Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Ziraat Bankası (katılım bankacılığı) bu konuda çalışmaya başladıktan sonra Bank Asya ile görüştü. Henüz bu görüşmeler neticelenmedi ama neticelenirse bizim arzu ettiğimiz bir şey oluşur. Ziraat Bankası, Bank Asya'yı satın alırsa böylece kamunun bir katılım bankası olmuş olur" dedi.
Kanal 24'e konuşan Babacan, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. Faiz oranları konusundaki farklı değerlendirilmelerin hatırlatılması üzerine Babacan, ekonomide tek bir doğru olmadığını söyledi. Herhangi bir konuda Nobel Ödülü almış 20 iktisatçı bir araya getirildiğinde 20 hatta 50 farklı görüş ortaya çıkacağını dile getiren Babacan, nihayetinde ekonomi yönetimi farklı görüşleri süzgeçten geçirip, resmin tümüne bakıp karar alacağını ifade etti.
Ortaya gelen görüşlerin hepsinin değerli olduğunu ve değerlendirileceğini belirten Babacan, "Karar vermeyle ilgili anayasamızda, yasamızda bazı yapılarımız var, o yapılar nasıl karar vermek gerekiyorsa kararları oluşturur. Reel faizlerin bir ülkede yüksek olması iyi bir şey değil kuşkusuz. Orta-uzun vadeli reel faizler piyasada oluşan faizlerdir. Merkez Bankasının faizleri gecelik, kısa vadeli faizlerdir. Ekonomimiz, şirketlerimiz, piyasa açısından asıl önemli olan orta-uzun vadeli reel faizlerdir. Bunun düşük olması işlerin iyi gittiğinin, normalleştiğinin ifadesidir" diye konuştu.
Yeni Hazine Müsteşarı adayları oluştu
Hazine Müsteşarlığına yapılacak atamaya yönelik bir soru üzerine, İbrahim Çanakçı'nın 11 yılı aşkın bir süredir Hazinenin başında olduğunu anımsatan Babacan, kendisinin çok çok başarılı bir dönem çıkardığını, uluslararası kuruluşlar nezdinde olumlu bir bakış açısı kazandığını, dünya iktisat çevresinde geniş çevresi oluştuğunu söyledi.
Türkiye'nin IMF'de ilk defa böylesine güçlü bir pozisyonu oluştuğuna işaret eden Babacan, Çanakçı'nın İcra Direktörü olarak görev yapacağını ifade etti. Babacan, Türkiye'nin kredi alan taraftan veren tarafa, yönetilen taraftan da yöneten tarafa geçtiğini ve bu göreve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın uygun görmesiyle Çanakçı'nın isminin bildirildiğini ve olumlu tepkiler aldıkları kaydetti.
Çanakçı'nın küresel ekonomiye büyük katkılar vereceğine inandığını vurgulayan Babacan, "Kimin Hazine Müsteşarı olacağıyla alakalı taslak çalışmamız, adaylarımız oluştu. Sanırım önümüzdeki günlerde ya da birkaç hafta içerisinde nihai kararı verip, görevlendirmeyi yaparız. Çok iyi yetişmiş arkadaşlarımız var" dedi.
Kamu bankalarının faizsiz bankacılık yapması
Ali Babacan, kamu bankalarının faizsiz bankacılık faaliyetinde bulunması konusundaki soruyu yanıtlarken, Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank'ın birer katılım bankasına sahip olmasını istediklerini söyledi. Babacan, şunları kaydetti:
"Ziraat Bankası bu konuda çalışmaya başladıktan sonra Bank Asya ile görüştü. Henüz bu görüşmeler neticelenmedi ama neticelenirse bizim arzu ettiğimiz bir şey oluşur. Ziraat Bankası, Bank Asya'yı satın alırsa böylece kamunun bir katılım bankası olmuş olur. Bunu arzu ediyoruz. Bankacılık sistemi açısından da bankanın kendisi açısından da olumlu bir sonuç oluşur diye düşünüyoruz açıkçası. Alanla satanın uzlaşması gerekecek ki bu alışveriş oluşsun ama biz hükümet olarak arzu ediyoruz.
Vakıfbank bir ekip oluşturmuş durumda, aşağı yukarı 15-20 kişilik bir ekip. Bir iş planı çıkartıldı ortaya. Halkbank biraz daha geriden geliyor. Bankadaki genel müdür değişikliği, hazırlıkları 3-4 ay ertelemiş oldu. Bu konuda kararımızı ve talimatlarımızı verdik. Her bankanın kendi içiyle alakalı hazırlık süreçleri gerekebiliyor ya da piyasa şartlarının daha müsait olması beklenebiliyor. Biz siyasi kararımızı vermiş durumdayız ve kamunun katılım bankacılığı sektöründe olmasını arzu ediyoruz."
Katılım bankacılığı konusunda 1-2 maddelik yasal düzenleme gerekebileceğini, hukuki yapının sağlam olması gerektiğini, çünkü Hazine'nin de sermaye koymasına ihtiyaç olduğunu dile getiren Babacan, katılım bankalarını kurarken bankaların kendi bünyesinde sermaye koyması yerine Hazine'nin koyduğu sermaye ile bu bankaların kurulmasını istediklerini ifade etti. Babacan, "Katılım bankacılığı konusunda bazı hassasiyetler var. Bunları da dikkate aldığımızda faizsiz bankayı kurarken faizi sıfır bir Hazine sermayesiyle bunun kurulmasının bankaların algısı açısından, bazı hassasiyetler açısından daha iyi olacağını düşünüyoruz. Torba yasada yetişmese dahi ekim-kasımda yapılacak düzenlemeyle bunun önü açılabilir. Bankalarımızın teknik ve hukuki hazırlıklarının devam etmesinde bir engel değil, sadece Hazine'nin sermaye koyabilmesiyle alakalı bir düzenleme gerekiyor. Tahminim, 2015 sonu itibariyle 3 katılım bankası da faaliyete geçmiş olur" diye konuştu.
Halkbank'ın durumu
Halkbank'ın faaliyetlerine ilişkin sorular üzerine Babacan, 17 Aralıkta halka açık bütün şirketlerin zarar gördüğünü, halka açık olması dolayısıyla Halkbank'ın da ciddi bir değer kaybı yaşadığını, bugün itibariyle bunun fazlasıyla telafi edildiğini belirtti.
Halkbank'ın İran'la olan işlemlerinin aksamadan, aynen devam ettiğini dile getiren Babacan, bankanın yaptığı işlemlerle alakalı bir problem bulunmadığını, iddialar ve devam eden yargı sürecinin bir önceki genel müdüre ilişkin olduğunu ve yargının kararını vereceğini vurguladı.
Bankanın uluslararası itibarının hiçbir şekilde ve hiçbir zaman zarar görmediğini ifade eden Babacan, bankanın, uluslararası ve ABD'nin tek taraflı yaptırımlarına uygun işlemler yaptığını, en ufak bir sorun olmadığını dile getirdi.
Emeklilere yönelik banka promosyonları
Emeklilere yönelik banka promosyon çalışmalarına ilişkin bir soru üzerine Babacan, promosyon çalışmaları müzakerelerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile kamu bankaları arasında uzun bir süre devam ettiğini söyledi.
Bankaları bu konuda serbest bıraktıklarını dile getiren Babacan, "Herhalde işin aritmetiği çok uygun değil böyle bir uygulama için ki şu ana kadar bir gelişme olmadı. Ne zaman ki hesap, kitap , aritmetik tutar... Memurlar için bankalar arası bir yarışma var. Emekliler için de böyle bir yaklaşım olması lazım diye bekleriz" ifadesini kullandı.
"Borçlara af yok, yapılandırma var"
Torba Yasa ile kamu kurumlarına yönelik borçlara af geleceğine yönelik değerlendirmelerin hatırlatılması üzerine Babacan, düzenlemenin bir af olmadığını dolayısıyla kimsenin borcunu silmediklerini belirtti.
Düzenlemenin "ödeme kolaylığı ve yeniden yapılandırma" olduğunun altını çizen Babacan, şöyle devam etti:
"Kamunun pek çok alacağını biz bu kapsama soktuk. Vergi, sigorta primleri, hatta TEDAŞ'ın özelleştirme öncesi elektrik alacakları, odaların kendi üyelerinden olan aidat alacakları... Bunların hepsi yeniden yapılandırma kapsamında. Torba yasa, komisyon ve Genel Kurul aşamasında görüşülürken yeni ilaveler geldi. Bu önerileri de biz önergelerle hem komisyon aşamasında ekledik hem Genel Kurul aşamasında yine birkaç önerge olacak."
Yeni Belediye Yasasının yürürlüğe girmesinin ardından kapatılan bazı belediyelerin borçlarının kapatılmayan belediyelere devredildiğini kaydeden Babacan, söz konusu borçların yeniden yapılandırılması ile ilgili bir maddenin eklenmesinin de gündemde olduğunu bildirdi.
‘Sanayimizin ekonomideki payı artmalı’
Önümüzdeki dönemde yeni bir ekonomik reform paketinin gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Babacan, Onuncu 5 Yıllık Kalkınma Planı'nın ağırlıklı olarak yapısal reformları içerdiğini söyledi. Planın sonuna ilk kez özel dönüşüm programları koyduklarını anlatan Babacan, bu programların özel olarak odaklanılması gereken alanları ifade ettiğini dile getirdi.
Önceliklere bakıldığında 4-5 konunun ön plana çıktığına dikkati çeken Babacan, enerjide dışa bağımlılığı azaltıcı her tedbirin çok kıymetli olduğunu kaydetti. Babacan, tasarrufları artırıcı tedbirlerinde ekonomi açısından önemine işaret etti.
Sanayinin yapısının de değiştirilmesi gerektiğini belirten Babacan, "Ar-Ge, inovasyon, markalaşma ağırlıklı, üniversite ile sanayiyi daha yakın çalıştırıcı bir sanayi yapısına doğru hızla gitmemiz gerekiyor. Sanayimizin ekonomideki payının artmasını istiyoruz. Bunu da yapmak için her sektörde rekabetin iyi çalışması lazım" dedi.
Rekabet ortamının eşit bir düzlem haline getirilmesi gerektiğinin altını çizen Babacan, bunun sadece yatırım teşviki ile sağlanamayacağını, tüm sektörlerin beraberce ele alınıp sanayiyi göreli olarak daha cazip hale getirici tedbirlerin alınmasının bu anlamda önemli olduğunu söyledi.
İş gücü piyasası ile ilgili strateji belgesini açıkladıklarını anımsatan Babacan, bunun gereğinin yapılması gerektiğine dikkati çekti.