CANNES
68. Cannes festivalinin son günü geldi. Bu akşam, dünyanın en ünlü sinema şenliği parlak bir törenle bitecek.
100. doğum yıldönümleri nedeniyle unutulmaz sanatçılar Orson Welles ve İngrid Bergman’a özel saygı gösterisinde bulunan festival beklendiği kadar başarılı olmadı mı? Birçok film belli bir düşkırıklığı yaratmadı mı? Tüm bunlar söylenebilir. Ama yine de Cannes’ın büyük etki gücünden ve sinemanın gerçek sanat yanına yıllardır süregelen önemli katkısından şüphe edilemez.
Sürpriz yapabilecek filmler
Çin sinemasından Hou Hsia Hsen’in Katil filmini ben sevemedim. Ama hayranları var. Bakalım jüri, özellikle de başkanlığı paylaşan Coen kardeşler bunların arasında olacak mı? Ayni şeyi Yunan Yorgos Anthimos’un tuhaf filmi İstakoz için de söyleyebilirim.
Buna karşılık, belli bir sempatiyle yaklaştığım Jia Zhang-Ke imzalı Japon filmi, bir aşk üçgeni çevresinde bu toplumun tarihinden ilginç bir kesit veren Dağlar Yerinden Oynayabilir’in adı anılir mı? Son günü gelip bizi şaşırtan irkiltici ‘tıp öyküsü’ Kronik dereceye girer mi?Ya da yarışmanın son filmi, benim göremediğim Meksikalı Michel Franco imzalı Shakespeare uyarlaması Macbeth ödül alır mı? Bu akşam göreceğiz.
Oyuncu ödülleri kime gider?
Belli olan ödüller
Festivalin kimi ödülleri belli oldu. Jürisinde bizden Altyazı dergisi yazarı Müge Turan’ın da bulunduğu saygın FİPRESCİ ödülleri, yarışmadan Saul’un Oğlu’na gitti.
Festivalin yine prestijli Yönetmenlerin 15 Günü bölümünde gösterilen ve bir Fransız yapımı olduğu halde tümüyle Türk sanatçıların yarattığı Mustang filmi ise, bu bölümün özel ödüllerinden, 2003’ten beri verilen Avrupa Sinemaları Dağıtım Ödülü’nü aldı. Ve yüzlerce filmin sesini duyurmaya.çalıştığı Cannes’ın öne geçen yapımlarından biri olmayı başardı.
Fransız yapımı, ama tümüyle bizden!...
Beş genç kızı oynayan genç oyuncular İlayda Akdoğan, Elit İşçan, Güneş Neziha Şensoy, Tuğba Sunguroğlu ve Doğa Zeynep Doğuşlu, yaşları 13’den başlayıp 21’e ulaşan bu beş genç kız harika. Yönetmen Ergüven, bu gencecik insanları kimi zaman raslantılardan oluşan bir özenle seçip değerlendirmiş.
Ve film, hepsi birbirine benzeyen taşralardan birinde, bir genç kız olarak büyümenin o zorlu macerasını büyük ustalıkla dile getiriyor. Gerçekçilikle şiiri, isyanla boyun eğişi, komediyle dramı uygun dozlarda karıştırarak...Bu hoş gençlik filmine, ödülüyle birlikte hoşgeldin diyorum.