LOLO X X X Yönetmen: Julie Delpy |
Fransız sinemasının bağımsızlar kraliçesi, oyunculuğunun yanısıra yazar-yönetmen olarak da altıncı filmine ulaşmış Julie Delpy, yine bu üç alanı kapsayan yeni projesiyle karşımızda...Ancak bunun Paris’te İki Gün/ New York’ta İki Gün ikilemesinin yumuşak duygusal komedi tonuyla Kontes adlı filminin kara-film/ fantastik karışımı tatlarının ilginç bir bireşimi olduğu hemen söylenebilir.
Film 40 yaşlarını (rahatça) aşmış bir kadınlar grubunun, özellikle de modacı Violette ve yakın dostu Ariane’ın Fransa’nın tatil kasabası Biarritz’de tanıştıkları, bilgisayar uzmanı Jean-Rene’yle ilişkileri üzerine. Artık erkeksiz, sadece çocuklarıyla tek başlarına yaşadıkları hayat, bu kadınları sürekli birer erkek, giderek bir aşk aramaya itmiş. Ama bu çağda bunu bulmak kolay mı?
Boşandıktan sonra ilişki kurduğu tüm erkeklerle yolunu ayırmış Violette, bu ‘taşralı’, ama Paris’e gelip yaşamayı kuran saf görünüşlü adamla yeni bir maceraya atılıyor. Ariane’in onayı ve yardımıyla... Ama bunu hiç onaylamayan bir başka yakını var: 19 yaşındaki oğlu Lolo.
Lolo gerçekten melek görünüşlü bir delikanlı. Ama aynı ölçüde hınzır, bencil, hatta hain...Annesine sevgisi normal boyutları çoktan aşmış. Ve onun hayatında yeni bir erkeğe tahammülü yok!...Bu açıdan ilişki sürekli ondan gelen darbelere uğrayacak, hatta Jean-Rene’nin kariyerini, giderek hayatını tehdit edici boyutlar alacaktır.
Hikâye görüldüğü gibi psikoloji temeline oturmuş bir gerilim tadı içeriyor. Ama Delpy bunu uzun zaman, tam Fransız usulü bir duygusal komedi olarak götürüyor: keskin esprileri, sürekli kadın-erkek ilişkisi ve cinsellik üzerine konuşmalarıyla...Ancak hikayenin bir kara-film tadına ulaşması da gecikmiyor.
Kendisini rahatlıkla izleten bir film bu. Hollywood tarzı aile komedilerinden hayli farklı biçimiyle.. Ve çok da iyi oynanmış. Violette ve Ariane’da Delpy ve her zaman harika olan Karine Viard kusursuzlar. Jean-Rene’de Fransızların popüler komedi alanındaki yeni ikonu Dany Boon, güldürme çabasından çok kompozisyona yönelmiş. Çok da iyi etmiş.
Genç Lolo’da ise 2010’larda Fransız sinemasının parlak umutlarından biri olmuş Vincent Lacoste, bunu yine doğruluyor. Ve o zor rolde filme değer katıyor.
Çok şey beklememek kaydıyla, keyifle izlenecek bir film....
Huzurunuzda yılın Noel ya da Amerikan Rüyası filmi
MUTLU YILLAR X X 1/2 (Love the Coopers) Yönetmen: Jessie Nelson |
İşte karşınızda kaçınılmaz ve tipik bir ‘Christmas movie’. Yani bir yeni yıl ya da Noel filmi. Hollywood’un Amerikan ve elbette genel Hıristiyan geleneğine uyarak, hem yılın en büyük dinsel ve toplumsal bayramını özel filmlerle kutlamak, hem de yılın bu döneminde geniş bir kitleyi sinemalara çekmek için başvurduğu değişmez yöntem.
Elbette bunların arasında başyapıt düzeyine yaklaşanlar da vardı. Kimi Chaplin ya da Capra filmleri gibi...Ama çoğu dönemsel filmlerdir: sanki sadece yılbaşı konsomasyonu için yapılmış gibi...
Mutlu Yıllar iki arada bir derede. Yani ortalama bir film. Cooper ailesinin dört kuşağından bireyleri önce ayrı ayrı tanırız. Sürekli gittiği lokantada karşılaştığı ve bu yaşlı adamda ailesinden de yakın bir güvence bulan bir garson kızla ahpap olan büyük-büyük baba (Alan Arkin ve Amanda Seyfried)
Çocuklarından kızı Charlotte, kocası Sam’la 40 yıllık evliliğinin sonunda bunalıma girmiştir, ayrılmayı düşünmektedirler (Diane Keaton ve John Goodman). Diğer kızı Emma, yalnız yaşayan mutsuz biridir (Marisa Tomei). Ve bu onu büyük mağazalardan olmadık hırsızlıklar yapmaya yöneltir. Birinde yakalanır ve kendisini karakola götüren zenci bir polisle dost olur (Anthony Mackie). O da doktor sandığı Emma’ya açılıp eşcinselliğini itiraf etmesin mi?
Kızların kardeşi Hank ve karısı Angie (Ed Helms ve Alex Borstein), Hank’in uzun zamandır işsiz olması ve bunu aileden gizlemesinin sorunlarını yaşarlar. Bir sonraki kuşaktan güzel Eleanor (Olivia Wilde), kara kıştan uçakların iptal edildiği bir hava alanında göreve giden yakışıklı bir askerle (Jake Lacy) tanışır. Ve aralarında ancak finalde mutlu sona yaklaşan bir çekim oluşur.
En son kuşaktan küçük çocuklar sayısız Noel Baba arasında koşuşup dururken, biraz daha büyükleri olan ve sürekli terleyip duran Charlie (Timothee Chamalet), yaşıtı bir genç kızdan ilk cinsellik dersini alır: bir French Kiss- Fransız Usulü Öpücük’le!...
Tüm bunları dalgın bir gözle izleyen ailenin belki en yaşlı bireyi Fishy Teyze i (eşsiz June Squibb) sürekli geçmişte yaşarken, Amerikan tarzı yaşamın kaçınılmaz bireyi köpek Rags de, o Noel gecesi için hazırlanan zengin yemekleri tatmadan edemez –kimi zaman herkesten önce!
Bu sempatik film, bir diğer ünlü Amerikan buluşu olan “feel good- kendini iyi hisset” filmlerinin de bir örneği. Elbette bir kez daha ‘kutsal aile’ yüceltiliyor, onurlandırılıyor: tüm o kavgalara, nefret krizlerine, boşanma ve ayrılık girişimlerine, savaş ilanlarına karşın, sonunda ailenin en iyisi olduğu mesajı veriliyor.
Bizlere ise bir film boyunca, bu klasik Amerikan Rüyası’nı bir kez daha yaşamak düşüyor.
Yarın: YILDIZ SAVAŞLARI- GÜÇ UYANIYOR
HAFTANIN YILDIZ TABLOSU
YILDIZ SAVAŞLARI: GÜÇ UYANIYOR X X X X
NADİDE HAYAT X X X X
CASUSLAR KÖPRÜSÜ X X X X
UZAKLARDA ARAMA X X X X
RÜZGARIN HATIRALARI X X X 1/2
ALİ BABA VE 7 CÜCELER X X X ½
LOLO X X X
STEVE JOBS X X X
MACBETH X X X
LİFE X X X
MUTLU YILLAR X X 1/2
PAN X X 1/2
GİZLİ GERÇEK X X 1/2
VİCTOR FRANKENSTEİN X X