Haberler

Taksim'de yapılan Onur Yürüyüşü'ne polis müdahalesi; gözaltılar var

26 Haziran 2021 15:39

Bugün İstanbul’da düzenlenecek LGBTİ+ Onur Yürüyüşü için Taksim'de yapılacak yürüyüş öncesi Mis Sokak toplanmak isteyenlere müdahale etti. Müdahalenin ardından açıklama yapan İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Koordinasyonu gözaltıların olduğunu kaydetti. 

Valilik dün yürüyüşe izin verilmeyeceğini açıklamış, İstanbul LGBTİ+ ise sosyal medya hesabından yaptığı çağrıda, "'Halkın’ huzur ve güvenliğini korumak' ve 'genel ahlakı bozmak' için 26 Haziran Cumartesi günü saat 17.00'da Taksim'de 19. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü'nde bir araya geliyoruz!" şeklinde çağrı yapmıştı. 

Taksim’de saat 17:00’de başlaması planlanan yürüyüş için Mis Sokak’ta toplanan kitleye polis müdahale etti.

Polisin müdahalesinin ardından Taksim'e çıkan birçok sokak bariyerlerle kapatıldı.

AFP foto-muhabiri Bülent Kılıç gözaltına alındı

Fransız haber ajansı AFP'nin foto-muhabiri gazeteci Bülent Kılıç da Mis Sokak'ta müdahaleyi görüntülerken gözaltına alındı. 

Kılıç, önce Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne, buradan da Taksim Eğitim Araştırma Hastanesi'ne sağlık kontrolüne götürüldü. Kılıç'ın fotoğraf makinesi ve teknik ekipmanları gözaltı sırasında zarar gördü.

Bülent Kılıç'ın daha sonra serbest bırakıldığını söyleyen avukatı Zelal Pelin Doğan, resmi bir gözaltı işlemi yapılmadığını ve hukuka aykırı şekilde tutulduğunu belirtti. 

Doğan, "Eylem sırasında Kılıç'a ters kelepçe uygulandı. Sırtına çıkılarak kendisine kamerayla vuruldu. Bunlardan ötürü şikayetçi olunuyor" dedi.

Taksim Odakule'de polis müdahalesinin ardından basın metni okunmaya başladığı sırada, polis basın metnini okuyan LGBT+ bireye saldırarak darp etti. 

(Video: Gazete Yolculuk - Buse Söğütlü)

Polisin müdahalesinin ardından basın açıklamasını okumak için başka bir alana doğru yürüyüşe geçen grup, açıklamayı Taksim sokaklarında yürürken okudu. 

Aynı açıklama Cihangir sokaklarında da toplanan kalabalık bir grup tarafından okunarak, yürüyüşe yönelik yasak ve polis müdahalesi protesto edildi. 

Yürüyüşün yasaklanması ve Taksim'deki polis müdahalesine ilişkin açıklama yapan KOAS LG, “Biz sandıklarından daha ibne, daha ahlaksız, daha zırıl, daha örgütlüyüz” başlıklı bir basın açıklaması yayınladı. 

Kaos LG'nin yaptığı yazılı basın açıklaması şöyle:

19. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşümüzü 26 Haziran Cumartesi günü yine Taksim’de gerçekleştiriyoruz. Alanlarımızın daraltılmasına dağılarak, her yerde var olarak direnmemizin ardından, bu kez hep beraber sokaklara dönüyor, sokakları dolduruyoruz. Haykırıyor, zırıldırıyoruz.

Kendi sokaklarımızda, kendi derelerimizde, kendi dağlarımızda, kendi bedenlerimizde türlü türlü yöntemlerle tahakküm kurma haddini bulanlara; mafyalara, nefrete, kutuplaşmaya inat yaşam alanlarımızı koruyor ve çoğaltıyoruz. Topluma yönelik son yıllarda gerçekleştirilen ve sistematik olarak devam eden baskıya karşı sokaklarımızı koruyoruz.

Geçtiğimiz yıl hem LGBTİ+’lar hem de tüm toplum için baskıyla, şiddetle, zorbalıkla geçti. Ancak hiçbirimiz haklarımızdan, varoluşlarımızdan ve özgürlüğümüzden vazgeçmiyoruz. Gökkuşağına dair her şeyi suç unsuru gibi göstermeye çalışanlara karşı, lubunyalar gökkuşağına sahip çıkmaya devam ediyor.

Küçük Bayram’da yerlerinden edilen seks işçisi kadınlar, yaşadığımız tüm felaketlerde olduğu gibi pandemide de güvencesizliğe, şiddete ve baskıya karşı sokakta direnmeye devam ediyor.

Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyum rektör Melih Bulu’nun atanmasıyla başlayan eylemlerde başta LGBTİ+’lar olmak üzere tüm Boğaziçi öğrencileri ve akademisyenleri devlet şiddetine, kayyumlara ve atamalara karşı kampüste ve sokakta direnmeye devam ediyor.

6 Mart günü Kadıköy’de gözaltı işkencesine maruz kalan Kürt trans artı kadınlar, sokakta direnmeye devam ediyor.

Lubunyaların ve kadınların yaşamını korumayı amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede kaldıranlara karşı, kadınlar ve LGBTİ+’lar sokakta direnmeye devam ediyor.

12. cumhurbaşkanının yok öyle bir şey diyerek yok saymaya çalıştığı lezbiyenler kimliklerine sahip çıkmaya, sokakta direnmeye devam ediyor.

Mafyatik ilişkileri ifşa olan bakanların hedef gösterdiği, sapkın ilan ettiği lubunyalar onurla açılmaya, görünür olmaya, ahlakçılıktan sapmaya, sokakta direnmeye devam ediyor.

Siyasetten dışarı atılmak istenerek, parti binaları basılarak korkutulmaya çalışılan Kürtler, Deniz Poyraz’ı yaşatmaya, sokakta direnmeye devam ediyor.

İkizdere’de ve tüm coğrafyada dağlar ve sular için direnenler ormanlarda ve sokakta direnmeye devam ediyor.

Günlerdir iktidarların atıkları Marmara Denizi’nin üstünde kendini gösteriyor. Buna rağmen bugün aynı zamanda İstanbul’un doğasının, denizinin, tüm canlıların yaşam alanlarının katledilmesi anlamına gelen Kanal İstanbul’un temel atma töreni var.

Bizler yaşamı savundukça ve var ettikçe, devletler Gezi Parkı’ndan Hasankeyf’e yıllardır doğayı ve kültürü talan etmeye arsızca devam ediyor.

Bizler şiddeti ve tehditleri Eryaman’dan, Sur’dan, Kazdağları’ndan ve daha birçok güvenli yaşam alanımızın talan edilmesinden tanıyoruz. Her geçen gün daha çok afişe edilen devlet mafya ilişkileri yıllardır hayatlarımızda, evlerimizde; peşimizi bırakmıyor! Bu sene de Heybeliada’da ve Maçka’da devlet yetkililerinin pikniğimize yönelik tehdit ve saldırıları bize bir kez daha göstermiştir ki, nefret, şiddet ve savaş devlet eliyle beslenmektedir.

Bizler LGBTİ+’lar, kadınlar, işçiler, kürtler, öğrenciler olarak devletin bize yönelttiği tüm saldırılara karşı bir arada durmakta kararlıyız. Birlikte örgütlenecek, sokakta beraber bağıracak, yeniden partileyecek, güvenli alanlarımızı birlikte koruyacak ve büyüteceğiz.

Çünkü biliyoruz, tüm yasakların, saldırıların, engellemelerin, yok sayma girişimlerinin arkasında korkuları var! İşledikleri suçların farkındalar, yargılanmaktan korkuyorlar. Halkların iradesinin farkındalar, koltuklarını kaybetmekten korkuyorlar. Yok saymakla yok olmayacağımızı biliyorlar, var oluşlarımızdan korkuyorlar. Ama bundan daha fazlası var! Biz sandıklarından daha ibne, daha ahlaksız, daha zırıl, daha örgütlüyüz. Sokakta direnmeye devam ediyoruz.

Bugün burada olan, sokakları ve birbirini çok özleyen tüm lubunyaların; belki iyi hissetmediği için, belki başka bir sebepten burada olamayanların; zorbalığa maruz kalan, kendini yalnız hisseden herkesin; yerlerinden edilenlerin; devlet şiddetine maruz bırakılanların, tüm lubunyaların Onur Haftası kutlu olsun! İyi ki varız ve çok kalabalığız. Sadece bu sokağı değil tüm Taksim’i, İstanbul’u ve tüm kentleri, kırsalı da istiyoruz. İyi ki varsın lubunya! Onur ayın kutlu olsun!

Ve 1 Temmuz günü Tünel’de, İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak için yine Taksim’de, bizim sokaklarımızda görüşürüz lubunya!