Atilla Dorsay

25 Temmuz 2014

Yakın zamanda... Sadece 35 yüzyıl önce!..

Tüm filme egemen olan ‘ekip ruhu’, yakın zamanların Stallone veya Schwarzenegger destekli aksiyon filmlerini akla getiriyor.

HERKÜL, ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI
(Hercules)

Yönetmen: Brett Ratner
Senaryo: Ryan Condal, Evan Spiliotopoulos
Görüntü: Dante Spinotti
Müzik: Fernando Velasquez
Oyuncular: Dwayne Johnson, İan McShane, John Hurt, Rufus Sewell, Aksel Hennie, İngrid Borso Berdal, Reece Ritchie, Joseph Fiennes, Tobias Santelmann, Peter Mullan, Rebecca Ferguson, İsaac Andrews/ Paralount-MGM filmi, 2014

Milattan Önce 14. yüzyıl. Yani oldukça eski bir dönem!.. Tanrılar tanrısı Zeus’la ayakları yerde bir insanoğlu olan Alsimen’in oğlu Herakles ya da Herkül, ‘babası’ nedeniyle bir yarı-tanrıdır. Ve bu onu insan-üstü kimi niteliklerle ve inanılmaz bir güçle donatmıştır.

Romalıların da eski Yunan mitolojisinden aynen alıp kimi yan ögeler ekledikleri bu kahraman, tanrılar ya da krallar tarafından ona verilen tüm güç görevleri yerine getirmiştir. Ki bunlardan en önemlisi de art arda giriştiği ve hepsinde müthiş canavarlara karşı tek başına savaştığı Herkül’ün 12 Görevi’dir.

Filmin hemen başında, Herkül’ün bu görevleri yerine getirişi özetlenir. Sonra artık biraz dinlenmeye çekilir ve maceraları sırasında tanıştığı, her biri çok özel ve farklı altı arkadaşıyla birlikte bir ‘paralı silahşör’ ekibi kurar: istenen görevleri yüklü altın karşılığı yerine getirmek üzere...Demek ki insanoğlunun para hırsı o günden bugüne pek değişmemiştir!..

Günün birinde ayağına dek gelen bir kral kızı, onu güç durumda olan Trakya kıralı babasına yardım etmesi için çağırır. Lord Cotys, ekibe istedikleri altını vermeye hazırdır. Yeter ki ortalığı birbirine katan ve halkı öldüren Rhesus ve adamlarını yensin...Ve tüm Trakya kendisinin olsun!..

Ama müthiş savaşlardan ve oluk gibi akan kandan sonra, Herkül ve grubu aldatıldıklarını anlayacaktır.

Geçen haftalardan birinde, hazırladığı bir haber nedeniyle Zaman gazetesine konuşmuş ve sinemada giderek hızlanan Üstün Adam motifinin, eski Yunan’dan beri gelen bir kahraman anlayışının yeniden canlanması olduğunu söylemiştim. İşte açık bir örneği.

Bu kez, Radikal Studio adlı bir çizgi-roman kurumunun daha önce de TV dizisi ve canlandırma olarak tazelediği eski bir  efsanenin ikinci filmi. Önce yılın hemen başında gelen son derece başarısız bir Renny Herlin filmi çıktı. Şimdi de çok daha iyi olan bu yeni serüven...

Herkül’ün en ilginç noktası, kuşkusuz tanrılarla (üstelik bu kez bizzat ‘başkomutan’ Zeus’la) bir insanın birleşmesinden doğan yarı-tanır niteliği. Böylece insan olma durumuyla en üstün bir güç birleşmiş oluyor. Film boyunca Herkül’ün hep herkese el uzatma ve insanoğluna her fırsatta el uzatıp yardım etme tavrı da gerçek, çünkü efsaneler böyle diyor!..

Sinemada oldukça sık ele alınmış bir figürdür Herkül. Özellikle 60’larda ABD’li vücutçu Steve Reeves’in bir seri İtalyan yapımında bu kahramana hayat verdiği hatırlanır. Bir de 1997’deki hoş bir Disney canlandırması...

Bu yeni filmin nitelikleri tartışılmaz. Öncelikle, bir dizi çağdaş öge, senaryo aşamasından başlayarak projeye dahil edilmiş. Herkül’ün ölen/öldürülen eşi ve çocukları üzerine sürekli gördüğü karabasanlar ve geçirdiği bunalım, modern psikolojik ve psikiyatrik ögeler.

Tüm filme egemen olan ‘ekip ruhu’, yakın zamanların Stallone veya Schwarzenegger destekli aksiyon filmlerini akla getiriyor. Birbirinden ilginç kahramanlardan dilsiz Tydeus psikanaliz gerektiren bir karakterken, Herkül’ün ‘yeğeni’ genç ve geveze İolaus, yine çağdaş tanıtım ve reklam tekniklerine pek aşina gibi duruyor!...Vs. vs.

Ayrıca özel efektlerin artık zirvede olduğunu ve filmin hiçbir anında sıkmadan ve olaydan koparmadan, tersine aradan geçen 35 yüzyıla karşın, hikâyesini sanki komşu köyde oluyormuş gibi bizlere izlettiğini de söylemeliyim. İzlediğimiz üç boyutlu kopya, son dönemde bu teknolojinin en iyi uyduğu filmdi. Tavsiye ederim... Ve filmdeki sayısız kişilikle sorunsuz özdeşleştiğimizi de belirteyim. Bu da az başarı mı?

Sonuç olarak, Yunan mitolojisini de insan eli yarattı. Ve Herkül’ün “tanrı oğlu olduğu” efsanesini de...Nitekim filmin diyaloglarında bu da sözkonusu ediliyor ve kahramanlardan biri, bunu ‘yakıştırma’ sayarak alayla söz ediyor!...Bilmiyorum, o dönem insanları bu alayı gerçekten yapabilir miydi?

Ama biz elbette bu tavrı takınabiliriz. Ve o ölçüde de bu fantastik hikâyeyi sıradan bir insan öyküsü gibi algılayabilir ve Herkül’ün sıradışı  maceralarına yürekten katılabiliriz. Onca canavara, yaratığa ve hayal-ötesi şeylere rağmen...

Oyuncularda, Dwayne Johnson’un iri yarı ve bol adaleli bedenine eklenen kederli bakışlarıyla iyi bir Herkül  olduğu söylenebilir. İan McShane her an ‘alevli bir okla gelecek’ ölümü bekleyen Amphiatraus, John Hurt şeytani Lord Cotys ve Rufus Sewell güvenilir yol arkadaşı Autolycus rollerinde gayet ikna edici. Sitacles’de ünlü İngiliz oyuncu-yönetmeni Peter Mullan’ı tanımadığımı ise itiraf edeyim!.. Onca sakalın ardında kolay mı?