Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kağan Çağlayan'a Ankara'da teslim ettiği milyonlarla gündeme gelen Reza Zarrab'ın İranlı kuryesi Muhammed Sadık olarak bilinen Mohammadsadegh Rastgar Shıshehgarkhaneh, tanık sıfatıyla 22 Ekim 2014 günü Meclis Soruşturma Komisyonu'nda ifade verdi. "Rıza Sarraf benim patronum olur" diyen Sadık, "Ben hergün bir çok yere görevli gidip gelirim. Müşterilere para getirip götürme işini yaparım. Ankara'ya çok defa para götürdüm" ifadelerini kullandı.
Komisyonun, "30.08.2013 tarihinde Murat Öziş ile birlikte Ankara'ya sırt çantası ile 2 milyon Euro ve 1.5 milyon Türk lirası götürerek Ankara Royal 10. katta Salih Kaan Çağlayan'a verildiği" sorusuna, o tarihte Ankara'ya para götürdüklerini söyledi. Paranın miktarı hakkında bilgi vermeyen Sadık, parayı kime verdiklerini hatırlamadığını söyledi.
Alınan bilgiye göre, Sadık'ın Meclis Soruşturma Komisyonu'na verdiği ifadesi şöyle:
'X-ray cihazından geçtik, polisler çantayı kapatıp verdi'
Bahsedilen tarihte hatırladığım kadarıyla Ankara'ya bir para götürmemiz söylendi. Murat ile yola çıktık. Havaalanında X-Ray cihazından geçtikten sonra çantaları açtılar. Zaten biz içinde para olduğunu ve paranın miktarını da söyledik. Polisler çantayı kapatıp bize teslim etti. Uçağa binip Ankara'ya vardık.
‘Parayı kime verdiğimizi hatırlamıyorum’
Ancak bu bahsettiğimiz parayı kime verdiğimizi hatırlamıyorum. Esasında bakan oğlu olarak bilinen birisine biz para götürmedik. Bize bu şekilde bir isme teslim edin diye talimat verilmedi.
‘Emniyette beni zorladılar’
Şuna da belirtmek istiyorum. Ben bakanın oğlunu tanımadığım halde polisler bana Emniyetin koridorunda bir resim gösterdiler bu resmi tanıyorum ve bu adama para götürdüm diyerek imza atmamı istediler. Hatta bunun için beni zorladılar. Ancak ben imza atmadım. 3 tane resim gösterdiler. Üçünü de tanımıyordum. Zaten ben Ankara'ya çok defa para götürdüm. Hatta çok az olmakla oradan altın getirdiğimizde olmuştur. Yabancı paraları yani dolar, Euro'yu çoğu zaman elden alıp getiriyorduk. Zira bankalar istenildiği zaman yabancı parayı zamanında temin edemiyorlar. Para tranferi 5-6 gün sürüyor. O yüzden müşteriler elden istiyor. Bu şekilde turistlere dahi elden para gönderiyoruz. Hatta öğrencilere de para gönderiyoruz. İrana ambargo konulduğu için bankalar aracılığıyla İran'dan gelen turistlere ve öğrencilere para çıkaramıyorlar. Ya da çok az çıkarabiliyorlar. Para transferi de yasak. Onun için biz elden veriyoruz. Bu paraları döviz büromuzdan veriyoruz.
‘Sarraf benim patronum olur’
Soruşturma Komisyonu Sadık'a, "28.08.2013 tarihinde Vakko'dan 52 ya da 54 beden pantalon ya da kravat alması talımatının verildiği ve bunları Sarıyer'deki Hill Park Center'e götürmesi söylendiğine" ilişkin iddiaları da sordu.
Sadık'ın ifadesi şöyle:
"Rıza Sarraf benim patronum olur. Ben hergün bir çok yere görevli gidip gelirim. Müşterilere para getirip götürme işini yaparım. Bana şuraya şu adrese gidilecek şu para verilecek veya şu paket verilecek ya da emanet verilecek derler. Ben de alır götürürüm. Götürdüğüm emanetleri bazen kendim alırım bazen içinde ne olduğunu görürüm. Bazen de bilmem görmem. Bahsedilen adresi sanırım Ramazan bayramı münasebetiyle gittim. Adresi bizim şoförümüz olan Yücel'e sormuş olabilirim. Hatırladığım kadarıyla bayram çikolatası götürmüştüm. Aynı adrese daha önce de gittiğimi hatırlamıyorum.
‘İstinye’deki adresi zor buldum’
İstinye'deki adrese gittiğim zaman o adresi zor buldum. Şu an git deseler yine tam hatırlamıyorum. Siteye girdiğim zaman güvenlik görevlileri ile karşılaştım. Başı açık bir kadın geldi paketi ona verdim. Bayram olduğu için çikolata olduğunu tahmin ediyorum.
Sarraf'ın hostesi Zeynep Körükçü: Bana para olan bir çanta emanet edilmedi
Meclis Soruşturma Komisyonuna 24 Ekim 2014 günü ifade veren Rıza Sarraf'ın özel uçağının hostesi Zeynep Körükçü, 2012 yılından beri hostes olarak çalıştığını , yurt içi ve yurt dışı bir çok uçuş yaptıklarını söyledi. Uçağın, Saraf olmadığı zaman babası ve eşine tahsis edildiğini anlattı. " Bana, bir yere veya birisine vermem için bana para ya da içinde para olan herhangi bir para olan herhangi bir çanta emanet edilmemiştir" dedi.
Körükçü'nün ifadesi şöyle:
Uçağa yolcular binerken çanta ve bavullarını yanlarına alarak binerler, genellikle kendisi olduğu zaman korumaları ve diğer yardımcıları bu görevi üstlenir, uçağa binenler istediği i yere oturur çantasını da istediği yere koyarlar.Biz buna pek müdahele etmeyiz. Telefon kayıtlarında belirtilen ve bana izah ettiğiniz şekilde bir yere veya birisine vermem için bana para ya da içinde para olan herhangi bir para olan herhangi bir çanta emanet edilmemiştir.
Bugüne kadar da bana hiç bir yekilde bir çanta veya başka paket emanet edilipde şu kişiye ver denilmemiştir. ben sadece yolcuları uçağın içinde karşılıyorum ve bir hostesin yapması gereken hizmetleri yapıyorum. Bunun dışında bir görevim olmaıştır.
Hiç kimse bir evrat, para, çanta veya başka bir paket teslim edipte bunu bildirilen adrese veya kişiye teslim et denmemiştir."