Geçen yıl Cannes’a gidememiş, özel bir nedenle son dakikada iptal etmiştim. Bu yüzden de festivalin hışmına uğradım. Son dakika iptallerinden nefret ederler!.. Arayı düzeltmek kolay olmadı. Ve bu yıl kesin gidiyorum. Bu yazıyı okuduğunuzda ben yolda olacağım. Ve hafta sonundan itibaren Cannes izlenimlerimi yazacağım.
Bu akşam yarışma-dışı gösterilen Fransız filmi La Tete Haute- Başı Yukarda ile açılacak festivalde, Altın Palmiye için yarışan bir Türk filmi yok. Ama yine de çok iyi filmlerle dolu ve heyecanlı bir festival olacak sanıyorum. Geçen yıl Kış Uykusu’yla Nuri Bilge Ceylan’ın aldığı Altın Palmiye için bu yıl 19 film yarışıyor. Neler var, bir bakalım.
Fransa’dan rekor sayıda film
Evsahibi ülke Fransa bu yıl aslan payını kendisine ayırmış. Açılışı ilk kez bir kadın yönetmenin filmi yapacak; Başı Yukarda. Yarışmada ise tam beş film var. Deneyimli ve Altın Palmiye’li Jacques Audiard’ın Dheepan, yaratıcı yönetmen Stephane Brise’nin Piyasanın Yasası, kadın yönetmen Valerie Donzelli’nin Marguerite ve Julien filmlerine ek olarak, Polis’le ödül alan Maiwenn imzalı Kıralım Benim ve de son dakikada seçilen, Guilaume Nicloux imzalı Aşk Vadisi. Bu kadar çok filmin ulusalcı bir tavır mı, yoksa hakkaniyet mi olduğunu saptamak biz eleştirmenlere düşecek!...
Diğer Avrupa filmleri
İtalya’dan üç ustanın son filmleri var: Nanni Moretti’den Annem, Matteo Garrone’den Hikayelerin Hikayesi ve Paolo Sorrento’dan Gençlik...Ayrıca Norveç’ten Joachim Trier’in Bombalardan Daha Güçlü, Macaristan’dan Laszlo Nemes’in Saul’un Oğlu ve de Yunanistan’dan Yorgos Lanthimos’un İstakoz filmleri Avrupa sinemasını tamamlıyor. Gördüğünüz gibi, Almanya’dan İspanya’ya, Danimarka’dan Çek cumhuriyetine, Polonya’dan İsveç’e tanınmış sinemaları ve yönetmenleri olan birçok ülke yok!...
ABD ve Uzak-Doğu’dan...
ABD’den bağımsız takılan Todd Haynes, bize Carol adlı filmini sunacak. Bir de Gus Van Sant’in Ağaç Denizi var. Görüldüğü gibi, Hollywood’a üvey evlat gibi davranılmış: ne fazla yönetmen var, ne de o gösterişli aksiyon yapımları...
Buna karşılık, Uzak-Doğu sinemaları fena temsil edilmiyor. Çin’den iki önemli usta var: Hou Hsia-Hsien (okunuşu: Hu Şa Şen) Katil filmiyle, Jia Zhang Ke ise Dağlar Yola Çıkabilir’le yarışacak. Japonya’dan yine bir festival müdavimi var: Kore Eda Hirokazu, Küçük Kızkardeşimiz’le yarışıyor. Avustralya’dan ise Justin Kurzel’in Macbeth’i var.
Ayrıca Latin Amerika’dan sadece Meksikalı Michel Franco var: Kronik filmiyle...Kanada’dan ise hayli tanınmış bir isim, Denis Villeneuve son filmiyle karşımıza gelecek: Sicario.
Jüri ve özel gösteriler
Resmi bölümde olup yarışma dışı gösterilecek filmler arasında Woody Allen’in son filmi Duygusal Bir Adam, George Miller’in Mad Max: Öfke Yolu filmlerinin yanısıra, Amerikan yapımı iki iddialı canlandırma filmi de var: Pete Docter- Ronaldo del Carmen ikilisinin İnside Out ve Mark Osborne’un Küçük Prens yapımları... Festivalin Özel Gösterim’lerinde ise ABD’li star Natalie Portman’ın ilk yönetmenlik denemesi Bir Aşk ve Karanlık Hikayesi, Fransız Barbet Schroder’in Hafıza Kaybı, Fransız Samuel Benchetrit’in Asfalt, Fransız Elad Keidan’ın Merdiven Ruhu ve Mali’li Süleyman Cisse’nin Oka filmleri var.
İngrid Bergman, Agnes Varda ve Costa-Gavras onore ediliyor
Türkiye ise bu yıl adını Yönetmenlerin 15 Günü bölümüne seçilen Mustang filminde oynayan Deniz Gamze Ergüven ve kısa filmlerde yarışacak olan Ziya Demirel imzalı Salı ile duyuracak.