KESK Haber-Sen, depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle eş zamanlı şekilde boşaltılan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun Ulus Yerleşkesi ve Harbiye’deki İstanbul Radyosu tarihi binası için "Son sürecin başından itibaren TRT Genel Müdürlüğü’nden taşınma ile ilgili bilgi talep ettik ama hiçbir soruya cevap alamadık" dedi.
Kesk Haber-Sen İstanbul Şubeleri 23 Aralık Çarşamba saat 12.30'da TRT Harbiye radyoevi önünde, konuyla ilgili bir basın açıklaması gerçekleştireceğini duyurdu.
"TRT Genel Müdürlüğünün acilen çalışanlarına ve sizlere vermesi gereken cevaplar vardır" diyen KESK Haber-Sen şu soruları yöneltti;
- TRT’nin binaları hangi tarihte hangi deprem testine tabi tutulmuştur?
- Binalardaki risk nedir?
- Raporlar hangi kurumdan alınmıştır?
- Güçlendirme ve tadilat süreci nasıl yürütülecek, ne zaman tamamlanacaktır?
- Tadilat süresince taşınılacak Ayazağa’daki Digitürk’e ait bina hangi koşullarla
kiralanmıştır?
- Bu binanın depreme dayanıklılık raporu var mıdır? Dere yatağındaki bu yapı sel riskine
karşı test edilmiş midir?
- Pandemi koşullarına uygun mudur?
- Niçin Tadilat süreci iki binada aynı anda başlamıştır?
- Cevaplanması gereken en önemli soru güçlendirme sonrası geri dönülecek midir?
KESK Haber-Sen tarafından yayınlanan açıklama metninin tamamı şöyle;
Radyoevimizi vermedik, şimdi de vermeyeceğiz!
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun Ulus Yerleşkesi ve Harbiye’deki İstanbul Radyosu tarihi binası depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle eş zamanlı şekilde boşaltılıyor. KESK Haber-Sen olarak, deprem gerçeğiyle yaşanan bir şehirde bunun anlaşılabilir bir gerekçe olduğunun farkındayız.
İstanbul Televizyonu 1971, Radyoevi binası ise 1945 yılında kamu yayıncılığı yapmak üzere tasarlanmış binalardır ve mülkiyeti size aittir. Radyoevi binası İstanbul’un anıt yapılarından biridir.
Bu binalarda yapılacak güçlendirme büyük bir özen ve planlama ile yapılmalı; süreç şeffaf bir şekilde yürütülmeli ve güçlendirme sonrası kesinlikle asıl işlevlerine dönmelidir. Oysa süreç pek çok soruyu beraberinde getiriyor. Üstelik her on yılda bir Radyo Binası’na göz dikildiği de düşünülecek olursa kaygımızın büyüklüğü daha net olarak anlaşılacaktır. 2000 yılında bina, otel yapılmaya; 2012 yılında ise Birleşmiş Milletlere verilmeye çalışıldı. Şimdi de İletişim başkanlığına verileceği söylentisi var.
KESK Haber – Sen bu son sürecin başından itibaren TRT Genel Müdürlüğü’nden taşınma ile ilgili bilgi talep etmiş ama hiçbir sorusuna cevap alamamıştır. TRT Genel Müdürlüğünün acilen çalışanlarına ve sizlere vermesi gereken cevaplar vardır. TRT’nin binaları hangi tarihte hangi deprem testine tabi tutulmuştur? Binalardaki risk nedir? Raporlar hangi kurumdan alınmıştır? Güçlendirme ve tadilat süreci nasıl yürütülecek, ne zaman tamamlanacaktır? Tadilat süresince taşınılacak Ayazağa’daki Digitürk’e ait bina hangi koşullarla kiralanmıştır? Bu binanın depreme dayanıklılık raporu var mıdır? Dere yatağındaki bu yapı sel riskine karşı test edilmiş midir? Pandemi koşullarına uygun mudur? Niçin Tadilat süreci iki binada aynı anda başlamıştır? Cevaplanması gereken en önemli soru güçlendirme sonrası geri dönülecek midir?
Binalarımızı vermedik, vermeyeceğiz…
Biz TRT Haber-Sen emekçileri binalarımızı daha önce vermedik şimdi de vermeyeceğiz. Çünkü bu binaların harcında Mesut Cemil’in, Zeki Müren’in, Muzaffer Sarısözen’in, Nida Tüfekçi’nin nefesi var. Muhabir, spiker, teknisyen, kameraman arkadaşlarımızın teri var. Usta çırak ilişkisi, yayın namusu var. Stüdyolarda çınlayan alkış sesi var. Gecemiz- gündüzümüz, bayramımız, yılbaşımız, evde bıraktığımız hasta çocuğumuz var. Sizin ve bizim çocukluğumuz, gençliğimiz, yaşlılığımız var. Toplumsal belleğimiz var. Radyo Evimiz… Radyo sesimiz… Radyo, geçmişimiz geleneğimiz. Gidip döneceğiz…
|