İşte Radikal gazatesinin 26 Mart 2009 tarihli sayısında yayımlanan Hasan Celal Güzel'in "Zavallı Karadayı" başlıklı yazısı.
Zavallı Karadayı!
Bir kişi düşününüz ki, milletin içinden çıkmış.
Bu fakir millet verdiği vergilerle onu okutup subay yapmış. Onun yıldızlarla donatılmış omuzları bu cefakâr milletin iftihar kaynağı olmuş. Evlâdını onun emrine göndermiş; ona dolu dolu ‘komutanım’, ‘paşam’ diye hitap etmiş; onu başının üzerinde taşıyarak çok sevdiği rahmetli Fevzi Çakmak Paşa’nın makamına oturtmuş ve Genelkurmay Başkanı yapmış...
Peki o ne yapmış?... Zaferler mi kazanmış; Türkiye’nin savunmasını daha da güçlendirmek için reform mu yapmış; yoksa savunma sanayiini geliştirecek adımlar mı atmış?..
Heyhat ne gezer! Ne yapmış biliyor musunuz?
4 Şubat’ta halkı ve seçilmiş iktidarı korkutmak için Ankara’nın göbeğinde tank gezdirmiş. Yani, halkın verdiği paralarla ülkeyi savunmak için alınan tankların namlularını halkın göğsüne ve millet iradesine çevirmiş. Açıkça cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis olan suçu işlemiş. 28 Şubat’ta Millî Güvenlik Kurulu’nda, seçilmiş demokratik koalisyon hükûmetine baskı yaparak zorbalıkla dayatmada bulunmuş. Kendi ifadesiyle zamanın Cumhurbaşkanı’nı (Demirel ) emri altına alarak 28 Şubat post-modern darbesi için kulanmış...
Bununla da kalmamış, masonik bir grup olan Encümen-i Dâniş’ten ülkeyi yönlendirmeye kalkmış. TSK içindeki illegal darbe çetesi ‘Batı Çalışma Grubu’nun kurulmasına izin vermiş. Yardımcısı Çevik Bir ile birlikte yargıyı siyasallaştırmaya çalışmış. TSK içinde, topluma yaygınlaştırılan bir fişleme ve ihbar ağı kurmuş.
Kısaca, o bir darbeci!..
***
Bu kişiye ait ses kayıtları internet sitelerinde yayınlanmaya devam ediyor. Aydın geçinen bazı kalemşörler de, millî iradenin ırzına geçerken cürmü meşhutta bulunulan darbe erbabının yaptıklarını bir yana bırakıp izinsiz kayıt yayınlamanın fenalığından bahsediyorlar.
Şimdi bu kişinin zihniyetine bakınız... 21. yüzyılın değerlerinden ve dünyadan habersiz, demokrasi, insan hakları ve özgürlük gibi kavramların bahane olduğunu söyleyerek aynen şu iddiada bulunuyor: ‘Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi kadar tehlikeli bir şey yok. Çünkü Türkiye, Fransa, İsviçre değil halk cahil.’ Ayrıca, demokrasinin 25-30 yıl askerin himayesinde olması gerektiğini ileri sürüyor.
Bu darbeci kişi, CHP’li Onur Öymen ve Bülent Tanla ile görüştüğünü belirterek, ‘Vaziyete askerin dur demesi (yani darbe yapması) lâzım’ diyor. Bu arada Nur Serter’in Millî Eğitim Bakanı, Hikmet Çetin’in de Cumhurbaşkanı olmasını plânlıyor. Ayrıca, 367 hukuksuzluğunu kastederek, ‘Onur beye (Öymen) söyledim; gerekirse yargıya müracaat edecekler’ diyor.
***
Geliniz, bu manzaranın ışığında şu tespitleri yapalım: 1. Karadayı ve benzeri darbe zihniyetli generaller, içinden çıktıkları halka tepeden bakmakta ve halka ‘cahil’ diyerek hor görmektedirler. Aslında bu, tek parti döneminden beri oligarşik bir sınıf hâline gelen jakoben despotizmin tezahürüdür. Bazı yüksek yargı organları mensupları, bir kısım medya ve meydanlarda ‘Ordu göreve!’ diye yırtınan sözde öğretim üyeleri, kendi halkından tiksinmekte ve onları cahil görmektedirler. İlimle irfanı ayırmaktan âciz bu mahfillerin ne kadar tutucu ve cahil oldukları, artık herkesçe malûmdur.
2. Bu kişilerin nezdinde hukuk ve meşruiyet önemli değildir. İnsan hak ve hürriyetleri, demokrasi ve hukuk, oligarşik tahakkümleri açısından rahatlıkla feda edilebilecek ve çiğnenebilecek kavramlardır. Bunların cahilâne vatanseverliği, daima vatanın ve milletin aleyhine olmuştur.
3. Bu kişiler artık devirlerinin geçtiğini ve demokrasiye istedikleri gibi müdahalede bulunamayacaklarının da farkında değillerdir. Kurdukları darbe organizasyonları dağılmakta, taşeron örgütleri, çeteleri ortaya çıkarılmaktadır. Emirleri altındaki kişilerin bu milletin evlâtları olduğunu ve artık zorbalıklardan bıktıklarını unutmaktadırlar.
4. En fazla dikkat çekici bir husus da, bu kişilerin daima CHP ile olan ilişkileridir. 27 Mayıs’tan bu yana CHP, jakoben oligarşik despotizmin temsilcisi olarak halkı hor gören ve cahil sayan bu darbecilerle işbirliği hâlindedir. Öyle ki, halkımız darbeler için, ‘CHP + ORDU = İktidar’ formülünü geliştirmiştir.
***
Milletimiz cahil değil âriftir ve kendisini hor görenleri de çok iyi bilmektedir.
Bu fakir milletin parasıyla orgeneral ve Genelkurmay Başkanı olup da halka cahil diyen ve demokrasiyi lâyık görmeyen Karadayı’ya gerçekten çok acıyorum.
Zavallı Karadayı !..