Haberler

Zülfü Livaneli: Ahlakla dini ayırdılar; bunların tekrar bir araya gelmesi gerekiyor

İyiliği Düşünmek kitabı: "Biri sigara içerse veya birbirini öperse buzlanıyor ama en büyük şiddet sahneleri buzlanmıyor”

11 Şubat 2021 17:24

Sanatçı Zülfü Livaneli, Türkiye’de ahlak kavramının dinden ayrıştırıldığını ve birçok insanın ahlak ile din arasındaki bağı düşünmeden hareket ettiğini söyledi. “Allah'a karşı görevlerimi gider yaparım, o tarafı kapatırım, sonra hayatta ben istediklerimi yaparım anlayışı var” diyen Livaneli “Ahlakla dini ayırdılar. Bunların tekrar bir araya gelmesi gerekiyor” diye konuştu. 

Anne ve Çocuk Eğitim Vakfı(AÇEV) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayla Göksel ve sanatçı Zülfü Livaneli,  iyilik kavramının, iktisattan psikolojiye, dinden sivil toplum kuruluşlarına, gazetecilikten bilime kadar birçok farklı alanda farklı yazar ve akademisyenler tarafından ele alındığı ‘İyiliği Düşünmek’ kitabını, Murat Sabuncu’ya anlattı. 

AÇEV Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayla Göksel , yaklaşık 25 yıldır sivil toplum kuruluşlarında çalıştığını ancak buna rağmen kendini mutsuz ve yetersiz hissettiğini ifade ederek kitabın ortaya çıkış fikrini şöyle anlattı: 

“Gündelik hayatımızda çok önemli olan barış, adalet, merhamet, sevgi dili diyebileceğimiz şeyler çalışmalarımızda çok öne çıkmıyordu. Ben de bunun üzerine düşünmeye başladım. Bunun üzerine belki de algıda seçicilikten, her yerde iyilik kavramını ve bir iyilik projeleri enflasyonu görmeye başladım. Ve onun üzerine bunu biraz daha irdelememiz gerekiyor diye düşünürken Zülfü beyin kapısını çaldım ve Zülfü bey, 'bu kadar temel bir kavramı sadece STK'lar etrafında düşünmek yanlış olur, çok daha farklı uzmanlıkları bir araya getirmemiz gerekiyor' diyerek çalışmanın en belirleyici unsuru önerdi” dedi. 

"İyi insanlara ihtiyaç var"

Kitabın ortaya çıkış sürecinde ve hazırlanma aşamasında çok değerli insanların yer aldığını söyleyen Zülfü Livaneli de Türkiye’de iyilik kavramına bakışa ve bu kavramın eksikliğine değindi. 

“İyilik meselesine Türkiye’de ihtiyaç var. İyi insanlara iyi düşünmeye ihtiyaç var” diyen Livaneli, insanların kendisine ‘İyilik nedir’ sorusunu sorması gerektiğini vurguladı.  

İyilik kavramı üzerine “Aslında iki şey doğrudur, birincisi halkların binlerce yıl içinde süzüp getirdiği bazı sözler ve bilgelikler. Bir de akademi düzeyinde yapılan çok düzeyli bilimsel çalışmalar” ifadelerini kullanan Livaneli, “Bu ikisi gerçeğe varabilir. Bunun dışında  ise kafası karıştırılmış bir kitle var. Bu post- modern ve post-truth döneminde hakikaten insanların kafası karıştırılmış durumda” dedi. 

Türkiye’de internet yayınlarının çoğunluğunun ve TV’lerin insanları şiddete, kötülüğe özendirdiğini ve düşman yaratma üzerine bir dil geliştirdiğini söyleyen Livaneli, “Hiçbirinde iyilik öğütlenmiyor. Şiddete özendiren bir takım yayınlarla, videolarla, dizilerle insanların kafası karıştırılıyor. Bizim ülkemizdeki şiddet artışında bunu çok net gördüm. Biri sigara içerse veya birbirini öperse buzlanıyor ama en büyük şiddet sahneleri buzlanmıyor” ifadelerini kullandı. 

İyilik kavramının altında yatan anlamların irdelenmesi gerektiğini ve tartışılmasını istedikleri için farklı yazar ve aydınları çalışmaya dahil ettiklerini ifade eden Livaneli, ‘iyi olmak’ ve ‘iyilik yapmak’ aynı şey midir sorusuna dikkat çekti.

İyiliği Düşünmek kitabı

Ayla Göksel ve Zülfü Livaneli’nin, çok farklı anlamlarda kullandığımız “iyiliğin” yeniden ele alınması, konuşulması, hayatın her alanında kalıcı olması fikrinden yola çıkarak derledikleri İyiliği Düşünmek, iktisattan psikolojiye, dinden sivil toplum kuruluşlarına, gazetecilikten bilime, felsefeden doğaya uzanan geniş bir aralıkta iyiliğin izini sürüyor, iyiliğe farklı açılardan bakıyor.

Kitaba katkı sunan Ioanna Kuçuradi, Tanıl Bora, Bekir Ağırdır, Yankı Yazgan, Ahmet İnsel, Hidayet Şefkatli Tuksal, Ömer Madra, Kemal Sayar, Nurcan Baysal, Serdar Tekin, Hakan Altınay, Burcu Karakaş, Mehmet Ali Çalışkan ve Zafer Köse, kendi bakış açılarını aktararak iyiliği tartışırlarken, bizi de başka bir gözle bakarak iyilik ve iyiliğin imkânları üzerine yeniden düşünmeye davet ediyorlar.