Zaman gazetesi yazarı ve Aksiyon Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Bülent Korucu, “CHP’yle ilgili haberlere yakından baktığımızda kapatma davasının taşlarının döşendiğini söyleyebiliriz. CHP’li Umut Oran’la sosyal medya fenomeni Fuat Avni arasında geçtiği ileri sürülen mesajlaşmada adrese teslim bombalar yerleştiriliyor. Konuyu iki kişi ciddiye aldı; birisi yeni kurulan Anayasal Suçlarla Mücadele Savcılığı” dedi.
Korucu yazısında, “Gerçek dışı bu yayınları küçümsememek lazım. Beş yıl önce yayınlanan bir dizi filmden örgüt çıkarıp Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’yı tutuklayan adliyemizi hafife almayın. İzmir suikastı davasından 15 idam ve parti (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası) kapatma kararı çıkarıldığını daha söylemiyorum” ifadelerine yer verdi.
Bülent Korucu’nun Zaman gazetesinin bugünkü (24 Şubat 2015) nüshasında yayımlanan, “Erdoğan, CHP’yi kapattırmak mı istiyor?” başlıklı yazısı şöyle:
‘Erdoğan, CHP’yi kapattırmak mı istiyor?’
Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan ve kontrolündeki medya, anamuhalefet partisine yönelik yoğun atışa başladı.
Bunun yaklaşan seçimlerden dolayı ve geçici bir yüklenme olduğunu düşünenler yanılıyor. En güçlü siyasî muhalefetten temelli kurtulmak yabana atılacak fikir değil. CHP’nin kendi ezberini de bozan çıkışlarıyla öfkeyi büyüttüğünü söyleyebiliriz. Başörtüsü başta olmak üzere dine dair her şeyin karşısına dikilen CHP, klasik tabanının tepkisini de göze alarak değişmeye çalışıyor. Başta Meclis ve üniversite olmak üzere kamuda başörtüsü özgürlüğüne direnmedi, aksine katkı yaptı. Mehmet Bekaroğlu gibi dindarlığı müsellem ve Refah ekolünden gelen bir ismi genel başkan yardımcısı görevine getirdi. Genel merkezine mescit açtı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, bu adımları atarken partideki ulusalcı kanadın restine boyun eğmedi.
Erdoğan ve AK Partililerin böyle bir CHP’den hoşnut olması düşünülemez. Gerilim politikasıyla tabanını kemikleştiren Erdoğan’ın eski CHP’yi tercih edeceği muhakkak. Erdoğan, 2009 yerel seçimleri öncesinde CHP’nin Kur’an kursu ve başörtüsü açılımından rahatsızlığını dışa vururken, kapatma ihtimalini ilk kez dile getiriyordu. “Herhalde AK Parti’ye kapatma davası açanlar bunları da izliyordur. Yoksa hukuk sadece AK Parti’ye mi işliyor?” diye soruyordu, Erdoğan. İktidar partisinin CHP’yi kapattırma hayali zaman zaman depreşiyor. Gezi olaylarından sonra da önde gelen parti yöneticileri, ‘CHP ve kapatma’ kelimeleri yan yana geçen çok sayıda cümle kurdu. Mesela Mustafa Şentop şöyle diyordu: “AK Parti öncesi dönemde yaşıyor olsaydık, muhakkak böyle bir dava açılabilirdi. RP, FP niye kapatıldı? Parti adına bazı şahısların yaptığı konuşmalar nedeniyle. Bugün CHP’nin birçok milletvekilinin halkı isyana teşvik etmek gibi birtakım suçlar işlediklerini görüyoruz. Bu, anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüstür. Sokak hareketleriyle, bir anarşi ortamı doğurmakla anayasal düzen değişikliği yapmak, hükümet faaliyetlerini engellemeye çalışmak suçtur.”
CHP’yle ilgili haberlere yakından baktığımızda kapatma davasının taşlarının döşendiğini söyleyebiliriz. CHP’li Umut Oran’la sosyal medya fenomeni Fuat Avni arasında geçtiği ileri sürülen mesajlaşmada adrese teslim bombalar yerleştiriliyor. Konuyu iki kişi ciddiye aldı; birisi yeni kurulan Anayasal Suçlarla Mücadele Savcılığı. Gerçek dışı bu yayınları küçümsememek lazım. Beş yıl önce yayınlanan bir dizi filmden örgüt çıkarıp Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’yı tutuklayan adliyemizi hafife almayın. İzmir suikastı davasından 15 idam ve parti (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası) kapatma kararı çıkarıldığını daha söylemiyorum.
‘İsrail’den 25 milyon seçim harçlığı’ cümlesi kullanılarak “Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan veya Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddî yardım alan siyasi partiler temelli olarak kapatılır.” maddesi işletilebilir. Kılıçdaroğlu’nun bütün görüşmelerden haberdar olduğu hatta Oran’ın yanında bulunup tasdik ettiği bölümlerin rast gele yazıldığını sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Genel başkanın işlemesi kapatmayı gerektiren eylemlerin odağı olmanın yeter şartı. Tek başına genel başkan üzerinden bile parti kapatılabilir. Sümeyye Erdoğan’a suikast iddiasına kargaların güldüğü karikatürler yapıldı. Ama keşke mesele o kadar komik olsa. Normal zamanda İş Bankası ile ilgili iddialara da gülüp geçerdik ama Bank Asya’nın yaşadıklarından sonra kimse ‘o kadar da olmaz’ diyemiyor. Hukukun askıya alındığı bir ortamda maalesef sürpriz kelimesi anlamını yitirdi. Bundan sonra hiçbir şey sürpriz olmaz; CHP’nin kapatılması bile...