Zonguldak'ta son 5 yılda meydana gelen göçük, patlama, zehirlenme gibi iş cinayetlerinde 23'ü kaçak olarak işletilen madenlerde, 64 işçi hayatını kaybetti. Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi Başkanı Erdoğan Kaymakçı, "Çok büyük bir risk taşısa da insanlar her şeyi göze alarak ruhsatsız, sigortasız, sosyal güvenceden yoksun olan böyle yerlerde çalışmak zorunda kalıyor. Bu kaçak iş yerleri imha ediliyor ama sonuçta hemen yanından bir başka ocak açılarak faaliyetler devam ediyor" dedi.
Evrensel'in haberine göre Türkiye'nin en büyük taş kömürü havzası Zonguldak'ta, Türkiye Taşkömürü Kurumuna (TTK) bağlı maden ocaklarının yanı sıra özel firmalara ait maden ocaklarında da üretim yapılıyor. TTK'ya ait maden ocaklarında ekim ayı sonu verilerine göre, bin 356 yer üstü, 6 bin 549 yer altı işçisi çalışırken, özel sektöre bağlı maden ocaklarında ise 1448 işçi çalışıyor. Ayrıca ruhsatsız olan kaçak kömür ocaklarında da üretim yapılıyor. TTK ve özel ocaklarda iş bulamayan madenciler, iş sağlığı ve güvenliğinden yoksun kömür ocaklarında çalışıyor. Resmi olmayan rakamlara göre, kaçak ocaklarda 1000'i aşkın madenci günlük 100-150 lira yevmiye karşılığında çalışmak zorunda kalıyor. TTK ile özel ocaklarda üretilen ve tonu 1000-1500 lira arasında değişen fiyatlardan satılan kömür, kaçak ocaklarda yarı fiyattan satılıyor.
Mühürlenen ocaklar tekrar üretime açılıyor
Jandarma, TTK, Orman Bölge Müdürlüğü, Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğü yetkilileri, kaçak ocaklara yönelik sık sık denetimler yapmasına rağmen sorun devam ediyor. 2014'ten 2019 yılının Eylül ayı sonuna kadar ekiplerce tespit edilen 1782 kaçak kömür ocağı, dinamitlerle patlatılarak imha edildi. Maden ocaklarında, 2014- 2019 yılları arasında meydana gelen göçük, patlama, zehirlenme gibi iş cinayetlerinde 64 maden işçisi yaşamını yitirdi. İşçilerin 29'u özel maden şirketlerinde, 23'ü kaçak işletilen ocaklarda, 12'si ise TTK'ye ait maden ocaklarında yaşamını yitirdi. Patlatılarak, mühürlenen ocaklardan çoğunun, daha sonra tekrar üretime açılması dikkat çekiyor.
Son olarak 25 Aralık'ta Kilimli ilçesine bağlı Gelik beldesindeki ruhsatsız işletilen kaçak maden ocağında meydana gelen metan gazı yanmasına bağlı karbonmonoksit zehirlenmesinde işçiler Uğur Korkmaz (33) ve Erdem Korkmaz (25) hayatını kaybetti. Olayla ilgili tutuklanan 4 kişi tarafından, kaçak ocağın 1 ay önce ekiplerce patlatılarak mühürlenmesine rağmen yeniden açıldığı ortaya çıktı.
"İş cinayetlerine acil çözüm"
DHA'dan Gürkay Gündoğan'a konuşan Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi Başkanı Erdoğan Kaymakçı, iş güvenliğinden yoksun kaçak ocaklarda meydana gelen iş cinayetlerine acilen bir çözüm bulunması gerektiğini söyledi. Kaymakçı, "En son olayda söz konusu maden ocağının yaklaşık bir ay önce kolluk kuvvetleri tarafından 'kaçak ocak' olarak mühürlendiği dile getiriliyor. Kaçak ocaklar bölgemizin ve ülkemizin kanayan yarası olmaya, yürekleri dağlamaya devam ediyor. İşsizlik girdabında çaresiz kalan gencecik insanlar, hayatlarının baharında hayata veda ediyor. Polisiye önlemlerle olmuyor, önlenemiyor. Çare kısaca söylemek gerekirse sağlıklı, güvenli iş yerleri oluşturarak, insan hayatının önceliği ve değerini öne çıkararak istihdam yaratmak. Aksi takdirde daha çok acılar yaşayacak, daha çok iş cinayetleri göreceğiz" dedi.
"İnsanlar her şeyi göze alarak çalışmak zorunda kalıyor"
Oda olarak kaçak ocaklarla ilgili çözüm önerilerini her platformda dile getirdiklerini ifade eden Kaymakçı, şöyle konuştu:
"Mühendislik bilim ve tekniğinin uygulanmadığı, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin neredeyse hiç alınmadığı bu tür yerlerde çalışmanın sonuçta insanlara ölüm getireceği apaçık ortada. Çok büyük bir risk taşısa da insanlar her şeyi göze alarak ruhsatsız, sigortasız, sosyal güvenceden yoksun olan böyle yerlerde çalışmak zorunda kalıyor. Bu kaçak iş yerleri imha ediliyor ama sonuçta hemen yanından bir başka ocak açılarak faaliyetler devam ediyor. Ta ki yeni bir facia olduğunda, ölümler yaşanınca kaçak olduğu ortaya çıkıyor, hayatını kaybedenlerin kaçak ocağın sahibi olduğu ileri sürülüyor. Zonguldak’ta bunu çok sık yaşadık, halen de yaşıyoruz. Hiçbir madencilik bilgisi içermeyen, teknolojisi olmayan, kömürü, gazı, tahkimatı, havalandırmayı bilmeyen, işçi sağlığı, iş güvenliğinden habersiz ve hiçbir teknik denetim olmadığı için son derece ilkel koşullarda sürdürülen çalışmalar sonucunda kazaların olmaması mümkün değildir. Dolayısıyla mayınlı bir tarla olarak nitelendirilebilecek kaçak ocaklarda meydana gelen bu tür facialar, bir iş kazası olarak nitelendirilemez"