Ergün, ağustos ayının başında, baraj göletine giren bir kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak, "Hiçbir korumanın olmadığı bir alandan bahsediyoruz. Tehlike giderek büyüyor, Hasankeyf'e yaklaşıyor" dedi.
Hasankeyf'in hâlâ kurtarılabilir bir alan olduğu vurgusunu yapan Ergül, "Eğer Ilısu Barajı tamamen su tutar Hasankeyf ve Batman'ın alt kısımlarına kadar su gelirse, ciddi bir felaket olur. 80 köy tamamen, 40'a yakın köy kısmi olarak su altında kalabilir. Toplamda 199 köy ve 1 ilçe merkezi tümüyle ya da kısmi olarak su altında kalacak" diye konuştu.
Verimli tarım arazileri su altında kalacak
Tarım arazilerinin de su altında kalacağını ifade eden Ergül şöyle konuştu:
"Bu köylerde ve ilçede yaşayan insanlar yaklaşık 80 bin kişi. Ayrıca bu bölge yayla çıkış bölgesi ve kışın hayvancılık yapanların geldiği bir bölge. O alan tamamen sular altında kalırsa 20 bin göçerin de ekonomik alanları daraltılmış olacak ve sıkıntı yaşayacaklar. Toplamda 100 bin insan olumsuz etkilenecek."
Ergül, doğa örgütlerinin yaptığı araştırmalara göre en az 100 tane endemik ve soyu tükenmekte olan bitki türünün yok olacağına da dikkat çekti.
Evlerinden taşınmak zorunda kalan insanların mağduriyetine de dikkat çeken Ergül, "Araziler ve insanların yaşadığı evler kamulaştırıldı; 50 bin liralık bir kamulaştırılma bedeli verildi. Ancak insanların taşınacakları evler 120-150 bin liralık bir bedelle bu kişilere satıldı. Arada böyle bir uçurum da var" diye konuştu.
Ali Ergül şöyle devam etti:
"Hasankeyf'te yaşayan halk için yeni bir yerleşke hazırlandı. 700 küsur konut yapıldı ve henüz bitmemiş durumda. Eski Hasankeyf ilçesinde okullar kapatıldı. Yeni Hasankeyf'te eğitim-öğretim süreci başladı ama okula gidecek öğrenci yok. Çünkü mesafe için servis veya benzeri bir hizmet verilemediği için aileler çocuklarını büyük oranda okula gönderemiyor.
Mezarlıklar boşaltılmaya başlandı
'Sıkıntılı' dediğimiz alanlara yönelik projeye sürekli yeni eklemeler oluyor. Mezarların taşıtılması buna yönelik bir hamle. Mezarların bir kısmı su altında kalmayacak bir bölgeye taşınıyor.
"Gelin Hasankeyf'i kurtaralım, ortada 100 bin insanın yoksullaşma sorunu var"
Hasankeyf'le Dicle Vadi'sini birlikte düşünmek gerekiyor. 400 km'lik bir alandan, 12 bin yıllık bir tarihten, milyonlarca canlının yaşadığı bir alandan bahsediyoruz.
Hasankeyf'i kurtarabileceğimize inanıyoruz. Ciddi ve düzeltilemeyecek bir tahribat var ortada. Bir bütçe var ama ortaya çıkacak yıkım bu bütçenin çok daha üstünde. Bütçe telafi edilebilir ama yıkım telafi edilemez. Herkese çağrımız 'Gelin Hasankeyf'i kurtaralım ve bu tahribatın önüne geçelim. Önümüzde bir doğa felaketi, havza yıkımı, 100 bin insanın yoksullaşması sorunu var.' Hâlâ bir umudumuz var ve bu umudu büyütmeye çağırıyoruz herkesi."