Avrupa Birliği'nin (AB) 25-26 Mart tarihleri arasında yapılacak ara zirvesi öncesinde Ankara'nın demokratik reformlar konusundaki açıklamaları Avrupalı başkentleri ikna etmeye yetmiyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un diplomatik danışmanları ile AB Konseyi'nden üst düzey bir yetkiliden oluşan heyet geçen hafta Türkiye'ye gelerek, zirveden daha olumlu bir sonuç çıkması için Ankara'dan daha somut adımlar beklendiğini iletti. Heyet, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü ve başdanışman İbrahim Kalın'la görüştü.
Doğu Akdeniz'de askeri gerilimi düşürmeye yönelik adımlar atan Ankara, bir yandan Avrupa'nın lokomotif başkentleri ile havayı yumuşatmaya çalışırken, bir yandan da demokrasi ve insan hakları alanında açılım vaadinde bulunuyor.
Doğu Akdeniz'de sular durulmuş olsa da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Merkel ve Macron'la yaptığı telefon konuşmaları, üstüne geçen hafta açıklanan insan hakları eylem planının (İHEP) Avrupalı başkentleri ikna etmediği anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2 Mart'ta Macron'la telefonda görüşmüş, 3 Mart'ta insan hakları eylem planını açıklamış, 5 Mart'ta da Almanya Başbakanı Merkel'le bir görüşme yapmıştı.
Alman Dışişleri Bakanlığı 4 Mart'ta yaptığı açıklamada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) verdiği kararların "derhal ve noksansız" biçimde yerine getirilmesi gerektiğine işaret etmişti. Alman Dışişleri aynı açıklamada AİHM kararlarının yerine getirilmesi üzerinden bakıldığında da özellikle Osman Kavala ile HDP'nin eski eş başkanı Selahattin Demirtaş'ın ivedilikle serbest bırakılması gerektiği uyarısında bulunmuştu.
AİHM'deki en yüksek mercii olan büyük daire 22 Aralık'ta açıkladığı kararında Demirtaş'ın derhal serbest bırakılmasını istemişti.
Bu kararın ardından Demirtaş'ın ilk duruşması bugün Ankara'da görülecek. Hiç kuşkusuz, Avrupa'da gözler bugünkü duruşmada olacak.
AB vaat değil eylem bekliyor
AB bu aşamada vaat değil eylem bekliyor. Avrupalı diplomatlar "önemli olan uygulama" diyorlar. AİHM kararlarının gereğinin yerine getirilmemesi, MHP'nin HDP'yi kapatma girişimi, 8 Mart kadınlar yürüyüşünün ardından bazı aktivistlerin gözaltına alınması, Avrupa'dan bakıldığında İHEP'le çelişen mesajlar olarak görülüyor. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün İHEP'in uygulanmasının iki yıllık bir süreye yayılacağını açıklaması da, Ankara'nın hemen harekete geçme yanlısı olmayıp, meseleyi zamana yayma taktiği olarak değerlendiriliyor.
Zirvede Berlin ve Paris belirleyici olacak
AB Konseyi Başkanı Kabine Şefi Maryem van den Heuvel ile Merkel'in Dış Politika Başdanışmanı Jan Hecker'in Kalın'la Dolmabahçe sarayında gerçekleştirdiği görüşmede, Macron'un Dış Politika Başdanışmanı Emmanuel Bonne'un da yer alması dikkat çekici.
Geçmişte; bu tür görüşmelerde, AB'nin şimdiki, bir önceki ve bir sonraki dönem başkanlarının temsilcileri yer alırdı. Almanya, AB'nin bir önceki dönem başkanı iken; şimdiki dönem başkanı Portekiz yerine, Fransa'dan bir temsilcinin katılmış olması, 25 Mart'taki zirvede sonuçlar üzerinde asıl Merkel ve Macron'un belirleyici olacağını gösteriyor.