CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle yangın ve seller için halktan "yardım parası" istenmesine tepki göstererek "Yurttaşların 'Help' çağrısına soruşturma açanlar Erdoğan hakkında da açacak mı?" diye sordu. Tanrıkulu, "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ne diyecek acaba Recep Tayyip Erdoğan hakkında, 'kardeşim Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu kadar çok vergisi, vergisini topladığınız para var, felaketten hemen sonra 2 – 3 gün sonra kararnameyle sizin yardım toplama çağrısı yapmanız bu Cumhuriyetin onuruna aykırıdır, itibarına aykırıdır, küçük düşürüyorsunuz' deyip soruşturma mı açacak şimdi?" ifadelerini kullandı.
MST TV'de konuşan Tanrıkulu şunları söyledi;
“Bu hükümetin yetersizlikleri var gerçekten. Bu kadar vergi topluyorsunuz, 5 yılda topladığı verginin rakamları var elimizde: 5 trilyon 580 Milyon TL. Geçen yıl toplanan vergi 844 Milyar TL toplanmış e şimdi Hükümet, Cumhurbaşkanı kararnameyle IBAN numarası veriyor, ondan sonra da tek adres olarak da, yerel yönetimler sivil toplum hepsini bir tarafa bırakarak onların topladığı yardımların da AFAD’la birleştirilmesi gerektiğini söylüyor ve IBAN dağıtıyor."
"Devlet vergileri niçin toplar?"
"Devlet vergileri niçin toplar? Güvenlik için toplar, sağlık için toplar, eğitim için toplar, insanların insan hakları onuruna saygılı bir biçimde yaşaması için toplar, güvenliği sağlamak için toplar, felaketler karşısında insanlara yardım etmek felaketin sonuçlarını ortadan kaldırmak için toplar. Ama şimdi devlet, bu hükümet diyelim, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti topladığı vergilerle ilgili bir şey yapmıyor, ne yaptığı konusunda şeffaf bir düzen ortaya koymuyor."
"Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na, yargı kurumlarına sesleniyorum"
"Felaketin 2. gününde, 3. gününde “Help” çağrısı yapıyor. Yurttaşların yaptığı “Help” çağrısına yani yardım çağrısına Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 'Türkiye Cumhuriyeti devletinin itibarını zedeliyorsunuz' diye, soruşturma açıyor, Cumhurbaşkanı'nın yaptığı açıklamaya, yardım çağrısına biz ne diyeceğiz peki bu durumda? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ne diyecek acaba Recep Tayyip Erdoğan hakkında, 'kardeşim Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu kadar çok vergisi, vergisini topladığınız para var, felaketten hemen sonra 2 – 3 gün sonra kararnameyle sizin yardım toplama çağrısı yapmanız bu Cumhuriyetin onuruna aykırıdır, itibarına aykırıdır, küçük düşürüyorsunuz' deyip soruşturma mı açacak şimdi? O yüzden yani Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na, yargı kurumlarına sesleniyorum, bu kadar çok yurttaşlarınızın peşinde dolaşmayın, bakın sizi böyle açığa düşürürler. Açığa düşürürler, gülünç duruma düşürürler sizleri bu şekilde. Hemen de o soruşturmanın kapatılması lazım, hemen kapatılması lazım ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının da çağrıyı yapanlardan özür dilemesi lazım aynı zamanda."
"Rize Valisi'nin 4, 5 milyarlık araca binmesi için mi bu vergileri veriyoruz"
"Böyle bir durumla da karşı karşıyayız. Yani bu devlet son 1 – 2 yılda yaptığı yardım çağrılarıyla ne hale geldiğini görüyoruz. Ne zaman bir felaket varsa, bir çağrı, yardım çağrısı; hadi gelin para verin. E parayı devlet, yani yurttaşlarımız zaten veriyorlar. İşçisi veriyor, memuru veriyor ve düzenli veriyor. Maaşını alınca veriyor. Esnafı veriyor vergisini, vermezse anında icra geliyor. E, siz ne yapacaksınız peki? Rize Valisi'nin 4 milyar – 5 milyarlık araca binmesi için mi bu vergileri veriyoruz veya Cumhurbaşkanlığının uçak filosu için mi veriyoruz? Yapılan saraylar için mi veriyoruz bu vergileri? Tam da bu felaketler gerçekleştiğinde insanlara yardım için veriyoruz, güvenlik için veriyoruz, eğitim için veriyoruz, sağlık için veriyoruz. Bütün bunlar için veriyoruz. Eğer her felaket karşısında bir de yurttaşlardan yardım alacaksanız bu vergiye ne gerek var o zaman? İhtiyaç çıktığında çağrı yapın, vergiyi kaldırın insanlar para ödesinler, var mı böyle bir dünya ya?"
"Zulümde eşitlik sağladılar"
"Adalet ve Kalkınma Partisi'nin son 20 yılında gelinen nokta bu arkadaşlar! Yoksulluğu kaldıracak, yolsuzluğu önleyecek ama yolsuzluğun dibine battılar, yoksulluğu en yüksek seviyeye taşıdılar. Yoksullukta eşitlik sağladılar. Zulümde eşitlik sağladılar. Zalimlikte eşitlik sağladılar. 20 yıl sonra geldikleri nokta bu ve Türkiye’nin her yerinde, istisnasız bir biçimde, cinsiyeti, dini, ırkı ne olursa olsun herkes zulüm gören bir noktaya geldi.”