AKP Kurucu üyesi ve 21-22-23 dönem Ordu Milletvekilliği yapan Eyüp Fatsa Ünye Flash Radyo'da katıldığı canlı yayında AKP ile ilgili çarpıcı itiraflarda bulundu. 6 Ekim tarihinde yapılan yayında Son dönemlerde lojman ve makam aracı saltanatı yapıldığını söyleyen Fatsa, "Partiden ayrılanlar içinde hep gidenler sorgulandı. Niye gittiğini hiç sorgulamadık. Kimsenin trenden inmek gibi bir keyfiyeti yok. Ancak bazen insanları trenden zorla atıyorlar" dedi.
AKP’den 3 dönem Ordu Milletvekilliği yapan Eyüp Fatsa, Ünye ilçesinde yayın yapan yerel bir kanalda partisinin dünü ve bu günü hakkında açıklamalar yaptı.
AKP’nin kurulduğu ilk yıllarda halkın içinden siyaset yapıldığına dikkat çeken Fatsa, vatandaşların 2012 yılına kadar partiyi sorgulamadığını ve destek olduğunu ileri sürdü.
Sadece milletvekillerinin lojmanlarının alındığını kaydeden Eyüp Fatsa, şunları söyledi:
"Sayın Başbakan, o zaman siyasi yasaklı olduğu için Tayyip bey, partinin genel başkanıydı. ‘Artık milletin içinden siyaset yapacağız. Lojmanlarda oturmayacağız’ dedi.
O önemli bir çıkıştı ama Türkiye’de hâlâ bir lojman ve makam arabası saltanatı var. Çok iddialı bir şekilde işe başlamamıza rağmen sadece biz milletvekillerinin lojmanlarını aldık ellerinden.
Kendisi de Başbakan olunca, ‘halkımla beraber oturacağım’ dedi. Gitti Keçiören’de bir apartman dairesinde oturdu. Gerçekten apartman dairesinde oturan Tayyip beyi bu millet çok sevdi.
Eve gidip gelirken çaycıyla, dolmuşçuyla, taksiciyle, manavla, kasapla, çocuklarla, yaşlılarla, gençlerle hep hasbihal etti. Herkes evinin bir ferdi gibi gördü Tayyip Erdoğan’ı. Belki olay Keçiören'de yaşandı ama yayılan dalga Türkiye'de karşılık buldu.
Maalesef bu gün gelip baktığımızda, o lojman saltanatını dediğimiz saltanı biz sadece milletvekillerinden aldık. Diğer kamu kurum ve kuruluşlarından çok fazla bu işe itaat olmadı yada çok başaramadık."
“Makam arabası saltanatı var"
Ülkede son dönemde artan makam arabaları konusuna da değinen Fatsa, şunları kaydetti:
"Bugün tartışılması gereken şeylerden biri de makam arabaları. Ülkede makam arabası saltanatı kuruldu.
Bizim bu makam arabalar genelde Alman patentlidir. Almanya ile bizim nüfusumuz ve yüz ölçümümüz çok yakındır. Bütün makam arabalarını kendileri üretiyor. Almanya'da 12-13 bin civarında makam arabası var. Ama hiç birini kendimiz üretmediğimiz ülkemizde ise 125 binin üzerinde makam arabası var.
Yani bir şey yapılacaksa yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya beraber, kol kola vererek, gönül gönüle vererek, herkesi buna inandırarak, herkes fedakarlık ve feragat yaparak bunlar beraber olacak.
Yoksa bir kesim hakkından feragat ettiği zaman, bir kahır ekseriyeti (çoğunluk) haklarını elinde tutuyorsa veya sahip olduklarının ellerinde tutuyorsa olayı başaramamış oluruz."
“Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen..."
AKP’den ayrılan isimlerin, bir dönemin en önemli isimleri olduğunu kaydeden Eyüp Fatsa, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir söz var ‘yola çıktıklarını yolda bulduklarınla değişirsen ne yol kalır ne de dost kalır’ siyasetin kendini yenilemesi gayet normaldir. Siyasette her görev bir inan için müktesep kazanılmış hak değildir. Siyasetin kendini yenilemesi gayet normaldir.
85 milyonluk bir ülkeyiz. Yani bu ülkede her birimizin yapmış olduğu görevi yapacak çok sayıda insan var.
Partinin kurulduğu günlerde yeni iktidar olduğu ilk seçim ve sonraki seçimlerde Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip bey, şöyle derdi, ‘Bir insan benim partimden milletvekili olacaksa, ben ondan iki yerde hizmet almalıyım. Bir tabanda çok aktif olmalı. Bir diğeri de tavanda kendisinden faydalanmalıydı.
Yani, bürokratlığı, bilgili, birikimli, vasıflı bir çok alanda ülkeye ve millete hizmet edebilecek vasıfları olması lazımdı. Bunun ötesindeki insanların siyasete bir katkısı yok."
“Sorgulamak hep tek taraflı oldu, kendimiz sorgulamadık"
Hiç bir zaman inanmadığı bir şey söylemediğini belirten Eyüp Fatsa, AKP’de çok önemli görevlerde bulunan kişilerin partiden neden ayrıldıklarının sorgulanması gerektiğini söyledi.
AKP’nin en zor döneminin 2002-2007 dönemi olduğunu sözlerine ekleyen Eyüp Fatsa, şunları kaydetti:
"Bizde sorgulamalar hep tek taraflı oldu. Hep gidenler sorgulandı. Niye gittiğini hiç sorgulamadık. Kimsenin trenden inmek gibi bir keyfiyeti yok.
Ancak bazen insanları trenden zorla atıyorlar, korsanlar var trende, ele geçirmişler. Onlar durumdan vazife çıkaranlar. Kraldan fazla kralcılık yapanlar. Onlar insanların trene binmesine müsaade etmiyor.
AK Partinin gerçekten en başarılı olduğu dönemin sembol isimleridir. AK Parti için en zor dönem 2002-2007 dönemiydi. Niye? 28 Şubat devam ediyor. 28 Şubatın bütün aktörleri hayatta ve görev başında. Herkes AK Parti’nin karşısında.
Yanlış yapmamak için o kadar çok istişare yapılırdı ki. En zor dönemde sıfır hatayla geldik. Bu başarının ortaklarından, mimarlarından en önemli isimlerden bir çoğu ayrıldı. Biz sadece ayrılanlara ihanet etti ayrıldı dedik.
O süreci sorgulamak lazım. Niye ayrılıyor bu insanlar? Bunları biz sorgulayamadık. Kendi içimizde olup bitenleri gerçekten sorgulayabilseydik belki bu kadar kırılma olmazdı."