ELVEDA X X X ½ (The Farewell) Yönetim ve senaryo: Lulu Wang Çin filmi. |
Elveda, Çinli kadın yazar-yönetmen Lulu Wang'ın ilgiyle karşılanan son filmi. Filmi farklı biçimde ve değişik sözcüklerle algılamak mümkün: melodram da denebilir, trajikomik bir yapım da... Ben kendi adıma bize Çin kültürü ve karakteri üzerine verdiği bilgilerle, biraz da bir belgesele yaklaştığı görüşündeyim.
Çin'in Çangçun kentindeki bir büyük aile. Nay-Nay diye çağrılan yaşlı büyükanne, ileri yaşında bir akciğer kanserine yakalanmıştır. Ve kurtulması mümkün değil gibidir.
Bu yüzden tüm ailenin bir araya gelmesi gerekir. Yıllar önce New York'a göç edip orada yaşamakta olan oğlu ve gelini, altı yaşında bu göçü yaşamış kızları Billi'yle birlikte gelirler. Japonya'ya göçmüş diğer oğul ve karısı da, bir Japon kıza tutulup evlenmeye karar veren oğullarının düğününü ana vatanda yapmayı seçerler. Ve bu da zaten tüm ailenin buluşması için kusursuz bir bahane olur.
Ama bir sorun vardır: Nay-Nay durumunu bilmez; yaklaşan akibetinden haberi yoktur. Yine hayli yaşlı kız kardeşiyle ve her türlü hizmetini gören sağır bir adamla yaşamaktadır. Ve bu aile buluşması onun için hayal ötesi bir mutluluktur. Bu arada, aile tartışmaya başlar: Gerçek durumu ona açıklamak mı doğrudur yoksa saklamak mı?
Yani filmde şöyle formüle edilir tartışma: "Ölümcül olan kanser midir yoksa bunu öğrenmek mi?" Sonunda ikinci çözüm, yani her şeyi saklamak seçilir. ABD'den gelen, Çinceyi unutup biraz Amerikanlaşmış torun Billi'nin itirazlarına karşın.
Böylece filmin niçin "Bu bir yalanın gerçek öyküsüdür" diye açıldığı anlaşılır. Bu, bir yalanın etrafında toplanmış bir büyük ailenin öyküsüdür. Yani ahlaki bir sorunun... Ama öylesine ayrıntılarla doludur ki... Zaten Nay-Nay da geçmişte hastalanan eşi için benzer bir şey yapmış değil midir? Çıkagelen sarhoş bir savaş gazisi, bir zamanlar ona nasıl tutkun olduğunu açıklamaz mı?
Ve Nay-Nay hâlâ koca ailenin en enerjik, en kararlı, en iyimser bireyi olarak hepsinin önünde yer almaz mı?
Film bize ülke üzerine çok şey söyler. Öncelikle özgün yazılışıyla Chang-Chun kenti üzerine... 50 yıl içinde nüfusu iki milyondan sekiz milyona geçmiş kent sanki bir Doğu İstanbul'udur: eski mahallelerin yerini dev binaların aldığı; semt ve sokak kültürünün can çekiştiği...
Ve de Çin adetleri, alışkanlıkları... Her şeyi içmek, ama şampanya içmemek... Devasa sofralarda bol deniz ürünleriyle beslenmek (hele o kocaman yengeçler!)... Ailece 'karaoke' yapmak... Cenazelerde profesyonel 'ağlayıcılara' başvurmak... Ve aileyi değişmez biçimde kutsal bellemiş olmak...
Böylece film, genel havası görkemli bir melodram olsa da, çeşitli açılardan bu klasik tanımlamayı aşar. Üstelik sürpriz bir finalle sonuçlanan film, internetteki imdb sinema sitesinde ortalama 7.8 puana ulaşır; hem seyirciden, hem de eleştirmenlerden genelde hep övgü toplar. Alex Weston'un son derece melodik ve romantik müziğinin de bunda katkısı olur. Kuşkusuz bizim seyircinin de seveceği bir filmdir bu...
Bunda oyuncuların da payı vardır. Torun Billi'de oyuncu ve rap şarkıcısı Awkwafina, Ocean's 8 veya Crazy Rich Asians gib filmlerden sonra bu filmde de göz doldurur. Çin kökenli bir Amerikalı baba ve Güney Kore kökenli bir annenin kızları, anlaşılan başarılı bir kariyeri sürdürmede kararlıdır.
Çin'de tanınan oyuncular olan diğerlerinin çabası da küçümsenecek gibi değil. Özellikle Nay-Nay'de sempatik Zhao Shuzhen başta olmak üzere... Gerçi hepsi Batı standartlarına göre bir ölçü daha abartılı oynuyor. Ama ziyanı yok, böylesi belki bu özel filme daha iyi yakışmış...
SİNEMADAN KÜÇÜK HABERLER
Asiye Nasıl Kurtulur onarılıyor
Atıf Yılmaz'ın en ünlü filmlerinden biri olan Asiye Nasıl Kurtulur, Zurich Sigorta işbirliğiyle Atlas Post Production tarafından restore ediliyor. Film, İKSV tarafından 10–21 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek 39. İstanbul Film Festivali'nin Dünden Bugüne Türk Klasikleri bölümü kapsamında izleyiciyle buluşacak.
Barış Pirhasan'ın Vasıf Öngören'in özgün oyunundan senaryolaştırdığı filmin oyuncularından Hümeyra, bu yılki festivalde bir Onur Ödülü alacak. Festivalin açılış galasının yapılacağı 9 Nisan akşamındaki törende...
Müzisyen, besteci, söz yazarı, sinema ve tiyatro oyuncusu Hümeyra, bu rolüyle Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülü almıştı.
Anlatsam film olur
Bir grup genç sinemasever toplanarak "kendi çaplarında bir aylık film fikri yarışması düzenleyip ödüller dağıtmak" istiyorlarmış. Benden duyurmamı rica ettiler. Sözün özü, "Bunu insanlara duyurmamızda yardım edebilir misiniz? Yayınlama şansınız var mıdır?" dediler.
Ben de buradan duyuruyorum. Bunun için şu adrese yazabilirsiniz: https://anlatsamfilmolur.com/
T24’ün notu: Bu yazı Elazığ’daki depremden önce yazıldı. Can kayıpları için başsağlığı ve sabır, yaralılara şifa diliyoruz.