Barçın Yinanç

17 Mayıs 2022

Kerkük - Yumurtalık boru hattını bir süreliğine kapatmak…

Kuzey Irak'taki Kürt yönetiminin petrolünü Kerkük - Yumurtalık hattı üzerinden satması üzerine Bağdat'ın başvurduğu uluslararası tahkim sürecinin yakında sonuçlanması bekleniyor. Merkezi yönetimle, yerel yönetimin anlaşamaması Türkiye'ye yüklü bir fatura çıkarabilir. Hattı bir süreliğini kapatmak, tarafları uzlaşmaya zorlar mı?

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı enerji piyasalarını altüst etti. Bir yandan Avrupa'nın Rusya'ya bağımlılığını azaltmak diğer yandan fiyatların da başını alıp gitmemesi için pek çok hamle gündeme geliyor.

Örneğin Uluslararası Enerji Ajansı (UEA), yükselen petrol fiyatlarını kontrol altına almak için stratejik rezervlerinden petrol ve petrol ürünlerini piyasaya sürme kararı aldı. Hatta örgüt tarihinde bir ilke imza atarak, bir ay arayla piyasaya iki kez petrol sürmeye karar verdi. Türkiye de bu hamleye kendi stratejik rezervleriyle katkıda bulundu.

"Uluslararası Enerji Ajansı'nda toplanıp duruyoruz. Piyasaya ne kadar stratejik rezerv sürelim diye. İyi de bu sürdürülebilir değil ki," dedi, Ankara'dan üst düzey bir yetkili.

ABD'nin Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'yle arası açık. Washington'un üretimi arttırın taleplerini kulak arkası ediyorlar.

Irak - Türkiye boru hattıyla ilgili tahkim kararı yakında

İşte tam bu süreçte, Yumurtalık - Kerkük petrol boru hattıyla ilgili olarak uluslararası tahkimden yakınlarda çıkması beklenen karar Ankara'yı kara kara düşündürüyor.

Meseleyi anlamak için biraz geriye gitmemiz gerekiyor.

2014 yılında, Türkiye Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (KBY) Irak'ta merkezi hükümetin izni olmadan petrolünü doğrudan Kerkük Yumurtalık hattından satmasına yeşil ışık yaktı. Merkezi hükümet ise, bu durum Türkiye - Irak boru hattı anlaşmasına aykırı diyerek, Paris'te bulunan Uluslararası Ticaret Odası'na tahkim başvurusunda bulundu.

Kararın Türkiye aleyhine çıkması, Kuzey Irak'tan gelen petrol akışının durması anlamına gelebilecek. Ankara'nın yüklü bir tazminat talebiyle karşı karşıya kalması da olası.

Aslında melese Irak'taki merkezi yönetimle, KBY arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklanıyor. Merkezi yönetim yerel yönetime bütçeden payını göndermeyince, onlar da "petrolümüzü kendimiz satarız" dediler.

Bu anlaşmazlık hâlâ giderilebilmiş değil. Ankara, çok uzun zamandır ABD'nin de devreye girip, iki tarafı uzlaştırmasını istiyor. Ancak Washington başarılı olamadığı gibi ihtimal fazla da çaba sarfetmedi.

İki taraf bir türlü uzlaşamıyor ama bir yandan da her iki taraf petrolünü göndermeye devam etmek istediği için Ankara'ya "Aman boru hattını sakın kapamayın" diye haber gönderiyor.

Vanayı bir süre kapatıp baskı oluşturmak

Bir görüş, tarafları uzlaşmaya zorlamak için vanaları bir süreliğine kapatmak. Özellikle Ukrayna savaşının ardından ortaya çıkan enerji talebi kendisini akut bir şekilde hissettirir, Batılı başkentler ne yapsak da nereden petrol bulsak diye yana yakıla çare ararken, yani bir varil petrol bile bu kadar değere binmişken, Kerkük Yumurtalık hattının bir süre kapanmasının ciddi bir etki yaratacağı düşünülüyor.

Etki potansiyeli yüksek olsa da benim aldığım hava, bu aşamada böyle bir kararın fazlaca radikal olacağı yönünde; o nedenle hükümet şimdilik böyle bir karar alma yanlısı değil.

Ukrayna savaşı Türkiye'nin rolünü arttırdı

Ukrayna savaşı, enerji tedarikçileriyle, enerji tüketicilerinin kavşağında olması nedeniyle Türkiye'nin önemini arttırmış durumda. Almanya ve Hollanda başbakanlarının savaşın çıkmasıyla ziyaretlerini öne çekmelerinin bir nedeni de enerji tedarikinde Türkiye'nin ne yapabileceği yönünde nabız yoklamaktı.

Ben tabii enerjiyle ilgili yetkililere, "Türkiye Avrupa'ya enerji tedarikinde nasıl bir rol oynayabilir" diye sorduğumda "Aman önce biz kendi ihtiyacımızı bir garantiye alalım da" yanıtını alıyorum.

Bir yetkili AB'nin Rusya'ya doğal gaz ve petroldeki bağımlılığını şartları aşırı zorlayarak çok kısa sürede indirme "inadının" fiyatları yükselttiğine dikkat çekerek, "Sonuçta herkes kendi ihtiyacını karşılamak için bizim geleneksel olarak gaz aldığımız ülkelere yöneliyor; bu da bizi zor duruma sokuyor" dedi.

Öte yandan bel kemiğini TANAP ve TAP'ın oluşturduğu ve çok büyük bölümü Türkiye'den geçen güney koridorunun tüm potansiyelinden yararlanmak, yani Türkmenistan'dan İran'a Irak'tan Doğu Akdeniz'e, bölgenin enerji kaynaklarını daha hızlı devreye sokabilmek için ABD ile AB'nin de daha fazla Türkiye'yle diyalog ve işbirliğini arttırması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Çarşamba günü New York'ta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'le görüşecek olan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ele alacağı konulardan bir tanesi de enerji konuları olabilir; tabii NATO krizi gibi çok daha akut meselelerden vakit kalırsa.