HÂLÂ BURADAYIM X X X X (I'm Still Here- Ainda Estou Aqui) Yönetmen: Walter Salles ABD- İspanya yapımı, 2024 |
Yine son haftaların en ilginç filmlerinden biri. Hatta belki en ilginci... Bu kez öbürlerinden farkları var. Öncelikle en uzunu: 2 saat 17 dakika. Sonra tümüyle siyasal bir film. Ve de yine tümüyle gerçek olaylara dayanıyor. Hemen hiçbir abartmaya başvurmadan...
Film 1971 yılının Brezilya’sında ve Rio di Janeiro kentinde açılıyor. Bir askeri darbe olmuş ve tıpkı bizim yakın tarihimizde olduğu gibi, ordu yönetimi eline geçirmiştir. Bu diktatörlük birçok ailenin canına okuyacak, hep olduğu gibi tutuklamalar, hapisler, yok etmeler can yakacaktır.
Biz kentin uçsuz-bucaksız uzanan sahillerinde spor yapan ve elbette İspanyolca konuşan insanlar görürüz. Önce küçük Marcello’yu tanırız, alabildiğine sevimli bir velet... Arada yaşdaşlarıyla esrar bile çeker! Bu arada İsviçre büyükelçisi kaçırılmıştır ve uluslararası siyaset iyice sallanmıştır. İtalyan, İspanyol, İngiliz ve Türk elçileri de işe karışır. O sıralarda ekranlarda ünlü İtalyan filmi Blow Up- Cinayeti Gördüm oynar ve çok ilgi çeker. Ve de John Lennon şarkıları dinlenir; koca plaklar elden ele dolaşır.
Sonra asıl kahramanlarımızı tanımaya başlarız. Milletvekili Rubens Paiva, eşi Eunice, bir oğul ve dört kızdan oluşan aileleri. Örnek bir ailedir bu. Hepsi birbirini çok seven... Ama öyle bir devirdir ki... O ailenin direği baba birden ortadan kaybolur. Eşi Eunice -ki perdede şimdiye dek gördüğüm en inatçı, en iradeli kadın kahramandır- kolay kolay teslim olacak biri değildir. Arada yerel basın tümüyle askeriyeye bağlıdır ve gerçek haberler ancak yabancı basından izlenebilir.
Eunice de tutuklanır, en zalim biçimde sorgulanır. Aynı şey sadık hizmetçileri Zeze, hatta sevimli köpekleri Dimpao’nun bile başına gelir; hayvancık ezilir gider... Ve sonunda Eunice, kimi itirazlara rağmen, Sao Paolo’ya göç etmeye karar verir. Artık yol iyice gözükmüştür.
Sonra tam 25 yıl sonrasına geliriz. Yıl 1996’dır, onlar hâlâ San Paolo’dadır. Kayıp babanın esrarı hala çözülmüş değildir. Ama artık Brezilya Federatif Cumhuriyeti vardır. Küçük oğlan Marcello iyice büyümüştür; ama artık sakat biridir. Kızlar da evlenip çoluk-çocuğa karışmıştır. Ya anne? Onu sormayın, gidip perdede görün... Öylesine yaşlanmış ve bu hali perdede öylesine iyi canlandırılmıştır ki... Kaynaklar o yaşlı halinin Fernanda Montenegro adlı ve 100 yaşına erişmiş bir kadın tarafından oynandığını yazıyor.
O hanım ve oyununu izlerken, yüreğiniz tam anlamıyla burkulacaktır. Ve hüzünlü bir finalde, ailenin 2014’e ulaştığı günleri bile görürüz.
İşte böyle bir film bu... Baş roldeki Eunice’yi oynayan Fernanda Torres, Altın Küre’de en iyi kadın oyuncu seçilmiş. Filmin Venedik festivalinde ödülü ve bu yıl için Oscar adaylıkları var: En İyi Film ve Torres için En İyi Kadın Oyuncu dallarında...Tüm bunlar bir Brezilyalı oyuncunun ilk kez elde ettiği başarılar oluyormuş. Hakkaniyet içinde bu başarı, bence harika... Ayrıca filmin tüm yan oyuncularını ve görüntülerde o hareketli kamerası için de Adrian Teijido’yu kutlamak gerek.
Yönetmene gelince... Walter Salles, 1959 doğumlu bir Brezilyalı yönetmen. ABD’de de çalışmış gerçi... Birçok filmden ve 2012’deki Yolda’dan sonra, kariyerinde duraklamış. Bu ondan beri ilk uzun filmi... Kitabı ailenin tek oğlu Marcello Paiva’nın sonradan yazdığı biyografik kitaptan uyarlamış. Ve şöyle demiş: “Bu kitabı okuyunca çok etkilendim. Çünkü aileyi yakından tanımıştım; çocuklarıyla arkadaştım. Sanki kendi ailemi anlatır gibi oldum.”
İşte böyle... Bunca bilgiden sonra, umarım bu filme ilgi duyarsınız.