GRETA Yönetmen: Neil Jordan |
New York’ta yaşayan Frances adlı genç bir kız, metroda bulduğu bir çantayı gerçek sahibine götürmeyi dener. Ve karşısında olgun yaştaki bir kadını, Fransız kökenli olduğunu söyleyen Greta’yı bulur: Yapayalnız yaşayan, klasik müzik tutkunu bir piyano öğretmeni.
Greta bu kez iyi bir av bulmuştur. Çünkü dul olup kızı da uzaklarda bulunan Greta, aslında bu metroda unutulan çanta numarasını hep yinelemekte, çantalarını sık sık yalnız oturan kadınların yanı başına bırakarak tanımayı umduğu genç kadınlara annelik rolü oynamak istemektedir. Yakın zamanda annesini kaybetmiş olan Frances, onun için ideal bir avdır.
Böylece iki kadın çabucak dost olurlar. Frances’in birlikte yaşadığı ‘kankası’ Erica’nın uyarılarına karşın, Frances zamanının çoğunu gizemli Greta’ya ayırmaya başlar. Giderek onun Fransız değil Macar kökenli olduğu, dengesini hayli yitirdiği, giderek çok tehlikeli olabileceği anlaşılır.
Unutulmaz yönetmen Neil Jordan uzunca bir sessizlikten sonra dönüyor. 1950 doğumlu İrlandalı yönetmeni yıllar önce İstanbul festivalinde ağırlamıştık. Jordan 1980’lerden itibaren Mona Lisa, Ağlatan Oyun, Vampirle Görüşme, Özgürlüğün Bedeli, İn Dreams, Zor Tercih, Pluto’yla Kahvaltı, Ondine, Byzantium gibi filmlerle bizi fethetmişti.
Bu kez tercihi bir kara-film yönünde olmuş. Ve iyi bir senaryodan oldukça parlak bir film çıkarmış. Film bir aralar kimi klişelere saplanıp özgünlüğünü yitirir gibi olsa da, sonradan toparlanıyor. Ve finale doğru oldukça sürpriz barındırıyor. Böylece yılın özellikle kadınlara adanmış filmleri arasında da saygın bir yer alıyor. Annelik, kızlık, arkadaşlık, aşk ve ihanet gibi temalara da taze bir bakış getirerek… Ve Macar diline hayli yer vererek!..
Alman-İngiliz kökenli genç Amerikalı oyuncu Chloë Grace Moretz ve her daim ilginç Isabelle Huppert etkili bir ikili oluşturuyorlar. Erica’da Maika Monroe ve finale doğru detektif rolünde gözüken bir dönemin hatırlanan karakter oyuncusu Stephen Rea da görmeye değer oyunlar veriyorlar.