Ahmet Türk, milletvekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu'nu ziyaret etti. Ziyareti sırasında HDP'ye yönelik kapatma davası ve Gergerlioğlu'nun vekilliğinin düşürülmesiyle ilgili açıklamalarda bulunan Türk, "batı cephesinde değişen bir yok" sözünü dile getirerek geçmişte kapatılan partileri hatırlattı.
Gergerlioğlu'na geçmiş olsun demek için değil kutlamak için geldiğini söyleyen Ahmet Türk, "Barış demokrasi ve insan hakları mücadelesinden dolayı kutlamaya geldim. Çünkü biliyoruz ki hiçbirimiz milletvekili ya da belediye başkanı olmak için siyaset yapmıyoruz. Halkımızın demokrasi ve özgürlük mücadelesini desteklemek için, onun taleplerini yerine getirmek için buradayız, bunun mücadelesini yapıyoruz" diye konuştu.
"30 yıldır yaşadıklarımızı bugün tekrar yaşıyoruz"
HDP'nin kapatılması durumunda, partinin bu süreçten güçlenerek çıkacağını söyleyen Türk, 9. Cumhurbaşkan Süleyman Demirel'in 'Çareler tükenmiyor' sözlerini de dile getirip "30 yıldır yaşadıklarımızı bugün tekrar yaşıyoruz.94 yılında dokunulmazlıklar kaldırıldı cezaevine girdik, DTP kapatıldı, vekilliğimiz düşürüldü, yasaklı hale geldik. Vekilliklerin kaldırılması cezaevi süreçleri bize bir şeyi gösterdi, hep güçlenerek çıktık" sözleriyle geçmişte yaşanan parti kapatmaları hatırlattı.
HDP'nin kapatılması ve Gergerlioğlu'nun durumu için yapılan hukuki tartışmaları değerlendiren Türk, "Türkiye’de hukuk yok neyin tartışmasını yapacaksınız? Hukukun olmadığı bir yerde hukuk tartışmasına girmek gerçekten anlamsızdır. Çünkü evrensel değerlerin ve hukukun ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu ülkede maalesef hukuksuzluğun sürdüğü, Kürt halkının, muhaliflerin, demokratların susturulmaya çalışıldığı bir süreci yaşıyoruz. Birlikte direneceğiz, zorlukları aşacağız. Halkımız ve demokrasi güçleri yanımızda. Bugün sadece Kürt halkının demokrasi taleplerini dile getirmiyoruz, bütün halkların ortak demokratik değerlerde buluşması için bu mücadeleyi sürdürüyoruz ve bu mücadeleyi sürdüreceğiz" dedi.
"İmralı Adası’na herhalde yüzerek gitmedim"
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın çözüm sürecine ilişkin "Bize vadettiklerinizi yeri ve zamanı geldiğinde açıklamazsak namerdiz" sözleri ve bu konu hakkındaki düşünceleri de sorulan Türk, kendisinin o dönemde İmralı'ya giden ilk isimlerden biri olduğunu hatırlatarak "İmralı Adası’na herhalde yüzerek gitmedim, devletin sağladığı yollardan gittim" diyerek şöyle yanıt verdi:
"Herhalde devletin sağladığı yollardan gittik, onların talebi üzerine bu görüşmeler başladı ve bir barış sağlanması konusunda bir mutabakat vardı ama istenilen netice alınmadı ve bu süreç sona erdirildi. Bu görüşmelerin aktörleri şu anda burada değil, arkadaşlarımız bu görüşmeleri sürdürdüler ben ilk görüşmeleri yaptım daha sonra hükümetle bu görüşmeleri yapan arkadaşlarımız gerektiğinde bu gerekli açıklamaları yaparlar"
"Gergerlioğlu ve Türkdoğan’ın başına gelenler paraleldir"
Ahmet Türk ile birlikte Gergelioğlu'nu ziyaret edecek olan ancak gözaltına alındığı için gelemeyen İHD’nin Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan adına orada olduğunu söyleyen akademisyen Kerem Altıparmak da yaşanan süreci "Gergerlioğlu ve Türkdoğan’ın başına gelenler paraleldir" sözleriyle değerlendirerek "Türkdoğan 13 yıldır İHD’nin Eş Genel Başkanı, insan haklarının değerlerini temsil eden önemli bir figür ve kendisi tıpkı Ömer bey gibi bizzat, derneğimiz İçişleri Bakanlığı tarafından hedef haline getirildi, derneğimize “canı çıkasıca” ifadesi kullanıldı. Biz Türkdoğan’ın gözaltına alınmasıyla bu konuşma ve insan hakları savunucularına yönelik tavrın arasında önemli bir paralellik olduğunu düşünüyoruz. Ömer Faruk Gergerlioğlu insan haklarını savunduğu için vekilliği düşürüldü Türkdoğan da insan haklarını savunduğu için bugün gözaltına alındı. Bütün kamuoyunun Türkdoğan ve Gergerlioğlu’na destek vermesini istiyoruz" dedi.
Anayasa'nın 14. maddesini hatırlattı
"Meclis'in başkanının bir milletvekilliğinin hüküm verilmesi sebebiyle düşürülmesi konusunda karar vermesine dair sınırsız bir takdir yetkisi var mıdır?" sorusunu dile getiren Altıparmak, hukuki süreci şu sözlerle değerlendirdi:
"Bir hukuk devletinde herhangi bir kişinin hukuki bir denetime tabi olmaksızın keyfi ve sınırsız bir şekilde hareket etmesi kabul edilemez. Bunun için en az 3 husus dikkate alınmalıdır. Birincisi bir milletvekilliğinin dokunulmazlığı gerçekten kaldırılmış mıdır, kaldırılmamıştır. Çünkü Anayasa'nın 14. maddesi uyarınca kaldırıldığı söylenen dokunulmazlık 14. maddenin öngörülemezlik ve sınırsızlığı nedeniyle uygulanamaz bir hükümdür. 14. maddenin son fıkrası bu maddede gösterilen durumların uygulanması için bir kanun çıkarılması gerektiğini söylüyor. Nerededir bu kanun? Onun için Ömer Faruk Gergerlioğlunun dokunulmazlığı kaldırılmamıştır. Kaldırılmadan yapılan bir yargılama bir dava şartı olmaksızın yapılan bir yargılama olduğu için Yargıtay onaylasa da yok hükmündedir. İkincisi, Meclis Başkanı eğer bir takdir yetkisi kullanacak ve sınırsız değilse bir milletvekilinin ifade özgürlüğünü kullandığı bir durum için bu takdiri kullanamaz. Katil için tecavüzcü için kullanır ama ifade özgürlüğünü kullanan bir milletvekili için kullanamaz"