Haberler

Bolu'da facianın yaşandığı otelde misafirleri kurtarmaya çalışan personel yaşadıklarını anlattı

22 Ocak 2025 14:04

Otel görevlisi Halil Gümüş, gece uyandıktan sonra çalışma arkadaşlarıyla oteldeki yangına ilk müdahaleyi kendilerinin yaptığını söyledi. Gümüş, "Çığlık sesleriyle uyandım. Aslında o sesler hala kulağımda çınlıyor. İnsanların 'kurtarın beni' demekten başka hiçbir çaresi yoktu." dedi.

Buldukları merdivenlerle konukları tahliye etmeye başladıklarını dile getiren Gümüş, "Üst katlardan tahliyeyi yapamadık çünkü bu bizim için çok zordu. Yorgan açmaya başladık. Atlamak isteyenler oldu, kendi imkanlarımızla atlamayı önlemeyi denedik. Çünkü 3 yaşındaki çocuk sallandırılıyordu, dumana maruz kaldı. İki ekibe bölünerek kendi imkanlarımızla müdahaleye başladık. Yaklaşık 25 kişi kurtardık." ifadelerini kullandı.

"Yangın alarmı olsa bu kadar insan vefat etmezdi"

İtfaiye gelene kadar arkadaşlarıyla konukları kurtarmaya çalıştıklarını anlatan otel personeli Kemal Gümüş ise o anlara ilişkin, "Birçok kişi kurtulmak için atladı. Bir hemşire arkadaşımız vardı, rahmetli oldu. Allah rahmet eylesin. Yangından korkup kendini aşağı attı." dedi.

Yangının çok geç fark edildiğini söyleyen Gümüş, şöyle devam etti:

"Bizim en çok zorumuza giden şeylerden bir tanesi de şu, 'mevzuata uygun' diyorlar. Şu anda görmüş olduğunuz gibi yangın merdiveni asla yok. Ahşap bir bina. Yangın alarmı olsa bu kadar insan vefat etmezdi. Yani var ama çalışmıyor. Hani insanların çoğu zaten dumandan öldü. Dumandan ölmeyenler aşağı atladı. Korkudan aşağı atladılar zaten."

Yangın çıktığında otelde yaklaşık 240 kişinin konakladığını ifade eden Gümüş, "Tabiri caizse 37 bin liraya burada can pazarı yaşandı. İnsanlar burada kefenini 37 bin liraya satın aldı. Kendi kefenlerini. Burada benim vicdanım rahat değil, kaldı ki buranın sahibinin vicdanı rahat olsun." diye konuştu.

"Maskeyi ıslatıp içeri girdim"

Otelde temizlik görevlisi olarak çalışan Neçirvan Öner de, otelin giriş kapısını göstererek, şunları kaydetti:

"Yüzüme bir maske aldım, maskeyi ıslatıp içeri girdim. Çocuk sesleri geliyordu. Yanıma 2 çocuk aldım. Çocukların ailesine de arkamdan ışık tutarak, 'beni takip edin' dedim. 2,5-3 dakika ben o dumanın içinde kaldım. Dışarı çıktığımda aileyi direkt ambulans görevlilerine teslim ettim. Sonra içeri tekrar gidip bakacaktım. Çünkü daha sesler geliyordu ilk kattan. Sonra benim başım dönmeye başladı. Fenalaştım, dışarı çıktım. Yan binaya geçtim. Biraz soluklanayım dedim. Dumandan zehirlenmişim. Arkadaşım gelmese, beni öyle fark etmese belki ben şu an burada yaşıyor olmayacaktım. Beni sırtına aldı, ambulansa taşıdı."

Otel içerisinde insanların dumandan yollarını bulamadıklarını ifade eden Öner, "Bizim şu an gördüğümüz ön yüz. Arka yüze hiçbir şekilde müdahale edilmedi. Arka yüzde onlarca insan öldü." ifadelerini kullandı. Öner, otelde yangına karşı alınan önlemlerin yetersiz olduğunu belirterek, "Düzgün bir yangın merdiveni yok, katlarda yangın tüpleri yok, yangın alarmları çalışmıyor." dedi.

Öner, otelin en üst katında kalan bir misafire aşağıdan bağırarak yönlendirmelerde bulunduklarını ve ardından itfaiye tarafından kurtarıldığını belirterek, şöyle konuştu:

"İtfaiyenin geldiğini söyledim, çarşafları ıslatıp kapının kenarlarına ve altına koymasını istedim. Hiçbir şekilde boşluk olmaması gerektiğini anlattım, adam dediğimi yaptı. Bugün hastanede bana ne dedi biliyor musunuz? 'Ben yaşıyorsam bu canı sana borçluyum, hiçbir önlem yoktu, benim çocuklarım olmasaydı ben de kendimi aşağı atacaktım' dedi. İtfaiye tarafından sepetle alındılar onlar."

Görgü tanığı Barış Salgür, yandaki otelde çalıştığını, mesaisi bittikten sonra odasına geldiğini, sesler üzerine dışarı çıktığında herkesin pencereden "imdat" diye bağırdığını gördüğünü söyledi. Telaşlandıklarını, otelin üst tarafında dumanları gördüğünü aktaran Salgür, "İp, yastık, yorgan getirdik. İtfaiye bekliyorduk, herkes orada bağırıyordu. 2 saat falan sürdü. İtfaiye gelmeden üst kısım yanmaya başladı. Orada 2 kadın vardı. Direkt kendilerini attılar. İtfaiye geldiği zaman bizi geri çektiler, itfaiye müdahale etti. Biz ipi atabildiğimiz kadar ileriye atmaya çalıştık. Orada yaşlı adam vardı, o bağladı. Tutunmaya çalıştı ama eli kaydı düştü, ayağı kırıldı. Ona yardımcı olmaya çalıştık." diye konuştu.

"Çoğu insan gözümüzün önünde can verdi"

Bölgedeki otellerden birinde konaklayan Ali Atmaca da insanların sesine kalktıklarını, yardım çığlıklarını duyunca aşağıya indiklerini söyledi. İnsanların yangının dehşetiyle camlardan atladığını aktaran Atmaca, yardımcı olmak için yatak getirerek yere koyduklarını kaydetti. Atmaca, böylece insanların sert zemine düşmesinin önüne geçmeye çalıştıklarını dile getirerek şu şekilde konuştu:

"Çabamız ne kadar faydalı oldu, onu bilemiyorum. Gözümüzün önünde insanlar can verdi, bu durum psikolojimizi bozdu. Sonra itfaiye geldi ama otelin yüksek olması itfaiyenin çalışmasını zorlaştırdı. Biz de yardımcı olmak için battaniye, yatak getirdik. İnsanlar çocuklarıyla pencereden atlamayı düşünüyordu. 'Battaniye falan getirin.' diyordu, Allah'tan o ara itfaiye geldi de çocuğu kurtardı. Kurtarma çalışmaları hızlı olsa da alan geniş olduğu için çoğu insan gözümüzün önünde can verdi." 

Yardıma gelenlerden İdris Bilgin de sabah saat 06.00 sıralarında bölgeye vardığını, cenazelerin çıkarılmasına yardımcı olduğunu anlattı. Yandaki otellerden battaniye alarak bölgeye getirdiğini ifade eden Bilgin, "Geldiğimde otel yanıyordu. Ekipler yangını söndürmeye çalışıyordu. Elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalıştık." dedi.

Kaynak: AA / Musa Serrdar Terzioğlu - Halil Gümüş - Fatih Bulut - Uğur Subaşı - Alican Ocak