İstanbul Valiliği’nin, 'Adalar’daki atların 'ruam hastalığı' test sürecinin tamamlanabilmesi için faytonlara koşulmasını üç ay süreyle durdurması’ kararının ardından, Büyükada’daki faytoncular durakları terk etmeme ve açlık grevi başlatma kararı aldı. Faytoncular Odası Başkanı, atları adaya başıboş şekilde salacakları tehdidinde bulundu.
İstanbul’un Adalar ilçesinde 'ruam hastalığı' bulunduğu gerekçesiyle 81 at öldürülerek gömülmüştü. Çeşitli sivil toplum kuruluşları da İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) binası önünde çadırlı protestoya başlamış ve Adalar’daki atlı faytonların kaldırılıncaya kadar çadırlı protestonun devam edeceğini duyurmuştu.
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Adalar’daki atların üç ay süreyle faytonlara koşulmasının durdurulması kararına ek olarak, uyutularak öldürülen 81 atın sahipleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiğini de söylemişti.
Faytoncular Odası Başkanı Hıdır Ünal, söz konusu kararlara karşı faytonların bulunduğu duraktaki alanı terk etmeyeceklerini ifade ederek şunları söyledi:
“Biz alanı terk etmeyeceğiz. Polise mukavemet göstermeyeceğiz. Polisimiz devletimizin polisidir. Ancak alanı boş bırakmak istemiyoruz. Bu toplu taşıma hizmetleri Adalar’da faytoncu esnafınındır. Kurul kararı, meclis kararı vardır. Kurul kararı kanun hükmündedir. O nedenle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin buraya elektrikli araç göndermesini doğru bulmuyoruz. Bu alanı da boşaltmayacağız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili ve yetkilileri gelir, bir iki gün içinde bu meseleyi çözeriz. Hayır biz bu meseleye yaklaşmıyoruz zorla biz bu işi kaldıracağız diyorlarsa ben ve tüm faytoncu esnafı arkadaşlar eşlerimiz ve çocuklarımızla beraber bu iş sonlanana kadar açlık grevi başlatacağız. Tüm atları da adaya serbest şekilde bırakacağız.”
Faytonların başlangıç durağına çevik kuvvet ekiplerince vatandaşların girişine izin verilmezken, faytoncular ise durakta bekleyişlerini sürdürüyor.
Diğer yandan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 'ruam hastalığı' nedeniyle Adalar’da meydana gelen faytona koşulan at ölümlerini protesto amacıyla Saraçhane’de eylem düzenleyen gruptan 7 temsilciyi, makam odasında kabul etti. Eylemci gruptan gazeteci Zülal Kalkandelen, Adalar’da düzenlenen çalıştaya davet edilmediklerini belirterek, “Düzenlenen çalıştayın sübjektij (öznel) oduğunu düşünüyorum” dedi. “Hayvan canı her şeyden önce geliyor bizim için” diyen Kalkandelen, “Biliyorum bu bir gelenek olmuş, alışkanlık olmuş, kimisi için Ada’nın simgesi olmuş. Doğru. Ama biz de diyoruz ki; bazı simgeler, bazı gelenekler, zaman içerisinde değiştirilmeli. Çünkü, toplumlar ancak böyle uygarlaşabilir. Siz, göreve geldiğinizde, herkes için çok daha yaşanabilir bir kent vaat ettiniz. Hepimizde bir umut yarattınız. ‘Her şey daha iyi olacak’ dediniz. Biz, hayvanlar için de iyi olacağını düşündük. Çünkü siz, hayvan hakları taahhütnamesini de imzaladınız. ‘Kaldıracağım’ dediniz” diye konuştu.
Aktivistlerin konuşmalarından sonra söz alan İmamoğlu, Kalkandelen’in, “sübjektif çalıştay” yorumuna karşı “Biz, sübjektif bir çalıştay, inanın yapmayız” karşılığını verdi. Çağrı da bir eksiklik olabileceğine dikkat çeken İmamoğlu, “Çalıştayda, herkesi dinleme sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Orada bu işi yapan insanlar var, hayvanlar var; onlar ne olacak? Bu, insani bir bakış. Biri çıkıp, ‘Beni, orada bu işi yapanlar ilgilendirmiyor’ diyebilir ama beni ilgilendiriyor. Beni, herkes ilgilendiriyor. Yüzlerce insan ama doğru ama yanlış, bu işi orada yapıyor. Bir şekilde bu işe başlamışlar, başlatılmışlar. Kimisi, ‘3’ncü nesildir bu işi yapıyorum’ diyor. Biz, insani bir çözüm bulmak zorundayız. Bu benim işim. Biz, o insanlarla görüşüyoruz. Onların sorunlarını çözme noktasında her gün bir adım atıyoruz. Biz, bu insanlara şunu diyemeyiz: ‘Burayı kapattık, hadi güle güle!’ Bir başka kaosu yaratırsınız. Bu, bizim sorumluluğumuzda. Bunu çözeceğiz” dedi.