Avustralya’nın Melbourne kentinde 4 aydır süren Lockdown yani Cafe bar alışveriş merkezlerini kapatma gibi sıkı tedbirler sona erdi, ölü sayısı da vaka sayısı da sıfır. Hindistan’da aylardır ilk kez enfeksiyon sayısı düştü.
Avrupa bu bölgelere özenerek bakıyor. Fransa’da günlük vaka sayısı salgın başladığından bu yana ilk kez 50 bini aştı. Fransa, Amerika ve Hindistan’dan sonra nüfusa oranla vaka sayısı en fazla olan üçüncü ülke. Belçika, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Slovenya vaka sayısındaki artışa maske zorunluluğu, gece sokağa çıkma yasağı gibi kısıtlamaları arttırarak yanıt verdi.
Epeydir salgınla mücadelede iyi not alan İsviçre’de bile vaka sayısı arttığı için endişe de arttı. İsviçre Hükümeti Çarşamba günü yeni kısıtlamaları kamuoyuna duyuracak. Almanya’da da durum farklı değil. Yine Çarşamba günü eyalet başbakanları bu ay ikinci kez bir araya gelecek ve yeni önlemler hakkında karar verecek. Merkel’in “Light Lockdown” yani daha az kapatma ile durumu idare edeceği söyleniyor.
"Aşı dağıtımı için araştırma yapıldı"
Aşı çalışmalarında da finale yaklaşıldığı belirtiliyor. Oxford’un ürettiği aşının önümüzdeki hafta hastanelere gönderileceği müjdelendi. Aşı çalışmaları izin aşamasına yaklaştıkça, aşının dağıtımı konusu da giderek önem kazanıyor. Alman kurye ve lojistik firması DHL ile Amerikan danışmanlık şirketi McKinsey, bir süre önce aşı izni çıkıp da dünya çapında dağıtıma başlanırsa nelere ihtiyaç var diye düşünüp bir araştırma yaptı. Araştırmanın sonuçları hakikaten ilginç.
10 Milyar dozluk aşının 15 Milyon soğutucu kutularda dağıtılması için hava sıcaklığına uygun, 15 bin nakliye uçağı ile 200 bin paletlik tır ve yük gemisine acilen ihtiyaç duyuluyor. Henüz dağıtım ile ilgili çalışmalar sonlandırılmamış ama epey yol alınmış. Araştırma, üç farklı bölümde, dağıtımın zayıf noktalarına değiniyor ve güvenilir bir dağıtım zinciri oluşturmak için nelere dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Ayrıca hükümetlere bu ve bundan sonraki krizlerde nasıl bir acil durum planı yapılabileceği konusunda da fikir veriyor.
Bir kere Korona aşısının, - 80 derecede soğutulmuş kutularda saklanması ve taşınması gerekiyor. DHL bugüne kadar genel olarak 2 ya da 8 derece soğutulmuş kutularda dağıtım yapmış. Dolayısı ile hem dağıtım firmaları hem de hükümetler için bu önemli bir sorun teşkil edebilir. Bu durumda hükümetlere çok iş düşüyor, geleneksel otoriter rollerinden sıyrılıp, tıbbi tedarik zinciri oluşturan ve organize edici bir işleve sahip olacaklar. İnsan hayatını kurtaran kritik bir rol bu. O yüzden hükümetler aşının dağıtımı konusunda da bir strateji belirlemeli ve alt yapı oluşturmalı bir an önce.
DHL araştırmasında beş basamaklı bir strateji öneriyor
1- Acil durum planı: Acil bir durumda bütün tedarik zinciri boyunca hangi önlemlerin alınması gerektiğine yönelik ayrıntılı bir plan hazırlanması şart. Hem doğru verileri elde etmek hem de karar verici birimler kurmak çok önemli.
2- İşbirliği ağı: Hem özel hem de kamu sektörünün ortaklaşa çalışmasının ne kadar önemli olduğuna salgın boyunca hemen her gün tanık olduk. Bunun aşı dağıtımında da sürdürülmesi gerektiğinin altı çiziliyor araştırmada.
3- Fiziksel altyapı: Taşıma ve depolama için kapasite oluşturmak ve kritik durumlar için stoklama yapmak çok önemli.
4- Dağıtım zincirinin şeffaflığı: Verilerin güvenirliliği ve şeffaflığı dağıtım zincirini oluşturmada çok önemli rol oynuyor. Gerçek talebi belirlemesi açısından tabii.
5- Organizasyon ve kaynaklar: Acil durumlarda hızlı davranabilmek için bir kriz birimi oluşturmak elzem.
Elbette bütün ülkeler aynı alt yapıya sahip değil. Almanya en iyi soğuk dağıtım zincirine sahip ülkelerin başında geliyor. Alman havayolları Lufthansa, aşıların ısısını, soğutucu elementler ya da kuru buzlarla 40 saat boyunca tutabileceğini açıkladı mesela. Özellikle Afrika, Latin Amerika ve bazı Asya ülkelerinde sorunlar yaşanacağı şimdiden biliniyor.
DHL ve McKinsey’in araştırması aşının , – 80 derecede, 25 ülkeye sorunsuz taşınacağını, böylece 2,5 Milyar kişinin, yani dünya nüfusunun üçte birinin aşıya erişebileceğini hesaplamış. Bu noktada en önemli soru kim önce aşıya sahip olacak? Bu sorunun yanıtı, hükümetler ve uluslararası kuruluşların etik komisyonlarında tartışılıyor. Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in Dünya Sağlık Zirvesi’nde söylediği gibi; “Herkes güvende olana kadar kimse güvende değil.”