Haberler

CHP'li Altay: Cumhurbaşkanı da Lütfü Türkkan gibi özür dilemeli

“Milletin diliyle konuşuyorum, lafı millete hakarettir, herkes dava açmalı

05 Haziran 2022 16:29

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Gezi direnişine katılanlara önce “sürtük” diyen tepkiler karşısında bu kelimeyi kullanmayıp “Milletimizin diliyle konuştuk” savunmasını yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “özür dilemesi” çağrısında bulundu.

KRT TV’de Semra Topçu ile Haftanın Panoraması programında konuşan Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerinin “millete hakaret olduğunu” ve “herkesin dava açması gerektiğini” savundu.

Altay şunları söyledi, “Lütfü Bey ne yaptı, özür diledi ve siyasi sorumluluğun gereğini yaptı. Bir bedel ödedi. Bir kişiye küfrettiği için Lütfü Türkkan bedel ödedi. Bu ne olacak? Bu da küfür. 45-50 milyon insana edilmiş bir küfür. Milletin dilinde bu yok.”

Geldiğimiz bu noktadan sonra 6 Kasım çok uzun bir tarihtir. Erdoğan bugün meydan okumuştur. Bu tarz bu milletin dili midir, bu milletin değeri midir, bunun derhal test edilmesi gerekir. Ben “Milletin diliyle konuşuyorum” lafının Türk milletine yapılacak en büyük hakaret olduğunu düşünüyorum. Bu durumda yapılacak olan hakeme gitmektir, hakem millettir. Seçim gerekli. Ayrıca tazminat davaları açılabilir diye düşünüyorum. Hepimizin, herkesin dava açması lazım. Sadece kadınların değil, herkesin tazminat davası açması gerek. Erdoğan’ın bu sözü, benim eşime de kızıma da küfürdür, hakarettir. Herkesin adliyeye yürümesi belki Erdoğan’ı sandığa yürütür. O zaman ortaya çıkar bakalım bu üslup milletin üslubu mu, Erdoğan’ın üslubu mu? Bunu görmenin tek yolu sandıktır.”

Milleti aç bırakmanın vebali mi ağırdır yoksa küfretmenin vebali mi ağırdır? Böyle bakıldığı zaman Erdoğan şunu mu diyor acaba diye düşündüm; “Ya bu millet bana kızacak, kızacak bir şekilde de aç bıraktığım için kızmasın, yoksullaştırdığım için kızmasın da ağzımdan bir laf çıktı küfür ettim herkese, buradan kızsın” Böyle mi düşündü. Önce aklıma bu geldi ama sonra bu seçeneği eledim çünkü Erdoğan’ın bir klasik numarası vardır, toplumun belli bir kesimini, toplumun belli bir kesimine karşı kutuplaştırma, kamplaştırma ve kışkırtma. Geçmişte bunun çok örneği var. Allah ile aldatarak, din istismarı ile yapıyor bu kışkırtmayı. Şimdi yine camide içki içtiler yalanına sarılacak noktaya gelmiş bir psikoloji ile karşı karşıyayız.” ifadelerini kullandı.