Atilla Dorsay

04 Ağustos 2018

Çocukların olmayacağı bir dünya...

"Tüm filmlerin finalini yazmayı seven eleştirmen olmadığım için burada yazamayacağım ve Ruby'nin özelliklerine dayanan bir fantezi"

KARANLIK ZİHİNLER      X  X (Darkest Mines)/ 

Yönetmen: Jennifer Uh Nelson
Senaryo: Chad Hodge
Görüntü: Kramer Morgenthau
Müzik: Benjamin Wallfisch
Oyuncular: Amandla Stenberg, Harris Dickinson, Mandy Moore, Bradley Witford, Patrick Gibson, Miya Cech, Skylan Brooks, Gwendoline Christie

Fox yapımı

Alexandra Bracken adlı bir kadın yazarın “gençlik üçlemesi”nden uyarlanan (demek ki devamı gelebilecek) bir film.

Bu distopyanın umutsuz gelecek manzarası birden başlıyor: bir kız öğrenci sınıfın içinde düşüp can veriyor. Bu korkunç ölümün tüm dünyada başlayan ve sadece çocukları hedef alan bir salgın olduğu ortaya çıkıyor. Ve çocuk nüfusun kabaca % 90’ı bu salgında can veriyor.

Böylesine bir olayın yol açabileceği, açması gereken temel sorunlar yazar hanımın umurunda değil anlaşılan...(Ama kadın yönetmen de aldırmamış!). O çocuklar niye öldü, bunun çaresi nedir, tıbben neler yapılmalıdır....Ve bu, insan  türünün devamını engelleyecek midir? Bunlar yok!...

Ayrıca, o hayatta kalan çocukların üstün yetenekli olduğu anlaşılıyor ve çocuklar aralarında buna göre renklere ayrılıyor. En üstün yetenekli olan Kırmızı ve Portakal renkliler ise özellikle gözetilmesi, üzerlerine titrenmesi gerekirken, neredeyse düşman belleniyor. Ve askeri birliklerce tutuklanıp kamplara gönderiliyor. Gerçekten de saçmalığın daniskası!...

Bu arada başkahramanımız, Afro-Amerikan Ruby (bu rolde 2012’de Açlık Oyunları’yla tanınan Amandla Stenberg var) üstün yeteneklerini saklayıp bir isyancı gençlik grubuna katılıyor. Ve orada Liam adlı bir gençle ilişki kuruyor. Özellikle finale doğru bir büyük aşka dönüşen...

Film böylece o aslında çok sevdiğimiz bilim-kurgu türünün yıllardan beri bizi düşündüren, umut ya da umutsuzluk veren ve ufkumuzu açan başyapıtları yanında son derece gölgede kalıyor. Ve önemsizleşiyor.

Yine de hakkını vermek için söyleyeyim. Sözünü ettiğim tutku, bu patırdının içinden incelikle süzülüp ön plana geçiyor. Ve o iki güzel insanın, ırklar karışımının en hoş hali Amandla Stenberg ve beyaz ırkın doruğu Harris Dickinson, gerçekten yüreğe dokunan bir aşk yaşıyorlar.

Ve bir de filmin belki asıl sürprizi. O tüm filmlerin finalini yazmayı seven eleştirmen olmadığım için burada yazamayacağım ve Ruby’nin özelliklerine dayanan bir fantezi. Hem fikir, hem de sinema olarak öylesine çekici ki...Belki filmi görmenizi bile gerektirebilir!...

Not: Sinemanın Hazineleri serisinde bu ay Milliyet-Sanat’a yazdığım film, Samuel Fuller’in “Verboten-Yasak!” filmi. Meraklılarına duyurmuş olayım.