki Sokak'ı çıkaran ekipte yer aldı. Radikal, Birgün, Cumhuriyet ve Diken'de yazdı. Yaklaşık dört sezondur devam eden bir podcast içeriği hazırlıyor. Buzdolabının tarihinden Yapay Zekâ'ya, Roman halkının hikâyesinden Kayıp Kıta Mu'ya birbirinden farklı konular hakkında hiç bilinmeyenlerin anlatıldığı "Yeni Haller" ismindeki podcast yayınına Spotify'dan veya tüm podcast uygulamalarından ulaşabilirsiniz. |