Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kurucusu olduğu Bilim ve Sanat Vakfı’na ait İstanbul Şehir Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) tarafından garantör üniversite olan Marmara Üniversitesi'ne devredildi.
YÖK'ten konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Eğitim-öğretim faaliyetlerinin aksamasının artık kaçınılmaz hale geldiği anlaşıldığından Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 25/d-3 maddesi uyarınca İstanbul Şehir Üniversitesi'nin ‘faaliyet izninin geçici olarak durdurulmasına ve idaresinin garantör üniversite olan Marmara Üniversitesine devrine karar verilmiştir.” denildi.
İstanbul Şehir Üniversitesi'nin Halkbank'tan aldığı yatırım kredisinin bloke edilmesi, diğer bankalardaki mevduatlarına haciz konulması üniversiteyi zor durumda bıraktı. Öğretim üyeleri maaşlarını alamadı, öğrencilerin bursları kesildi.
YÖK çözüm olarak üniversiteyi Marmara Üniversitesi'ne devretti.
Öğrenciler şimdi süreçten kaygılı...
Rektör Peyami Çelikcan'a veda etmek için Rektörlük önünde toplanan öğrenciler yaşadıkları süreci T24'e anlattı.
Marmara Üniversitesi'ne devri sonrasında sürecin kendileri için hâlâ net olmadığı söyleyen öğrenciler; "Hocalarımız kalacak mı, baskı uygulanıp gidecekler mi, burslarımız kesilecek mi, özgürlükçü anlayış devam edecek mi?" diye sorular soruyor.
Öğrencilerden Sıla Soysal; "Bizim işimiz derslerimize ve sınavlarımıza girmek. Bu tartışmalar eğitim hayatımızı olumsuz etkiledi ve yıprattı" dedi.
Okulun 'yıllardır biriken bir kültür, vizyon ve işleyişi' olduğunu belirten Soysal, "Devlet üniversitesinin mütevelli heyetinden birini buraya getiriyorsunuz. Bu süreçte öğrenciler acı çekecek çünkü karşımızdaki insan bu kültüre açık olmayabilir" diye konuştu.
Geleceğe dair kaygısı olduğunu belirten Soysal, "Etrafta çok fazla milliyetçilik duygusuyla hareket ettiğini söyleyen insanlar var ama 'madem bu ülkeyi seviyorsunuz. Ama bu ülkeyi geliştirecek olan gençlerin arkasında durmuyorsunuz?' gibi bir soru geliyor benim aklıma. Marmara Üniversitesi bunu ne kadar yapabilir bilmiyorum ama düşüncelerim olumsuz yönde" ifadelerini kullandı.
Yaşadıkları sürecin tüm öğrenciler açısından 'travmatik' olduğunu vurgulayan öğrencilerden Ekrem Cemal Sarıçiçek, "Halkbank'ın haciz kararı sonrası öğrenciler bursunu alamadı, öğretim görevlileri ve çalışanlar maaşını alamadı. Birçok mağduriyet yaşandı" dedi.
Yaşadıkları en büyük mağduriyetin 'gelecek kaygısı' olduğunu vurgulayan Sarıçiçek, "İnsanlar şunu görecektir ki; Şehir Üniversitesi yöneticileri ve akademik kadrosu süreçte son derece iyi niyetliydi ve mağduriyetten beslenmediler. Öyle bir niyetleri olsaydı zaten 2 aydır maaş almadan öğrencileri için böylesine çalışmazlardı. Burada bahsettiğimiz sadece hocalar değil. Bu insanlar 2 aydır burada bizim için çalışıyorlar. Bu üniversite hak ettiği değeri görmedi" diye konuştu.
"Burası birilerinin söylediği gibi birilerinin himayesinde olan bir okul değil" diyen Sarıçiçek, "Burada özgür düşünen bireyler var ve geleceği için mücadele ediyorlar" ifadelerini kullandı.
"Süreç sırasında hocalarımız ve rektörümüz bize karşı çok şeffaf davrandı" diyen öğrencilerden Hümeyra Topuz da "Televizyona çıkacaklarsa bizimle toplantı yapıyorlardı ve fikrimizi alıyorlardı. Süreçte yaşanan belirsizlik bizi tabii ki negatif etkiledi" dedi.
Öğrencilerden Sedat Gül ise, "Vize takvimimizin tam ortasında böyle bir açıklama geldi. Derslerimize motive olamıyorduk. Ama akademisyenlerimiz bize bunu asla yansıtmadı. Öğrenciler burslarını alamadı. Erasmus için gelen öğrenciler hibelerini alamadı. Öğretmenlerimiz maaşlarını alamadı". Umarız, akademisyenlerimiz yollanmaz veya baskı kurulup yollanmaz, dileğimiz bu. Aynı şekilde okulun da eskisi gibi işlemesini istiyoruz" sözlerini kullandı.