Bülent Yücetürk

20 Haziran 2023

CHP, nereden başlamalı, ne yapmalı?

Parti içinde demokrasi sağlanıp, dar, lidere biat eden parti içi iktidardan başka bir şey düşünmeyen kadrolar yenilenmedikçe, değiştirilmedikçe ülkeye demokrasi gelmez ve tek adam rejimi de sonlandırılamaz

CHP, 14-28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde sonucu değiştiremedi. AKP ve Recep Tayyip Erdoğan seçimleri yeniden kazandı ve ülkeyi bir 5 yıl daha yönetecek.

Seçim sonuçları ortaya çıktıktan sonra CHP’de seçim yenilgisinin nedenleri nelerdi, bu nasıl ortadan kalkabilirdi ve önümüzdeki yerel seçimlerde nasıl başarı gelecek tartışması başladı.

Bu ağır yenilginin nedenleri üzerine, gazeteciler, siyaset bilimciler, eski ve yeni siyasetçiler, parti üyeleri ve aslında toplumun siyasetten beklentisi olan herkes tartışmaya katıldı.

Bu tartışmaların sonucunda ortaya çıkan tablo sadece liderlik meselesine indirgendi ve Kemal Kılıçdaroğlu görevi bırakırsa CHP kurtulacak ve önümüzdeki yerel seçimlerde başarıya ulaşacaktır noktasına geldi.

Parti dışı çevreler "CHP’yi kurtarmak" için yol gösterilen parti içi yönetim ve milletvekilleri ile onlara destek olanlar, yenilginin sebebi olarak kara propaganda, anlaşılamamak, seçim güvenliği, iktidarın tüm devlet olanaklarını kullanması, ittifak içi sorunlar, ittifak modeli gibi tezlerle savunmaya geçerken sanki tüm bunlardan sorumlu değillermiş gibi, sanki kara propagandayı engellemek, kendini anlatmak, doğru ittifak modeli ortaya koymak, iktidarın yanlışlarını ortaya koymak siyasetin kendisi değilmiş gibi davranarak yollarına aynı şekilde devam etmek istiyorlar.

Siyasi koşullar, ekonomik koşullar, rakip partiler, dış Dünya, bazen sizi AKP gibi iktidar yapar bazen DSP, ANAP, Doğruyol Partisi gibi siyasi arenadan siler. Ancak partilerin mevcut durumlarını koruyarak varlıklarını uzun süre sürdürmeleri mümkün değildir.

CHP gibi köklü partiler, değişen ekonomik koşulları gözeterek yeni ekonomik politikalar geliştirmezlerse, kendini yenilemezlerse varlıklarını sürdüremezler. Geçmişteki başarılar, gelecekte başarı kazanmaya yetmez.

CHP 1919’dan başlayarak çok zor koşullarda bu değişimi ve dönüşümleri gerçekleştirmiş bir partidir. Bu değişimler, CHP’nin bu günlere gelmesini sağlamıştır. Partideki değişimler silsile halinde, tüzüğü, parti programını ve sonuç olarak siyasi duruşunu değiştirmiştir.

1960’larda başlayan partinin kendisini ortanın solu olarak tarif etmesi, 1972’den sonra partinin kendini halka açması ve bunun sonucunda yapılan tüzük değişiklikleri ile CHP tarihinin en yüksek oy aldığı seçim başarısının gelmesi hepsi yukarıda söylediğimiz tüzükteki değişiklikler partide değişimi, partideki değişim ise tüzüğü değiştirir döngüsünü sağlamıştır.

CHP’nin güncel tüzüğü, maalesef tamda AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’ın Demokratik Parlamenter Sistem ile iktidara gelip kurumsal yapıları yok ettiği, rejimin tek adamlığa evrildiği süreç gibi parti içi demokrasiyi yok eden, partinin kurumsal yapısı için de önemli olan parti örgütlerini, parti meclisini, kurultayları işlevsizleştiren, partiyi tamamen sağ siyasi partilere dönüştüren bir yapı ortaya çıkarmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasalarını değerlendirdiğimizde, temel haklar ve özgürlükler, hukuk devleti, serbest, eşit ve dürüst seçimleri güvenceye alma anlamında bir darbe Anayasası olmakla birlikte 1961 Anayasası en demokratik sivil anayasadır. CHP açısından ise parti içi demokrasiyi sağlayan, katılım yollarını açan, sol-sosyal demokrat parti yapısına uygun tüzük ise 1974 tüzüğüdür. Parti adaylarının seçimlerle doğrudan belirlendiği, örgütsel yapının güçlü olduğu, lider hegemonyasının partinin üzerinde olmadığı bir tüzüktür. 1974 tüzüğü ve bu tüzük 1977 seçim zaferini getirmiş partinin oylarını %42’ye çıkarmıştır.

Bugün Cumhuriyet Halk Partisi’nde halktan ve parti tabanından kopuk bir yönetim yapısı vardır. Parti örgütünün parti içi seçimlerde neredeyse hiçbir gücü yoktur. Oysaki sosyal demokrat partiler tabanını ve örgütünü önemseyen partilerdir. Bugün olan aynı kişilerin bir yere taşındığı örgütsel yapının yok edildiği bir parti içi oyuna dönüşmüştür. Partinin, siyaseti profesyonel meslek haline getiren, Kadrolu, sözde seçilmişleri ile gideceği bir yol da yoktur.

Bugün tartışmamız gereken bu anti demokratik, sağ siyaset anlayışına uygun, sol kitle partisine uymayan tüzüğü değiştirmektedir. Bu değişiklik partinin programının, değişiminin önünü açacak bunun sonucunda parti doğru bir siyasal hatta gelecek parti kadrolarının yenilenmesinin önünü açacaktır. Parti içinde demokrasi sağlanıp, dar, lidere biat eden parti içi iktidardan başka bir şey düşünmeyen kadrolar yenilenmedikçe, değiştirilmedikçe ülkeye demokrasi gelmez ve tek adam rejimi de sonlandırılamaz.

Bülent Yücetürk kimdir?

Bülent Yücetürk 1970 yılında, Malatya'da doğdu.

İlk öğrenimini Cumhuriyet Köyü İlköğretim Okulu'nda, orta öğrenimini Akçadağ Öğretmen Lisesi'nde parasız yatılı öğrenci olarak tamamladı.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1991 yılında mezun oldu. "Kamu Hukuku" dalında yüksek lisans yaptı.

1991 – 1993 yılları arasında, Ankara Barosu'na kayıtlı olarak avukatlık yapan, 1993 yılında Ankara hâkim adayı olarak mesleğe başlayan Bülent Yücetürk sırasıyla Sivas Cumhuriyet Savcılığı, Diyarbakır Çermik Hâkimliği, Aksaray Gülağaç Cumhuriyet Savcılığı, Ankara Haymana Cumhuriyet Savcılığı, Afyonkarahisar Cumhuriyet Savcılığı ve Ankara Cumhuriyet Savcılığı görevlerinde bulundu.

Cumhuriyet savcılığı yıllarında özellikle bilişim, uyuşturucu, basın suçları, çocuk suçluluğu, çocuk istismarı konularında çalıştı.

26 Nisan 2018 tarihinde, Cumhuriyet Halk Partisi'nden milletvekili aday adayı olmak için görevinden istifa etti.

Halen Ankara Barosu'na kayıtlı olarak avukatlık yapıyor; çeşitli televizyon kanallarında ve Ocak 2022'den itibaren T24'te, hukuki değerlendirmeler başta olmak üzere, görüşlerini paylaşıyor.