Ankara Tabip Odası ile eğitim alanında faaliyet gösteren sendika ve dernekler, ortak bir açıklama yaparak okulların bir an önce açılmasını istedi. Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Haydar Can Dokuyan, “Devletin görevini yapmasını, gerekli önlemleri almasını; tüm kademelerdeki okulları, hiçbir ön koşula bakılmaksızın, güvenli olarak açmasını ve tüm sektörler kapanana dek kesintisiz olarak açık tutmasını talep ediyoruz” dedi.
Ankara Tabip Odası, Eğitim Sen Ankara Şubeleri, Eğit-Der, Veli-Der Ankara Şubesi, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, Öv-Der Ankara Şubesi ile Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Öğretmenleri Derneği, bugün ortak bir basın toplantısı düzenledi.
"Türkiye, OECD ülkeleri arasında ilkokulları en uzun süre kapatan ülke"
Ortak basın açıklamasını okuyan Haydar Can Dokuyan, “Devletin görevini yapmasını; tüm kademelerdeki okulları, hiçbir ön koşula bakılmaksızın, güvenli olarak açmasını ve tüm sektörler kapanana dek kesintisiz olarak açık tutmasını talep ediyoruz” dedi.
Türkiye’nin, OECD ülkeleri arasında ilkokulları en uzun süre kapatan ülke olduğuna dikkat çeken Dokuyan şu ifadeleri kullandı:
“Uzaktan eğitim tüm eğitim kazanımlarını karşılayamadığı için çocuk gelişimi ciddi olarak sekteye uğramıştır. Dijital bağımlılık çocukları sosyal yaşamdan koparmıştır. Pandemi süreci boyunca Türkiye’de 18 milyon çocuk ve genç yaklaşık bir buçuk sene okuldan uzak kalırken devletin, okulları güvenli bir şekilde açık tutma sorumluluğunu yerine getirmediği görülmüştür”
"Okullar son çare olarak kapatılmalıdır"
“Okulların açılmasına ilişkin alınması gerekli olan önlemlerin bugüne kadar açıklanmamış olması da bu konudaki kaygıları artırmaktadır. MEB, yaz aylarını çocuklarımız ve gençlerimiz için bedeli çok yüksek olabilecek bir rehavet içinde geçirmiştir. Öğrencilerin okula dönebilmesi için gerekli hazırlık ve çalışmalar yapılmamakta, yapılanlar varsa açıklanmamaktadır.
Pandemide okullar, diğer tüm ortamlar kapandıktan sonra vaka sayıları hala kontrol altına alınamıyorsa ancak son çare olarak kapatılmalıdır. Kapanmalar mümkün olan en kısa süre ile sınırlı tutulmalıdır.
“Çocuklardan daha fazla fedakârlık istenmemelidir”
Okulların açılması için vaka sayılarının belirli bir düzeye gelmesi ya da aşılama oranlarının artması beklenmemelidir. Açılma döneminde ilk açılan okullar olmalıdır. Sağlık Bakanı da açıklamasında okulların son kapanan ve ilk açılan yerler olması gerektiğini ifade etmiş olsa da geçtiğimiz süreçte tam tersi uygulamalar, önümüzdeki sürece ilişkin kaygılarımızı arttırmaktadır.
Artık pandemi kontrolü için çocuklardan daha fazla fedakârlık istenmemelidir. Devletin görevini yapmasını, gerekli önlemleri almasını; tüm kademelerdeki okulları, hiçbir ön koşula bakılmaksızın, güvenli olarak açmasını ve tüm sektörler kapanana dek kesintisiz olarak açık tutmasını talep ediyoruz.”
“Sınıf mevcudu azaltılmalı”
MEB tarafından 14 Ağustos'ta milli eğitim müdürlüklerine gönderilen yazıda sadece maske ihtiyaçlarına yönelik kutuların dizayn edilmesinin bildirildiğini söyleyen Dokuyan, alınması gereken önlemleri özetle şöyle sıraladı:
- “Eğitimin vaka sayılarındaki dalgalanmalardan etkilenmemesi için atama bekleyen eğitim emekçilerin atamaları yapılarak sınıf mevcutları azaltılmalı.
- Sınıf mevcudu yüksek olan okullar tespit edilerek bu okullarda gerekirse 7 gün eğitim yapılacak şekilde ikili ya da üçlü tam gün öğretim planlanmalı.
- Eğitimin aksamadan sürdürülebilmesi için ek derslik alanları oluşturulmalı.
- Okulların fiziksel özellikleri gözden geçirilerek pencereleri açılmayan sınıflar derslik olarak kullanılmamalı ve tüm derslikler için havalandırma koşulları sağlanmalı.
- Sınıflarda pencere ve kapı açarak havalandırma sağlanması gibi basit önlemler, korunma için yeterli olacaktır. Maliyetli özel havalandırma sistemlerine gerek yoktur.
- Alt yapı ve personel eksiklerin giderilmesi için gerekirse ek bütçe talep edilmelidir.
- Derslerde 20 dakikada bir 2-3 dakika süre ile teneffüslerde ise sürekli olarak dersliklerin havalandırılması sağlanmalıdır. Öğretmen odaları ve idari odalarda da yeterince havalandırma sağlanmalıdır.
- Virüsün yüzeylerden ziyade solunum yolu ile bulaştığı artık bilindiğinden çok özel hijyen önlemlerine gerek yoktur. Okullarda su ve sabun bulunması, sık sık el yıkanması yeterlidir. Sınıfların ve okulun da rutin yüzey temizliği yeterli olacaktır.”
"Atanmayan yüzbinlerce öğretmenimiz kadroya alınırsa öğretmen sorunu da ortadan kalkar"
Eğitim Sen Ankara 1 Nolu Şube Başkanı Sacit Ünalmış, okullarda alınan önlemlerle ilgili bilgi verilmediğini söyleyerek Milli Eğitim Bakanlığı'nı eğitim çalışanlarını ve sendikalarını sürece dahil etmeye çağırdı. Öğrenci sayısının sınıflar bölünerek seyreltilmesi gerektiğine vurgu yapan Ünalmış, "Atanmayan yüzbinlerce öğretmenimiz var. O öğretmenlerimiz kadroya alınırsa öğretmen sorunu da ortadan kalkar. Derslikler dönüşümlü olarak kullanılabilir. Eğer önlem alındıysa bu önlemlerin kamuoyuyla da paylaşılması gerekir ki eksikler varsa bazı eksikleri biz tamamlayalım. Eğitimin bire bir içinde olan kişiler olarak eğitimi yüz yüze yaptığımız için eğitimin sorunlarını bakanlıktan daha iyi biliyoruz. Önerilerimizi de sunuyoruz. Bunların dikkate alınması gerekir" diye konuştu.
"Çocuklar her yerdeler sadece okulda değiller"
Veli-Der Ankara Şube Başkanı Hülya Daran Deveci ise "Okulların sadece açılması yeterli değil. Bunun sürekli devam etmesi çok önemli. Bu aç kapalara ve -eğitim de denmez aslında ama- uzaktan eğitime veliler ve öğrencilerin artık gerçekten tahammülleri yok. Öğrencilerin psikolojileri gerçekten çok sarsıldı. Veliler artık buna tahammül edemiyor. Çocuklar evlerde perişan durumda. Kış vakti evdeler, fakat havalar ısındığı zaman dışarıdalar. AVM'de, düğünlerde, toplantılarda, her yerdeler ve sadece okulda değiller. Bu çocuklara yapılan büyük bir haksızlık. Dışarıda olan çocukları artık okullara almak gerekiyor. Aslolan yüz yüze eğitimdir. Okullar sadece eğitimin verildiği yerler değil, hayatın öğrenildiği yerlerdir" dedi.