Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, "Muhalefetin sesini ve görüntüsünü kısmak için sosyal medyayı yasaklıyorlar. Herhalde bundan sonra milleti ikna etmek için kısa süre içinde yoksulluğu da yasaklarlar. Yasaklayın yoksulluğu ülkemiz yoksulluktan hemen kurtulsun" dedi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez gündemi değerlendirdi. "Türkiye’deki gelir adaletsizliği çok vahim boyutlara ulaşmıştır" diyen Bitmez şöyle devam etti;
"Dünya Bankası verilerine göre, Türkiye’de 2018 yılı itibarıyla toplam gelirden en yüksek payı alan yüzde 20’lik kesim toplam gelirin yüzde 48,5’ini almaktadır.
"Gelir dağılımındaki adaletsizliğin en büyük göstergesi olan bu veride Türkiye bu konuda veri bulunan 164 ülke içerisinde 47. Sıradadır. Türkiye gelir dağılımının adaletsizliği bakımından maalesef Afrika ülkeleri ile aynı ligde yer almaktadır."
"OECD verileri de Türkiye’deki gelir dağılımı adaletsizliğini açıkça ortaya koymaktadır. Gelir adaletsizliğini ortaya koymakta kullanılan Gini Katsayısı bakımından Türkiye’nin OECD ülkeleri içerisindeki konumu ne yazık ki çok kötüdür. Türkiye bu noktada veriye ulaşılabilen 35 OECD ülkesi içerisinde 33. sıradadır."
"Ülkemizde insanlar çalıştıkları halde yoksullukla karşı karsıya. TÜİK verilerine göre, 2009 yılı itibarıyla tarım sektöründe istihdam edilenlerin yüzde 33’ü yoksuldur. Bu da Türkiye’de tarım politikalarının hatalı olduğunu ortaya koymaktadır."
"Tarım sektöründe istihdam edilen her üç kişiden birinin yoksul olması, çiftçiye gelir sağlanamadığını, tarım alanlarının terk edilmesiyle birlikte tarımsal faaliyetin çok azalmasına rağmen tarımsal üretime devam eden kişilerin de yeterli gelir elde edemediğini ortaya koymaktadır."
"Kendi hesabına çalışan kişilerin yüzde 22,4’ünün yoksul olması da esnaf ve sanatkârın gelirlerinin sürekli bir şekilde azaldığını göstermektedir."
Yoksullukla mücadele için "Değişime değil, dönüşüme ihtiyaç var" diyen Bitmez, 'Vatandaşlık Geliri' uygulaması hayata geçirilmelidir" ifadesini kullandı.
Bitmez önerilerini şöyle sıraladı;
“Vatandaşlık Geliri' uygulaması hayata geçirilmelidir"
"Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve Türkiye’de ikamet eden her kişinin, yoksulluk riskine karşılık temel gıda maddelerine, elektrik, su, ısınma ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek temel bir gelire ulaşması sağlanmalıdır."
"Aile Sigortası uygulaması hayata geçirilmelidir"
"Türkiye’de aile kurumu, sosyal korumanın en geleneksel biçimi olarak varlığını sürdürmektedir. Diğer yandan, aile yapısındaki değişimler, boşanma oranlarındaki artışlar, geleneksel aile yapısının ürettiği sosyal ve ekonomik korumanın çerçevesinin daralmasına neden olmaktadır."
"Bu bağlamda, Türkiye’de ailelerin yapısını koruyucu nitelikte, ailenin devamını sağlama amacına yönelik olarak, aile yardımlarını sistematik bir şekilde düzen altına alacak bir sigorta kolu olarak Aile Sigortası hayata geçirilmelidir."
"Sosyal Konut uygulaması hayata geçirilmeli ve TOKİ’nin faaliyetleri “Sosyal Konut” çerçevesi ile sınırlandırılmalıdır"
"Vatandaşlık Geliri ve Aile Sigortası kapsamındaki kişilerin, temel barınma ihtiyacını karşılamak için “Sosyal Konut” uygulaması hayata geçirilmelidir."
"Bu konuda yapılacak planlama ile oluşturulacak sosyal konut bölgelerinde eğitim, sağlık ve sosyal hayata katılımı sağlayacak fiziki şartlar oluşturulmalıdır."
"Mahalle kreşleri ve yaşlı gündüz sosyalleşme evleri öncelikle sosyal konut bölgelerinden başlayacak şekilde hayata geçirilmelidir."
"Sosyal yardımların dağıtımında merkezi planlama, yerel dağıtım esasını benimseyecek bir yapı hayata geçirilmelidir"
"Sosyal yardım, yoksulluğun engellenmesi açısından en hızlı ve etkili sonuç üreten uygulamalardandır. Ancak sosyal yardımların etkinliği çokça tartışıldığı gibi toplumsal kesimlerin sosyal yardıma eşit erişiminin olmadığı şeklinde tereddütler de bulunmaktadır."
"Bu bağlamda, sosyal yardımların merkezi bir planlama ile etkin bir şekilde bütçelendirilerek adil dağıtımına ilişkin bir çerçeve oluşturması gerekmektedir."
"Ayrıca hukuki anlamda, mevzuata yönelik bir çalışma ile sosyal yardımlara ilişkin bir bütünleştirme çalışması hayata geçirilmelidir."
"Hâlihazırda uygulanmakta olan pek çok sosyal yardım farklı kriterlere göre ve hukuki çerçevesi birbirinden bağımsız olarak işlemektedir."
"Sosyal yardımlara ilişkin mevzuatın bütünleştirilmesi, açıklığa kavuşturulması ve sosyal yardımların ihtiyaç odaklı ve hak temelli bir yapıda ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması sağlanmalıdır."
"Bu kapsamda, sosyal yardımlara erişim hakkının merkezi bir bütçelendirme ile bölgesel anlamda planlanabilmesi ve yerel dağıtım esasının hukuki çerçeveye uygun bir şekilde yapılıp yapılmadığının kontrolü mümkün olabilecektir."
"Bölgesel eşitsizlikleri giderici biçimde kamu yatırımlarının desteklenmesi ve gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır"
"Yoksulluğun önemli bir sonucu ve beslendiği bir kaynak olan göç, bölgesel eşitsizliğin bir sonucu olarak gerçekleşmektedir"
"Bu çerçevede, neo-liberal politika odakları tarafından ısrarla verimli bulunmadığı için devletin elinden çıkarılması istenen ve bu kapsamda kapatılan ya da üretimi sınırlandırılan kamu üretim tesislerinin yeniden üretime kazandırılması sağlanmalıdır."
"Şeker pancarı, tütün, incir, zeytinyağı gibi endüstriyel ürünlerin üretimi ve bu ürünlerin işlenmesini sağlayacak fabrikaların bölgesel eşitsizlikleri giderici fonksiyonu göz ardı edilmeksizin yapılan il ve ilçe seçimleri bir kamu tercihi olarak sürdürülmelidir."
"Sosyal dışlanmayı engellemek ve sosyal adalet sağlamak için gerekli ortam oluşturulmalıdır"
"Yoksulluğun çok boyutlu olarak ele alındığı günümüzde, ekonomik, toplumsal ve siyasal hayata katılım, temel hak ve özgürlüklerin genişliği ile doğru orantılıdır."
"Küresel ekonominin büyük güçleri olarak ifade edilebilecek ülkelerde, yeni ekonomik düzenin gerektirdiği bilginin üretilme hızının çok yüksek olmasının nedeni, bu ülkelerde yaşayan ve istihdam edilen kişilerin zeka düzeylerinin yüksek olması değildir."
"Bu ülkelerdeki kişilerin toplumsal, ekonomik ve siyasal hayata katılabileceklerine, üretecekleri ürünleri satabilecekleri adil rekabet koşulları olan piyasaların var olduğuna ve gerekli şekilde çalıştıkları takdirde güvence altında bir gelir ve hatta servet elde edebileceklerine olan inanç ve güvenleridir."
"Bu bağlamda, özellikle mevcut ekonomik sistem benimsenerek, piyasaların işleyişine devletin belirli oranda müdahale edeceği bir yapının devamı sağlanacaksa, bütün vatandaşların ekonomik hayata eşit şekilde katılabileceği, elde ettikleri karların devletin güvencesi altında olduğu ve bu piyasa yapısının ve adil rekabet koşullarının devlet ya da bazı kesimlere yakın olmakla herhangi bir ilişkisinin olmadığını açıkça ortaya koyacak bir politika bütünü geliştirilmelidir."
"Bu şekilde devlet ihaleleri yoluyla zenginlik üretilmesinin sona ermesi, kamu ihalelerinde şeffaflığın sağlanması ve açıkça ekonomik sistemin adil bir şekilde işlediğine dair argümanların ortaya konulması ve kamuoyuyla paylaşılması gerekmektedir."