TBMM Soruşturma Komisyonu’nun tanık olarak dinlediği eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın koruma amiri Emrah Sarıyüce, Çağlayan’ın 700 bin TL’lik saatinin geceyarısı uçağıyla Reza Zarrab'ın adamı Murat Yılmaz tarafından getirilerek Özel Kalem Müdürü Onur Kaya’ya teslim edildiğini söyledi.
Cumhuriyet gazetesinden Emine Kaplan'ın haberine göre, Sarıyüce, pakette saat olduğunu bilmediğini kaydederek, “Onur Kaya, kıymetli bir şey olduğunu söyledi” dedi. Zarrab'ı bakanlıkta gördüğünü, ancak kaç kez geldiğini hatırlamadığını belirten Sarıyüce, Çağlayan’ın İstanbul’da Sarraf’la görüşmeler yaptığını kaydetti.
Korumaya da hediye teklifi
Sarıyüce, Murat Yılmaz’ın tapelere göre kendisine ‘çocuklara çikolata falan göndereyim mi diye sorduğunun anımsatılarak Çağlayan’ın yakınındaki insanlara hediye getirecek kadar hukuku olup olmadığının sorulması üzerine "Ben 3 senedir evliyim, henüz çocuğum yok, yani çocuğum olmadığını bimiyor. Onu herhalde herkese söylediği bir cümle olarak söyledi. Ben de hediye kabul etmeyi sevmeyen bir insanım yapım gereği, orada da istemedim" dedi.
Gümrük Müsteşarı Ziya Altunyaldız ise, Sarraf’ın altın yüklü uçağıyla ilgili olarak beyan edilen altın miktarının 1500, tespit edilen miktarın ise 1208 kilogram olduğunu söyledi.
4 eski bakanın rüşvet aldığı iddiasıyla kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu’nun tanık olarak dinlediği eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın koruma amiri Emrah Sarıyüce, şu bilgileri verdi:
Saat için Onur Kaya aramış
(Çağlayan’ın 700 bin TL’lik saatiyle ilgili sorular üzerine) Bakan Bey’in Özel Kalem Müdürü Onur Kaya beni aradı, dedi ki: “Böyle bir emanet alınacak, telefon numarası bu”. Kıymetli birşey olduğunu söyledi. “O yüzden hani siz alırsanız uygun olur” dedi. “İyi” dedim, ben de memurumu görevlendirdim, işte irtibat numarası verdim, uçağın iniş saatini söyledim, kişiyi söyledim. “Bundan gidip alacaksın, dikkatli ol, onu muhafaza et” dedim. O kişiyle ben görüştüm, adı Murat’tı herhalde. (Murat Yılmaz, Sarraf’ın gemisinin kaptanı) Onunla görüştüm, “senden bir emanet alacakmışız, ne zaman geliyorsun”dedim. Onur Bey de “Sorup öğrenirsin” demişti. “Gece 12 gibi falan ineceğiz Ankara’ya” dedi. O şekilde ben de memurumu görevlendirdim, gitti aldı, daha sonra da Onur Bey’e teslim etti. (Saatin parasının ne kadar olduğu ve kimin ödediğine ilişkin sorular üzerine) Onları bilmiyorum. Kıymetinin 700 bin lira olduğunu medyadan öğrendim doğruysa.
Saatin parasını ödemiştir diye düşündüm
(“Bakana kıymetli bir hediye gönderilmesi garibinize gitmedi mi?” sorusu üzerine) Ben hüsnüzanda (iyi niyetli düşünce) bulundum, polisim herşeyi hesaplıyorum, evet ama Bakan Bey’in ekonomik durumu da ortada yani sipariş vermiştir, o an adam oradadır çünkü yani bir adam gönderilmiştir veya. Bana şey bahsetmişti mesela “Sürekli tekneyi gezdiriyorum, Avrupa’ya falan gidiyorum” demişti. Ben hüsnüzan yapmıştım orada, bilmiyorum doğru mu yanlış mı? Yani oradayken o adam, onun getirmesi kolay olmuştur yani Bakan Bey parasını ödemiştir diye bir hüsnüzanda bulundum, içeriğini bilmiyorum. (“Olağanüstü bir hediye, anlamı var” denmesi üzerine) Ben de onu düşündüm, ama pek bir bilgi sahibi değiliz.
Rıza Sarraf’ı bakanlıkta gördüm
(Sarraf’ın bakanlığa gelip gelmediği sorusu üzerine) Sarraf’ı bakanlıkta gördüm, evet, görüşmeye geldiğini görmüştüm daha sonra veya daha önce tam hatırlamıyorum. Birkaç kez mi, bir kere mi tam hatırlamıyorum. Bir kere bakanlığa geldiğini görmüştüm. Sarraf’ın asistanı Murat Yılmaz ile İstanbul’da münasebetimiz olmuştu. Nasıldı tam hatırlamıyorum, yani bayağı bir zaman geçti. Orada işte “Ben gemi kaptanıyım”. Yani yanında gelmişti zaten asistanı veya koruması gibi. İşte muhabbet ederken sigara, ayaküstü muhabetti. Tekneden, havadan sudan bahsetmiştik. Birkaç kez gördüm. (“O görüşmeleriniz esnasında Sarraf, bakanla görüşüyor muydu?” sorusu üzerine) Evet.
Görev yerim değişti
Bu olaylardan sonra görev değişikliğim oldu. Ben şu an Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde çalışıyorum, orada büro amiriyim.
'Hediye teklifini kabul etmedim'
(Murat Yılmaz’ın tapelere göre kendisine ‘çocuklara çikolata falan göndereyim mi diye sorduğunun anımsatılarak Çağlayan’ın yakınındaki insanlara hediye getirecek kadar hukuku olup olmadığının sorulması üzerine) Ben 3 senedir evliyim, henüz çocuğum yok, yani çocuğum olmadığını bimiyor. Onu herhalde herkese söylediği bir cümle olarak söyledi. Ben de hediye kabul etmeyi sevmeyen bir insanım yapım gereği, orada da istemedim. İnsanlar nasıl bir yaklaşımda bulunuyor, belki haddi olmadan öyle konuştu.
‘Altın olduğunu bilmiyordum'
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız da, komisyona şu bilgileri verdi:
'Tamam demedim, bakarım dedim'
(Sarraf’ın 1.5 ton altın yüklü Gana’dan getirdiği uçakla ilgili) Takdir edersiniz, Gümrük Müsteşarı pek çok konuya muhataptır. Sorunu olan herkes arayabilir, herkes bana ulaşabilir. Onur Kaya (Çağlayan’ın özel kalem müdürü) beni aradı. Böyle bir uçak geldiğini, beklediğini, bekletildiğini. Her sorunu olan vatandaşa ifade ettiğim gibi “Evet, bakarım, ilgilenirim” demişim doğal olarak. Sonuçta, konuyu incelemeden birşey söylemek mümkün değil. Bu olayda da arkadaşlarımdan bilgi istedim. Bu bilgi sonucunda böyle bir uçağın İstanbul’a indiği, uçakta eksik belgeler olduğu, bu belgeler nedeniyle uçağın beklediği ve belgelerin tamamlanmasıyla birlikte işlemlerin yasalar çerçevesinde yürütüleceğine dair bilgi geldi, konu kendi mecrasında yürüyor. Konuyu idarenin yönetimine o haliyle bıraktık. (Geri dönüş yaptınız mı sorusu üzerine) Kendi yasal çerçevesinde yürüdüğü için kimseye birşey söylemedim. O yüzden de geriye dönüp şöyle bir işlem yaptım diye konuşma da yapmadım.
‘Bizimki’ Çağlayan
(Onur Kaya’nın tapelerde ‘Bizimki de biraz önemsediği için sizi direk aradım’ ifadesindeki ‘bizimki’nin kim olduğu sorusu üzerine) Ben Sayın Çağlayan’ın olduğunu düşünüyorum.
292 kg altın eksik
(Uçaktaki altının 292 kilosunun kayıp olduğu iddiasıyla ilgili olarak) 1500 olarak beyan edilmiş, net 1.208 kilogram. Öbürü sadece beyan, onu bilmiyoruz. Gümrük memurlarının yaptığı net tespit 1208. (Bu bir kaçakçılık sayılır mı sorusu üzerine) Gümrük müfettişi gerekli değerlendirmeleri yapmış, kaçakçılığa dokunan bir husus olmadığını da raporunda belirtmiş. (Tespitin ne zaman yapıldığı sorusu üzerine) Yüzde yüz emin değilim, uçağın 1 Ocak’ta geldiği malum, 4 Ocak gibi gözüküyor.
Kargonun ne olduğunu bilmiyordum
(Onur Kaya ile görüştüğü zaman uçağın kargosunu biliyor muydunuz sorusu üzerine) Bilmiyordum, konuşmadan zaten o anlaşılıyor. Ben ilk defa orada vakıf oluyorum yani böyle bir olay olduğunu ne biliyorum ne de bilgim var.