Tanassis Antoniu kararını çoktan vermiş. Her halükarda alacaklıların tasarruf önerilerine karşı oy kullanacağını söylüyor ve ekliyor: Eğer 'evet' oyu verirsem bir yıl içinde garanti daha da yoksul duruma düşeceğim. Bunun da Avrupa perspektifiyle hiçbir alakası yok.”
İki çocuk babası Antoniu sonuçta Avrupa’nın Yunanlar için refah ve demokrasi kültürüyle özdeşleştiğine dikkat çekiyor ve “Örneğin Kaliforniya’da marihuananın yasallaştırılması bile halkoyuna sunuluyorsa, bir Avrupa halkının kendi geleceğiyle ilgili referandum yapmaması için hiçbir neden yok” diyor.
Yunan parlamentosu 14 saatlik hararetli tartışmaların ardından pazar günü sabaha karşı referanduma yeşil ışık yaktı. 5 Temmuz’da düzenlenmesi planlanan referandumda alacaklıların talep ettiği reform programı halk oylamasına götürülecek. Başbakan Aleksis Tsipras oturumda yaptığı ateşli konuşmada, Euro Bölgesi Başkanı ve Almanya Maliye Bakanı’nı kastederek “Yunanistan’da referandum düzenlemek için Bay Dijsselbloem ya da Bay Schaeuble’den izin isteyecek değilim” dedi.
"Avrupa sadece Euro değil"
Tanassis Antoniu, Tsipras’ın partisi Syriza’ya sempati duyduğunu gizlemiyor. Ancak pekçok seçmen gibi kendisi de Tsipras’ın çizgisi ile Avrupa rotası arasında kalmış durumda. Avrupa bütünleşmesinin Yunanistan’ın kaderi olduğunu ve bunun sorgulanamayacağını kaydediyor. Ancak ona göre Avrupa fikri sadece para birimine de indirgenmemeli. Bir yayınevinde çalışan 48 yaşındaki Antoniu, “Avrupa benim için ortak değerler ve bir hoşgörü kültürüdür. Ama bu aynı zamanda ekonomik aciliyetlerin olmadığı onurlu bir yaşam anlamına da geliyor” diyor.
33 yaşındaki taksi şoförü Achilleas Kirkiotakis de referandumun yapılmasını isteyenlerden. Nedenleri ise daha farklı. “Nihayet Yunan halkının sorumluluk üstlenmesi ve net bir karar almasının zamanı geldi” diyor. Onun için yapılacak seçim, Euro ile Drahmi’ye geri dönüş arasında olacak. Kirkiotakis her gün ekonomik olarak ayakta kalma savaşı veriyor. Kendi geleceği ile ilgili korkularını ise bastırmaya çalışıyor. “Şu an kendi hayatını eline alması gereken ve önünde uzun çalışma yılları olan bir yaştayım. Şu an borçlarım olsa da korkuya teslim olma lüksüm yok. Sonuçta bugünlerde kimin borcu yok ki?” diyor.
"Gerçekçi olmalıyız"
Kirkiotakis kriz dönemlerinde daha fazla tevazu ve gerçekçiliğe ihtiyaç olduğunu söylüyor. Herkesin ekonomik açıdan kötü durumda olduğunu, dolayısıyla öncelikler belirlemek ve kendi ihtiyaçlarını azaltmak gerektiğini söylüyor. İşine dört elle sarıldığını, hafta sonları dahil günde 14 saat direksiyon salladığını gururla anlatıyor.
Tanassis Antoniu için de günde 14 saatlik mesai sıradan hale gelmiş. Eskiden yayınevleri ve gazetelerde keyifle çalıştığını, ancak 2008’de krizin üzerlerine kabus gibi çöktüğünü anlatıyor. Yedi yıldır belirsizlikler içinde yaşam savaşı verdiğini söylüyor ve anlatmaya devam ediyor: "2010 yılında uzunca süre işsiz kaldım, ardından sadece birkaç düşük ücretli ve yoğun çalışılması gereken işler bulabildim."
"Avrupa için de yenilgi olur"
Ancak Antoniu yaşadığı tüm olumsuzluklara, çektiği acılara rağmen Avrupa’nın tek yol olduğunu düşünüyor. Ama kırmızı çizgisini de ekliyor: Euro, Yunanistan’ı sıkboğaz edecek olursa, bu ülkede yaşayan insanlar nefes alamayacak duruma gelirse, o zaman Euro'dan çıkış üzerinde de düşünülmeli. Ama korkarım ki, bu sadece Yunanistan değil, Avrupa için de bir yenilgi olur" diyor.
Atina'da yayımlanan haftalık “To Vima” gazetesinin anketine göre Yunanların yüzde 47'si uluslararası alacaklıların tasarruf önerilerini destekliyor. Sadece yüzde 33'lük kesim karşı çıkıyor. Başbakan Tsipras'ın müzakere taktikleri konusunda ise Yunan halkı ikiye bölünmüş durumda. Ankete katılanların yüzde 48'i Başbakan'ın iyi bir görünüm verdiğini düşünürken, yüzde 50'lik kesim Tsipras'ın tarzını olumsuz değerlendiriyor. Alacaklılarla köprülerin atılmasını isteyenlerin oranı ise sadece yüzde 26.
Atina'da yayımlanan ‘Kathimerini' gazetesinin genel yayın yönetmeni Aleksis Papahelas endişeli. Skai televizyon kanalına konuşan Papahelas, Euro Bölgesi maliye bakanlarının Yunan meslektaşları olmadan toplanmasının eşi görülmemiş bir durum olduğuna dikkat çekerek, “ Yunanistan'ın bir ayağı çoktan Euro Bölgesi'nin dışında” değerlendirmesi yaptı. Papahelas, analizinde “Umarım AB'deki ortaklarımız olayın sadece bir hükümet ya da bir başbakan olmadığını, bir halkın kaderinin söz konusu olduğunu anlarlar” uyarısı yaptı.