Bu Çarşamba gecesi Cemal Reşit Rey salonunda, SİYAD’IN tam 47. ödüllerini vereceğiz. Kurucusu (ve halen onursal başkanı) olduğum Sinema Yazarları Derneği’nin bu düzenli ve ilkeli çabası, kamuoyunda yeterince yankı yapmış ve sanatsal etkinliklerimizin arasında saygın bir yere yerleşmiş bulunuyor. Her yıl bu zamanda, düzenli biçimde SİYAD düşmanlığı yapmayı ve nasıl dolduracaklarını bilmedikleri çarşaf gibi köşelerine/ sayfalarına en az bir süre malzeme sağlayacaklarını bildikleri için, bunu gelenek haline getirmeyi başaran kimi yazarlar ne derse desin...
Elbette onların ve kimi başkalarının dediklerinin tersine, biz Oscar değiliz ve dünyanın bu en gelişmiş, en büyük bütçeli (birkaç yüz milyon dolardan konuşuluyor!), en popüler ve en gösterişli fuarıyla, bizim hemen hemen sıfır bütçeli mütevazi gecemiz hiçbir biçimde karşılaştırılamaz. Öncelikle o gece sinema yazarlarının değil, bizzat sektörün, yani Akademi’nin bir ölçüde bilimsel düzeyde temsil ettiği Hollywood’un kendisinin düzenlediği bir etkinliktir. Türkiye’de bir ara yapılmasına çalışılan, ama başarılamamış bir benzeri olan... Böyle bir karşılaşmanın mantığı ve de insafı var mı?
Bizimkisi ise olsa olsa yine Hollywood’un Altın Küre’si ile karşılaştırılabilir. Çünkü onu da sinema yazarı ve habercisi sektör hazırlıyor. Ama orada da koskoca Amerika’yla orantılı bir bütçe, reklam ve altyapı desteği var. Hollywood’un kendine özgü ‘glamour’una ek olarak... Ve yine SİYAD’la hiçbir biçimde karşılaştırılmaması gereken...
Neyse, yıllardır bunları yazmaktan yoruldum, ama onlar yorulmuyor. Ve bize de yanıtlamak düşüyor.
1967 yılında ilk kez Sinematek’in çıkardığı Yeni Sinema dergisi ve yöneticisi, unutamadığımız sevgili Onat Kutlar çevresinde toplanmış bir avuç sinema yazarının çabasıyla başlayan bu seçmeler, 1977’de ilk kez örgütlenmemizle daha bir ciddiyet kazanmış ve de törenlerle verilmeye başlamıştı. Ancak çok sürmedi. 1980 devriminin kapadığı tüm dernekler arasında biz de vardık. Tıpkı Sinematek gibi...Ve yine gecesiz ve törensiz sade seçimlere geri döndük.
Derneği 1995’lerde yeniden kurdum. Ve seçimler küçük törenlerle sürdü: bir sinemada (Atlas, Alkazar, Fitaş, Beyoğlu), bir seansı rica-minnet iptal ettirerek, iki film arasında yılın en iyilerine ödül verme biçiminde...1999 yılından başlayarak, Emek’te yeniden gecelere döndük. Ve sanırım artık hep böyle devam eder.
SİYAD’a bu yıl da çok alçakgönüllü, giderek karamsar biçimde başladık. Dernek belli bir sıkıntı geçiriyordu. Başkanımız, ayni zamanda uluslararası FIPRESCI sinema yazarları derneğinin başkanı olan sevgili Alin Taşçıyan, son Antalya festivalindeki kimi tartışmalar nedeniyle istifa etmişti. Değerli akademisyen arkadaşımız Melis Behlil şimdilik geçici olarak görev yapıyor. Yeni yönetim 23 Mart’taki genel kurulda belli olacak. Ayrıca bütçemiz de yine çok kısıtlı.
Bunlara karşın, geceye inatla ve enerjiyle giriştik. Ama giderek durum düzeldi. Öncelikle yabancı sinema için olduğu gibi, Türk sineması açısından da iyi bir yıldı. Çok sayıda film ve aralarında bir avuç da olsa gerçekten iyi yapımlar vardı. Dolayısıyla daha sıkı bir rekabet ve iyinin iyisini seçmenin zor, ama zevkli sorumluluğu...
Ayrıca tören için çağırdığımız hemen herkesten olumlu yanıt aldık. Ve gecenin kadrosu gitgide zenginleşti.
Çarşamba gecesi Cemal Reşit Rey salonundaki törende, yılın ödülleriyle birlikte onur ödüllerini verecek veya yazarların seçtiği Yüzyılın Yüz Türk Filmi’nin ilk onunu açıklayacak sanatçılar arasına İzzet Günay, Şerif Sezer, Melike Demirağ, Mahmut Cevher, Meral Çetinkaya, Murat Han, Vildan Atasever, Jale Arıkan, Cansel Elçin, Gonca Vuslateri gibi oyuncular, Ali Özgentürk, Ömer Faruk Sorak gibi yönetmenler, belgesel ustası Nebil Özgentürk, görüntü ustası Çetin Tunca, yazar Ahmet Ümit, sinema hocası Prof. Oğuz Makal, Sabancı müzesi müdürü Prof. Nazan Ölçer gibi adlar da katıldı.
Tanınmış tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Özge Özberk’in ilk kez sunmayı kabul ettiği törende, Cem Yılmaz da yer alacak ve değerli yönetmen Yavuz Turgul’a onur ödülünü verecek. Şişli belediye başkanı Hayri İnönü de ödül verecekler arasında. Başkana en iyi film ödülünü verdirmeyi düşünüyorduk. Ama kendisi koyu bir Nebahat Çehre hayranı çıktı. Ve onu, o onur ödülüne kaydırdık!..
Ayrıca Kenan Doğulu da bir mini-konser vermeyi kabul etti. Ben kendi adıma bu gecelerde müzik olayını çok önemsemişimdir. Ve yıllardır bu törenlere Yıldız Kenter’den Ayten Alpman’a, Hümeyra’dan Melike Demirağ’a kimlerin katılıp müzik yapması için çaba göstermişimdir...Bu yıl da, zaten Unutursam Fısılda filmiyle müzik dalında aday olan sevgili Doğulu’dan o filmin nefis şarkılarından birkaçını söylemesini rica ettik. Sağolsun, kabul etti. Bunun da geceye büyük katkı yapacağını düşünüyorum.
Ve elbette, belki en önemlisi, törenin NTV kanalı tarafından yayınlanması oldu. İlk başlarda yayınlayacak bir kanal bile bulamamıştık. Oysa SİYAD geceleri, ülkenin en uzun soluklu ve renkli törenleri arasında... Haklı olarak belli bir içerik telifi talep ediyoruz.
Sevindirici olan ise, geceye çok büyük emeği geçen değişmez genel sekreterimiz, sevgili dostum Deniz Yavuz’un girişimi sonunda, biraz da son dakikada NTV’nin talip olması. Geceyi o yayınlayacak.
Kültüre hep destek olmuş bu saygın kanala, kararı alan yöneticilere ve emeği geçecek herkese açık kalple teşekkür ediyorum. Bizi yeniden geniş kitleyle buluşturdukları için...Bu karardan pişman olmamalarını sağlamaya çalışacağız…