T24 Video
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek için Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları bu hafta da Maksut Tepeli için meydandaydı.
2 Şubat 1984 tarihinde bir arkadaşının İstanbul'daki evine giden Maksut Tepeli, eve yaklaştığında içeride karakol kuran polisler tarafından açılan ateş sonucu yaralandı. Yoğun kan kaybına rağmen hastane yerine bir battaniye içinde Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürülen Tepeli'den bir daha haber alınamadı.
"40 Yıldır soruyoruz"
Fotoğraf: @CmrtesiAnneleri /Twitter (X)
Cumartesi Anneleri adına ortak basın metnini İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Avukat Gülseren Yoleri okudu. Yoleri, şunları söyledi:
"Tüm insanlar, insan hak ve özgürlüklerine eşit olarak sahiptir. Bu haklar hiç kimsenin elinden alınamaz. Her devlet gibi Türkiye de bu hak ve özgürlükleri, yetki alanı içinde bulunan herkese sağlamakla görevlidir. Devlet adına yetki kullanan makam ve kişiler ise hukuku tarafsız ve eşit bir şekilde uygulamakla yükümlüdürler.
Ancak Türkiye’de devlet adına yetki kullananlar, kendilerinden farklı gördükleri kişileri temel haklara sahip bir “yurttaş” olarak görmeyip onları temel haklarından mahrum bırakıyorlar. Bu anlayışın bir sonucu olarak, gözaltında kaybedilenler ve onların aileleri için hak arama kanalları kapatılıyor.
984. haftamızda 40 yıldır tüm başvuruların sonuçsuz bırakıldığı Maksut Tepeli dosyasını kamuoyu ile paylaşıyor, bu insanlığa karşı işlenmiş suçu hatırlıyor ve hatırlatıyoruz.
28 yaşındaki öğretmen Maksut Tepeli, Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) üyesiydi. 04 Şubat 1980 tarihinde görev yaptığı Erzincan'da tutuklandı. Dört ay hapiste kaldıktan sonra hapisten çıktı ve eşi ile birlikte İstanbul'a taşındı.
2 Şubat 1984 tarihinde bir arkadaşının İstanbul/Küçükbakkalköy’deki evine giden Maksut, eve yaklaştığında kapının kırık olduğunu fark etti. Oradan uzaklaşmaya çalışırken içeride karakol kuran polisler tarafından açılan ateş sonucu yaralandı. Yoğun kan kaybına rağmen, hastane yerine bir battaniye içinde Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldü.
Aynı dönemde gözaltında tutulan üç tanığın beyanlarına göre Tepeli; 5 Şubat 1984 tarihinde Gayrettepe Siyasi Şube’de gördüğü ağır işkence sonucu koma halinde hastaneye kaldırıldı ve kendisinden bir daha haber alınamadı.
Resmi kurumlar tarafından gözaltına alındığı inkâr edilen Maksut’un izini süren ailesi ve avukatları, olaydan 22 yıl sonra onun 6 Şubat 1984 tarihinde Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde öldüğüne dair belgelere ulaştı. Üç yıllık ısrarlı girişimler sonucunda da resmi makamlar, Maksut Tepeli’nin Helvacıdede Kimsesizler Mezarlığı’na defnedildiğini kabul etti. Ancak defin yeri bilgisi açıklanmadığı için Maksut Tepeli’nin mezar yeri hala bulunamadı.
Maksut Tepeli’nin gözaltında kaybedilmesiyle ilgili etkin bir soruşturma yürütülmedi. Tanıklara rağmen, belgelere rağmen ailenin şikâyeti üzerine açılan dört soruşturma da takipsizlikle sonuçlandı. Maksut Tepeli’nin yaralanması ve işkence ile sorgulanmasında görevli polislerin kimlikleri tespit edildi, ancak haklarında takipsizlik kararı verildi.
Ailenin 2015 yılında AYM’ye başvurması üzerine AYM, 2017 yılında başvurunun zaman bakımından kabul edilemez olduğuna karar verdi. İç hukuktan sonuç alamayan aile, AİHM’e başvurdu.
984. haftamızda, Maksut Tepeli’nin gözaltında kaybedilmesinin insanlığa karşı işlenmiş suç olduğunu göz önünde bulundurarak, bir kez daha söylüyoruz: Zamanaşımı kurallarını devreye sokarak adaleti engellemek, uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır. 40 yıl önce Gayrettepe Siyasi Şube’de kaybedilen Maksut Tepeli’nin akıbetini açığa çıkarmak ve tespit edilen faillerini yargılamak adli makamların sorumluluğundadır.
Kaç yıl geçerse geçsin Maksut Tepeli için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz."