Gündem

'Öcalan, çok dindardı, oruç tutar, namazı en ön safta kılardı'

Öcalan'ın sınıf arkadaşı İsmail Arslan: Öcalan lise ikiden sonra namaz kılmayı bıraktı, dinle alakasını kesti ,yeni bir arayışa girmişti felsefeye dalmıştı

11 Aralık 2012 17:34

Habertürk gazetesi yazarı Amberin Zaman, bugünkü (11 Kasım 2012) köşesinde Abdullah Öcalan'ın lise yıllarında namaz kıldığını ve oruç tuttuğunu yazdı.

Zaman, geçtiğimiz günlerde Caylanpınar'a yaptığı gezi sırasında tanıştığı Ceylanpınar Belediye Başkanı aynı zamanda Öcalan'ın lise yıllarından sınıf arkadaşı İsmail Arslan'la görüşmesi kaleme aldığı 'Öcalan'ı nasıl bilirdiniz' başlıklı yazısınınbir kısmı şöyle:

"66 ile 68 yılları arasında aynı sınıfta okuduk, aynı yatakhanede yattık. Zekiydi çok. Sınıfın ilk üçü arasında yer alırdı hep. Dini yanı ağır basardı." "Nasıl yani?" diye sorunca, Arslan sözlerine şöyle devam etti: "Evet, çok dindardı. Oruç tutar, namazı en ön safta kılardı. Beraber kılardık. Ne yaparsa hep en iyisini yapardı. Namazı da öyleydi. Necip Fazıl'ın (Kısakürek) konferanslarına katılıyordu. Dine ilgisi ve yazdığı kompozisyonlar edebiyat hocamız Faruk Çağlayan'ın dikkatini çekti. Binbaşı olan hocamız aynı zamanda Harp Okulu'nda ders veriyordu. Öcalan'a okuması için bir sürü yazarın düşünürün kitabını vermişti. Derken Öcalan lise ikiden sonra namaz kılmayı bıraktı, dinle alakasını kesti." "Ateist mi olmuştu?" "Hayır, öyle bir ifadede bulunmadı hiç. Ancak felsefeye dalmıştı. Yeni bir arayışa girmişti. Bana ailesinin kendinden farklı beklentileri olduğunu, memur olmasını istediklerini ama böyle bir kadere razı olamayacağını anlatmıştı o zamanlar. Farklı beklentileri vardı ama ne olduklarını o günlerde bizimle paylaşmamıştı."

Öcalan'a nasıl hitap ediyordu? "Abdullah diyorduk kendisine. Hem neşeli hem ciddiydi. Kızlara baktığımız zaman fırçalardı bizi. Çapkın hiç değildi."

O lise yıllarından sonra Arslan ile Öcalan'ın yolları uzun süre kesişmemiş. Ankara Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra 12 yıl Tapu Kadastro'da memurluk yapan Arslan,1984 yılında avukatlığa başlamış. 1990'da HEP kurulduğunda aktif siyasete katılmış ve 1999 İmralı duruşmaları esnasında ilk kez eski sınıf arkadaşıyla tekrar bir araya gelmiş. Daha çok konuşacak şey var ama Arslan'ı daha fazla sıkıştırmamaya karar veriyorum. Çünkü Allah saklasın ya adamcağızı Öcalan'a ilişkin anlattıkları üzerinden "terör elebaşını övme" bahanesiyle içeri tıkarlarsa?