Boğaziçi Üniversitesi'nde akademisyenler ve öğrencilerin kayyum rektöre karşı direnişleri devam ediyor. Direniş geçtiğimiz hafta 300 günü geride bırakırken 29 Ekim nedeniyle gerçekleştirilemeyen açıklama bu hafta yapıldı. Önceki rektör Melih Bulu gibi Naci İnci’yi de direnişle göndereceklerini ifade eden öğrenciler, “Üniversitelere sahip çıkmayı bilmeyenler, kendi öğrencilerini düşmanlaştıranlar, bilimsel üretimden bihaber olanlar sadece Boğaziçi Üniversitesi'ne değil hiçbir üniversiteye rektör olamazlar” dedi.
Akademisyenlerin rektörlük önünde yaptıkları nöbetin 205. gününe eyleme Boğaziçi Üniversitesi mezunları ve aileleri de kendi pankartlarıyla katıldı. Nöbete katılan mezunlar ve aileler akademisyenlerle birlikte “Özgür ve özerk üniversite”, “Öğrencime dokunma”, “Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” gibi ortak talepleri ifade etti.
Nöbet eyleminde direnişin 300’ü aşkın gündür devam ettiğini hatırlatan akademisyenler, öğrenci ve mezunlarla birlikte direndiklerini, demokratik mücadelelerinden vazgeçmediklerini vurguladı. Kayyum Rektör Naci İnci’nin Boğaziçi Üniversitesi'ni tahrip eden uygulamalarını sürdürdüğünü ifade eden akademisyenler, moleküler biyoloji ve genetik bölümüne kurumlara danışılmadan öğretim üyesi ataması yapılmaya çalışıldığını belirterek, “Senato kararına aykırı olarak yapılmaya çalışılan bu atama liyakatı hiçe saymaktır” dedi.
Protestoların 300. gününde açıklamada bulunan mezun grupları, “direnmekten vazgeçmeyeceklerini” duyurdu.
Bildiride şöyle denildi:
“Boğaziçi Üniversitesi’nin akademisyenleri, öğrencileri, çalışanları ve mezunları, yakın tarihin bu en karanlık, yoz ve gaddar döneminde, üniversiteye karşı başlatılan işgal hareketine karşı kalemiyle, cübbesiyle, bilimiyle, sanatıyla aylardır direniyor.
Direnişin ilk gününden itibaren, önümüzdeki yolun uzun ve zorlu olacağını biliyorduk. Akademik özgürlük ve özerkliğe karşı tepeden müdahaleleri asla kabul etmedik. Kısa vadeli kazanımlara odaklanmadan, vasatçı zorbalığa karşı direnmekten hiçbir şekilde vazgeçmedik. Üniversitemize kelepçe takanların, işledikleri suçlardan dolayı yüzlerinin kızarmayacağından emindik. Nitekim, şubat ayında, Melih Bulu’nun yardımcılığını kabul ettiğinde, öğrencilerin “utanmıyor musunuz?” sorusuna Naci İnci’nin verecek bir cevabı yoktu.
Geçtiğimiz aylarda hep birlikte bir kez daha şahit olduk ki, kayyum kadrosu;
Öğrencileri polise ihbar etmekten, işkenceyle gözaltına aldırmaktan,
Öğrenci arkadaşlarımız Berke ve Perit’i tutuklattırmaktan,
Başta BÜLGBTİ+ kulübü olmak üzere, öğrenci kulüp faaliyetlerine engel olmaktan,
Can, Feyzi, Seda ve Özcan hocaları işlerinden etmekten, kampüse dahi sokmamaktan,
Karton fakültelere liyakatsiz, partili kadrolar doldurmaktan,
Boğaziçi Yayınevi ve CİTÖK’ü fiilî olarak kapatmaktan,
Kadına karşı şiddetin önlenmesi kanununu istismar ederek koruma kararı aldırtmaktan,
İntihalden, akademik hırsızlıktan,
Üniversite bileşenlerinin iradesi hilafına makamları işgal etmekten UTANMIYOR! Direnişin 300. günü vesilesiyle bir kez daha kamuoyuyla paylaşmak isteriz ki, kayyum zihniyetinin utanmazlığına ve zulmüne rağmen, üniversitemiz katılımcı, özgür, demokratik ve özerk yapıya kavuşana kadar direnmekten vazgeçmeyeceğiz! Selef kayyum Melih Bulu’yu üniversiteden gönderdik, halef kayyum Naci İnci’nin gidişini de şarkılarla, şiirlerle, halaylarla kutlayacağız! Çünkü mücadele umuttur!
Öğrenciler taleplerini dile getirdi
Rektörlük binasına arkalarını dönerek gerçekleştirilen alkışlı protestonun ardından öğrenciler de bir basın açıklaması yaparak şu ifadeleri kullandı:
* Üniversitelere sahip çıkmayı bilmeyenler, kendi öğrencilerini düşmanlaştıranlar, bilimsel üretimden bir haber olanlar sadece Boğaziçi Üniversitesi'ne değil, hiçbir üniversiteye rektör olamazlar. Bugün Boğaziçi Üniversitesi'ne yapılanların üniversiteye ne kadar zarar verdiğini ve vereceğini sağır sultan bile biliyor.
* Taleplerimizi haykırmaktan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Tutuklu yargılanan ve eğitim hakları engellenen sıra arkadaşlarımız Berke ve Ferit derhal serbest bırakılsın. Başta Naci İnci olmak üzere kayyum kadro ve tüm kayyumlar derhal istifa etsin. Hukuksuzca yargılanan tüm arkadaşlarımızın dava süreçleri sona erdirilsin.
* Üniversite rektörleri, üniversitenin tüm bileşenlerinin dahil olduğu bir seçimle belirlensin. Kampüsümüzü abluka altına alan polis okulu terk etsin. Dersleri iptal edilen tüm hocalarımızın görevlerine iade edilsin ve sözleşmeleri derhal yenilensin.