Atilla Dorsay

08 Aralık 2018

İşte bizim ‘Atlara Fısıldayan Adam'ımız!..

Film, Veliefendi hipodromunda yaşanan her şeyi müthiş bir enerji, inanılmaz bir çaba ve titiz bir inatla karşımıza getiriyor

 

BİZİM İÇİN ŞAMPİYON     
X  X  X  ½  

Yönetmen:  Ahmet Katıksız
Senaryo: A. Katıksız, Serkan Yörük
Görüntü: Serkan Güler
Müzik: Toygar Işıklı
Oyuncular: Ekin Koç, Farah Zeynep Abdullah, Fikret Kuşkan, Sibel Taşcıoğlu, Ali Seçkiner Alıı, Serkan Ercan, Erdem Akakçe, Sekvan Serinkaya

Ay Yapım- Med Yapım- CJ Entertainment Turkey filmi

 

Türkler için at hep önemli bir hayvan olmuştur. Orta Asya’daki göçebe geçmişimizden beri... Bu yüzden Yeşilçam,  Malkoçoğlu’ndan Karaoğlan’a uzanan tüm o tarihsel çabalarında tüm starlarımızı ata bindirmiştir. Cüneyt Arkın’dan Kartal Tibet’e kadar... Ve zavallı Türkan Şoray bir filminde attan düşerek ölüm tehlikesi atlatmıştır. 

Ama atla insanın birey düzeyinde daha sıcak, daha gerçekçi, daha mahrem ilişkisi hiç anlatılmamıştır. Bizim asla bir “Atlara Fısıldayan Adam” filmimiz olmamıştır. (O ünlü Robert Redford filmini anarak!) Geçen koca bir yüzyıl içinde...

Ama elbette özel olarak böyle ilişkiler yaşanmış, bu tarz hikâyeler oluşmuştu. İşte bu film bunlardan birini anlatıyor: sanırım en ilginç olanını... Gerçekten yaşamış yarış atı Bold Pilot (cesur pilot); onun sürekli jokeyi Halis Karataş ve arada Halis’in patronu Özdemir Atman’ın kızı olan Begüm’le yaşadığı büyük aşk...

Bu at ve jokey ilişkisi, yıllar boyu başarılarla sürmüş. 1996 yılı Gazi Koşusu’ndaki 2:26:22’lik rekorları ise hala geçilememiş.

Film aslında çok zor bir işi başarıyor. Ve 1990’lardan itibaren İstanbul’daki tarihten gelen Veliefendi hipodromunda yaşanan her şeyi müthiş bir enerji, inanılmaz bir çaba ve titiz bir inatla karşımıza getiriyor: Kalabalık çekimlerle; heyecan yüklü tarihsel yarışlarla; kimi zaman daha dar çerçeveler içinde (bir kahve, bir ev odası, bir arkadaş grubu), olayın radyodan veya TV’den izlenmesini de göstererek...

Ve de atları harika biçimde kullanarak...Özellikle Bold Pilot tüm inadı, başkaldırısı, gücü ve yeteneğiyle beliriyor: bir anıt-at olarak... Onun son jeneriklerde görüldüğü gibi aslında birkaç at kullanılarak yaratıldığına inanmak güç. Ama işte, bu başarılmış... 

Ama oyuncular da çok iyi. Halis Karataş’ta Ekin Koç, Begüm’de Farah Zeynep Abdullah, eski Türkiye Jokey Kulübü başkanı Özdemir Atman’da Fikret Kuşkan son derece etkileyici oyunlar veriyorlar. Serkan Güler’in kusursuz görüntüleri ve Toygar Işıklı’nın filmi sarıp sarmalayan müziği de birinci sınıf. 

Ve elbette tüm bunların ‘maestro’su yönetmen Ahmet Katıksız. Serkan Yörük’le birlikte senaryoyu da yazan; 9 Eylül Üniversitesi’nden mezun olduğuna göre benim gibi İzmirli; birkaç TV dizisi ve Sonsuz Aşk filminden sonra ilk kez bu filmde tüm yeteneğini gösteren arkadaş. Hoş geldin!

Tüm bunları söylerken, filmin yer yer aşırı (ve bence gereksiz) bir melodram duygusuna saptığını da belirteyim: bir eleştiri olarak..

Yine de filmden gözyaşlarımı silerek çıktım. Tüm yaratıcılarla birlikte Atman ailesinden hayatta olanların da katıldığı  o güzel galadan sonra kameralara konuşmamı zorlaştıracak kadar!..


YARIN: ÖLÜMCÜL MAKİNALAR