Haberler

'Komünist Başkan' Maçoğlu: Bizim gibi toplumlarda devrimciler de ataerkil geriliği atamadı üzerinden

26 Kasım 2019 12:20

'Komünist Başkan' olarak bilinen Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, Oxford Üniversitesi'nde katıldığı bir panelden sonra Kısa Dalga'dan Kemal Göktaş'a konuştu. Ülke siyasetine ilişkin stratejik hedefleri ve ideolojisini anlatan Maçoğlu, komünizm ve aşk anlayışı, kadın ve LGBTİ+ haklarına ilişkin bakış açılarındaki dönüşüm, belediyenin adının Dersim olarak değiştirilmesine yönelik tartışmalara ilişkin konuştu.

"Dünya değişiyor, siyasetin kadroları cinsiyet eşitliğini tartışıyor"

Cinsiyet eşitliğiyle ilgili yaptığı çalışmalarla gündeme gelen 'LGBTİ+ Dostu Belediyecilik Protokol Metni'ni imzalayan belediye başkanlarından biri olan Maçoğlu, "Bilimsel siyaset yürütenler, eşitliğe inanmak zorunda" dedi. 

Maçoğlu, "Yaşanmışlıkla program farklıdır. Kadro, yaşanmışlıkları daraltabilir ama programsal olarak bakıldığında, yaşadığın toprak üzerindeki bütün canlıların yaşamına dair eşitlik ilkesi savunuluyor. Bizim gibi toplumlarda devrimciler de ataerkil geriliği atamadı üzerinden. Dünya değişiyor, siyasetin kadroları alttan üste bütün kadroları alttan üste cinsiyet eşitliliğini tartışıyor" dedi.  

Cinsiyet eşitliliğinin 'birlikte örgütlenmeyle' sağlanabileceğini ifade eden Maçoğlu, "Dünya değişimine dair söz söyleyenleri yalnızca bir cinsiyet üzerinden tanımlayamazsınız. Bir örgüt, erkek egemen ya da kadın egemen örgütü olmaz. Kadının ve erkeğin birlikte olduğu bir anlayış olması gerekiyor" yorumunu yaptı. 

Eşcinsel haklarının 90'lı yıllara göre farklı noktaya geldiğini belirten Maçoğlu, "'Yaşama inat, yaşasın hayat' diyoruz. Geçmişte bu konuda kültürel dokudan kaynaklı kaygılar taşınsa da bilimsel siyaset yürütenler bu değişime, dönüşüme, eşitliğe inanmak zorunda" dedi.  

"Bölge isminin Dersim ya da Tunceli olması, bir katliamı yok ya da var etmez"

Maçoğlu, belediye girişinde bulunan tabeladaki "Tunceli" yazısının kaldırılıp "Dersim" olarak değiştirilmesine ilişkin, "Dersim ismi belediye meclisinde önergeyle gündeme geldi. Önerge sonrasında belediye meclis üyelerinde çoğunluk sağlandığı için kabul gördü, hepimiz de destek verdik. Dersim meselesi, halkın kültürünü var eden köklerine sarılarak geçmişteki özlemi sahiplenerek kabul ettikleri bir durumdu" dedi. 

Maçoğlu, Göktaş'ın Tunceli adının Dersim ile değiştirilmesinin 'Dersim katliamı' ile ilişkisini sorması üzerine ise "Bölge isminin Dersim ya da Tunceli olması, bir katliamı yok ya da var etmez. Bir bölgede katliam yapılmışsa ismini değiştirerek bastıramazsınız, halk o acıyı hisseder. Orada yaşayanların büyük bölümü 'nerelisiniz' diye sorulunca 'Dersimliyim' diyor. Ulusalcısı da muhafazakârı da solcusu da 'Dersimliyim' diyor. Basın, toplumun algısını farklı yere çekmeye çalıştı" diye konuştu.  

"Komünizm, hayatın kendisidir"

Nasıl komünist olduğunu anlatan Maçoğlu, Tunceli'nin muhalif bir şehir olduğunu söyleyerek, "Çevremizden, yoldaşlarımızdan böyle gördük. Dersim'de sol diye tanımlanan damar daha kalın" dedi. 

Komünizmi 'hayatın kendisi' olarak tanımlayan Maçoğlu, "Komünizm, haksızlığın hukuksuzluğun reddedildiği, bireylerin eşit olduğu bir dünya tartışmasıdır. Ben sosyalizm daha çok, sosyalizmin gelişmesi için çaba harcayan biriyim ancak klasik Marksizim hayâlimiz" ifadelerini kullandı.

"Aşkı özel mülk olarak görmeyi doğru bulmuyorum"

Özellikle Türkiye'de aşk kavramına yaklaşımı eleştiren Maçoğlu, "Aşkı özel mülk olarak görmeyi doğru bulmayan biriyim. Aşk, bireylerin birbirine olan sevgi ve saygısı doğrultusunda yaşanabilir. Aşkı, birbirinin 'malı' haline gelmeden, karşılıklı yaşanan heyecan ve sevgidir. Sevgililerin birbirini, birbirilerine ait mülk olarak görmesi, kendileri dışındaki yaşamı reddettiği ve kendilerinin istediği yaşamı birbirilerine dayattığı bir dönemdeyiz. Bizim gibi ülkelerde bu daha sert yaşanıyor" diye konuştu.

"Herkesin eşit olduğu ideolojik durumu örgütlüyoruz"

Hedeflerine ilişkin de konuşan Maçoğlu, ülke siyasetine girme konusunda "Dillendirilmeye, konuşulmaya başlandı. Ben bireyselci bir tarzda kendini dayatan bir anlayışta olmadım. Bizim stratejimiz bütün insanların adalet içinde rahat ve özgür olduğu, her alanda eşit ve söz sahibi olduğu ideolojik durumu örgütlüyoruz" ifadelerini kullandı.